Install Steam
login
|
language
简体中文 (Simplified Chinese)
繁體中文 (Traditional Chinese)
日本語 (Japanese)
한국어 (Korean)
ไทย (Thai)
Български (Bulgarian)
Čeština (Czech)
Dansk (Danish)
Deutsch (German)
Español - España (Spanish - Spain)
Español - Latinoamérica (Spanish - Latin America)
Ελληνικά (Greek)
Français (French)
Italiano (Italian)
Bahasa Indonesia (Indonesian)
Magyar (Hungarian)
Nederlands (Dutch)
Norsk (Norwegian)
Polski (Polish)
Português (Portuguese - Portugal)
Português - Brasil (Portuguese - Brazil)
Română (Romanian)
Русский (Russian)
Suomi (Finnish)
Svenska (Swedish)
Türkçe (Turkish)
Tiếng Việt (Vietnamese)
Українська (Ukrainian)
Report a translation problem
▂▄▅█████████▅▄▃▂
I███████████████████].
◥⊙▲⊙▲⊙▲⊙▲⊙▲⊙▲⊙◤
Bu reis le ormanın en derinliklerinde karşılaştık
bana bu ormandan çıkmam için onu takip etmemi söyleyen bir büyücüyle
tanıştım bu büyücünün adı ulu turgaydı
kendisi kadim büyülerin üstadı ve hakimiydi böyle büyüleri
yapabilen dünyadaki tek büyücüydü .
kurtlar vadisinden pusu yedik adeta tezgahtı
ormanın içerisindeki canavarlardan kurtulurken benim kulağıma fısıldadığı
bir kaç kadim kelime kulağımda hala çınlamakta
eziciye bavettane kenattanem ez kurban kuzu kerimıne
bu kutsal cümleler o gün bizim hayatımızı kurtardı ve bunu
o ulu büyücüye borçluydum umarım yaşıyorsundur kadim dostum
Bir anda deli kahkahalar atarak az ilerideki zavallı Elder Priest’i gözüne kestirdi. “Bu sahte rahipten hesap soracağım!” dedi ve o koskoca sopasını 175 derece açıyla zavallının arka tarafına... ah, söylemesi bile zor… bodoslama sapladı. Adamın gözlerini kocaman açıp “AAAAHOOO!” diye bir ses çıkardı. Olan biteni anlamaya çalışırken Wukong hala kahkahalar atıyordu.