Kaybetmeyi ve kaybedilmeyi, dünyanın zalimliğini ve güzelliğini, şefkati ve nefreti, bir çocuk gibi sevebilmeyi ve koşulsuz sevilmeyi, ihaneti ve affı, gerektiğinde veda etmeyi, gerektiğinde kolundan tutup geri döndürmesini bilmeyi, en önemlisi de ne olursa olsun kendinden ve kararlarından pişmanlık duymayarak yaşamayı ve yeryüzüne bu şekilde veda edebilmeyi öğreniyorsunuz. Kendi kayıplarınızı, pişmanlıklarınızı ve 'keşke'lerinizi gün yüzüne çıkartıyor ve onlarla yüzleşmek zorunda kalıyorsunuz.

Bu oyunda hepimize ait farklı kusurlar, farklı güzellikler, acılar ve pişmanlıklar var. Bu sayede oyunun o sıcacık, realistik ve dramatik dünyasında buluveriyorsunuz kendinizi. Belki unutamadığınız çocukluk aşkınızı, belki içinizi hala kemiren geçmişin hatıralarını, belki de hayatınıza henüz adım atmamış 'o' kişinin hikayesini düşlüyorsunuz oyun boyunca.

Hayatımda tecrübe ettiğim en vurucu, en dramatik ve şahsına münhasır yapımlardan biriydi Spiritfarer. İnsanoğlunun binlerce yıldır zihnini kurcalayan o kurdu, ölümü ve öte yaşamı, sahip olduğu rengarenk karakterleri, fevkalade sanat tasarımı ve son zamanların en iyi oyun soundtracklerinden biriyle o kadar etkili bir şekilde işliyor ki, hikaye boyunca bir oraya bir buraya savruluyorsunuz.

Bir noktadan sonra monotonlaşan gameplayden ve insanı baymaya başlayan uzun karakter animasyonlarından bahsetmeyeceğim. Zira oyun bittiğinde ve masamın başından kalktığımda hiçbiri benim için bir önem arz etmiyordu.

Bahsettiğim kadar derinden bağlanmayabilir, hatta nefret edebilirsiniz. Fakat Spiritfarer'ı olabildiğince fazla kişinin oynamasını istiyorum. İndirimli ya da indirimsiz kesinlikle satın alın ve bir şans verin.