Yaklaşık 400 saatlik oyun deneyimim,tüm kitaplarını okuyuşum ve diziye de şöyle bir bakışımdan sonra bu incelemeyi yazacağım.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki oynadığınız veya oynayacağınız oyun yalnızca bir oyundan ibaret değil.Bu oyunun içinde tıpkı kitaplarda olduğu gibi felsefenin temel konusu insan ve hayat yer alıyor.Cesur,fedakar,onur gibi vasıfların geniş omuz ya da büyük bir kılıçla değil de verdiğin kararlar ile ölçüldüğü(Cirilla Fiona Elen Riannon), insan olabilmenin damarda akan insan kanıyla alakalı değilde ; başkalarının çektiği acıyı hissedip ona göre tepki vermekle alakalı olduğunu(Geralt Roger Eric du Haute-Bellegarde), hayattaki hiç kimsenin siyah ya da beyaz olmadığı herkesin grinin bir tonu olduğunu; kötü olarak anılan bir insanın aslında hayatında tutunacak tek dalının umut olduğu(Bloody Baron),açgözlülüğün bu hayatta getirisinden çok götürüsü olduğu;arkadaşlığı çıkar ilişkisine dayadığında sonunda kimsenin seni hatırlamayacağını(whoerson Junior) anlatıyor bu oyun. Gerçekten hikayeleri iyi takip ederseniz hayatınıza çok şey katabilirsiniz.
İnceleme de The Witcher evrenini anlatacak olsam da bilmenizi isterim ki oyunun hem artılarını hem de eksilerini söyleyeceğim. Ne kadar oyunun dezavantajları sadece bu oyunu benim gibi ağzının suyu akarak oynayanlar için geçerliyse de bilmenizde fayda var. Aynı zamanda yeni başlayanlara önemli tavsiyeler vereceğim.Eğer ki yeniyseniz kesinlikle bakın derim Öncelikle The Witcher serisinin oyunları ile kitaplarının hikayesi farklı. Kitabının hikayesinden 5 yıl sonra geçen bir olay zinciri var ve kitaptan bağımsız yani hikayeyi kendilerine göre biraz değiştirmişler. Peki diğer oyunları almak şart mıdır ? Sadece bu oyunu alsam olayı anlayamaz mıyım? Yeteri kadar heyecanla oynayamam mı ?
Diğer oyunları almanız şart değil. Hele hele The Witcher 1 oyunu diğer iki oyundan farklı kendince bir hikayesi var ve oyun kombatları biraz eski olduğundan pek sevilmez.
The Witcher evrenini bilmeden sadece bu oyunu alarak da olayın gidişatını anlayabilirsiniz lakin öncesinden youtube'dan diğer oyunların hikayesini dinleyin ve kafanızda bir şeyler oluşsun.
Eğer ki kafanızda bir şey olmadan bu oyunu oynayacaksanız oyunun başlarında büyük bir heyecanla oynayacağınızı zannetmem. Çünkü ben hiçbir şey bilmeden başladım ve pek bir şey anlamadığımdan sadece yaratık kesen bir mahlukatı oynadığımız sıradan bir oyun olduğunu düşünmüştüm. Hatta oyunu bir süreliğine bırakmıştım lakin sonrasında gelişen olaylarla bizi hikayenin içlerine sokması; her bir yan görevin,efsunger kontratın hatta haritadaki soru işaretlerin bile vereceğiniz kararlar doğrultusunda farklı bir yol izlediğini fark edince bu oyun beni benden aldı.Şunu da belirteyim ki oyunu 3 kez bitirdim ama hala görmediğim şeyler var. Oyunun genel hikayesi de oldukça çok dala ayrılıyor, her bir tercihiniz oyunun sonunu etkiliyor haberiniz olsun. Oyunun 3 sonu var. Bunlara kötü,idare eder,iyi diye adlandırabilirsiniz.
The Witcher 3 : Wild Hunt'ın hikayesi 1250'li yıllarda savaşın tam ortasında geçiyor. O yüzden görevlerden sıyrılıp biraz etrafı kolaçan edip millete kulak kesildiğinizde savaşın ne kadar kötü sonuçlar doğurabileceğini hatta orta çağ da yaşayan insanların savaş zamanı nasıl hissettiğini anlayabiliyorsunuz. Şarkılarını unutmamak gerek. Bu kadar ince düşünülmüş bir oyunda tabii ki soundtracklerinin güzel olacağını düşünürüz ama bu başka. Buradaki hem dlc için hem ana oyun için hem de gwent için yarattıkları bu müzikler ve musikiler eminim ki hayatınızda küçük de olsa yer edinecek.Dlc ler ise tam bir fevkalade. Bir oyunun dlc si genellikle biraz daha oyunun ekmeğini yiyelim diye yapılır ama bu... Blood and Wine dlc si için yeni bir şehir yaratıyorlar ve oradaki şarap mahzenleri bir harika ! Müzikleri,etraftan çıkan sesleri, hikayesi inanılır gibi değil. Tekrar tekrar oynasanız da bitmeyecek bir dlc.Hearts of stone'u bahsetmiyorum bile. Gaunter o'dimm gibi bir villain Batman The Dark Knight filmindeki joker neyse Marvel'da Thanos neyse Scarface de Tony montana neyse işte tam da o ! Oyunun içindeki oyundan bahsetmiyorum bile ! Resmen sırf o oyun için oyuna girdiğim zamanları hatırlıyorum. Oyunda sadece qwent kovalıyordum ve bunla ilgili görevleri harikulade ! Karakterlerin güzelliklerine ne demeli peki ? Triss, yennefer, keria, shani ... Güzellik algısını öyle bir arşa çıkarıyorlar ki dizideki karakterler size çok yalın geliyor !
Oyunun birkaç eksiği var. Öncelikle zorluk seviyesinde en üst zorluk olan ''Ölüm Marşı''nı ayarlayamamışlar. Sizden istediği seviyenin üstünde de olsanız görevi başarıyla bitirmeniz imkansız(Yennefer ile cin görevi) hatta elinizde bulunan arbalet neredeyse hiç işe yaramıyor.Aynı zamanda kılıç seviyeleri tam bir rezalet. Bazı yan ya da ana görevleri yaptığınızda kılıcın hikayesini anlatarak ya da çokça pofpoflayarak size veriyorlar lakin bir bakıyorsunuz elinizde halihazırda bulunan kılıçtan daha kalitesiz.Simyacılarda,zırhçılarda çok maliyetli bir eşyayı çok ucuza satıyorsunuz ama çok pahalıya alıyorsunuz(zümrütü 100 krona satıp sizden 5000 kron istemesi).Sonrasında küçük bir tepeden atlasanız da ölebiliyorsunuz. Bu tepe 2 metrede olsa aynı 10 metrede olsa. Bunlar çokça sinir bozucu.Bir tanesi de buglar... Oyunda ne kadar çok oynarsanız o kadar çok fark edeceksiniz. Çoğu önemsiz de olsa sizleri azıcık rahatsız ediyor.
Yeni başlayanlara tavsiyem şu. Normal zorlukta oynayın çünkü zorluğu arttırırsanız oyunda ilerlemeniz olmayabilir çünkü biraz kabiliyet ve strateji istiyor. İlle de zorda oynayacaksanız karakter bölümünde simyadan ilerleyin yoksa ilerlemeniz çok zor( ben ölüm marşını simyayı fulleyerek bitirdim). Yan görevleri es geçmeyin çünkü ana görevleri geçmeniz çok zor olur.Yan görevler level atlamanızı sağlayacak. Ana hikaye de çıkmaza girdiyseniz diğer ana görevleri yapın bazıları bağlantılı olduğundan ilerleme o şekilde olabiliyor.
İyi eğlenceler dilerim efendim..

A man who made mistakes...and desperatly wants to make things right.
There is no black and white, a lot of us can relate to his tale.
Geralt Roger Eric du Haute-Bellegarde