Zainstaluj Steam
zaloguj się
|
język
简体中文 (chiński uproszczony)
繁體中文 (chiński tradycyjny)
日本語 (japoński)
한국어 (koreański)
ไทย (tajski)
български (bułgarski)
Čeština (czeski)
Dansk (duński)
Deutsch (niemiecki)
English (angielski)
Español – España (hiszpański)
Español – Latinoamérica (hiszpański latynoamerykański)
Ελληνικά (grecki)
Français (francuski)
Italiano (włoski)
Bahasa Indonesia (indonezyjski)
Magyar (węgierski)
Nederlands (niderlandzki)
Norsk (norweski)
Português (portugalski – Portugalia)
Português – Brasil (portugalski brazylijski)
Română (rumuński)
Русский (rosyjski)
Suomi (fiński)
Svenska (szwedzki)
Türkçe (turecki)
Tiếng Việt (wietnamski)
Українська (ukraiński)
Zgłoś problem z tłumaczeniem
— “Ne yavaşsın, bu gidişle ömrün yetmez bir yere varmaya!”
Kaplumbağa sadece başını sallarmış ve yoluna devam edermiş. Günler geçmiş, bir gün ormanda büyük bir yangın çıkmış. Hayvanlar kaçışırken tilki bir anda ayağını sıkıştırmış. Kıpırdayamaz olmuş, etrafta yardım edecek kimse yok. Bir süre sonra bir ses duymuş: kaplumbağanın ayak sesleri.
Kaplumbağa yavaş ama kararlı bir şekilde gelmiş, tilkinin sıkışan ayağını toprağı eşeleyerek kurtarmış. Tilki utanmış:
— “Seninle alay ettiğim için özür dilerim. Meğer yavaş olmak, sabırlı olmak kötü değilmiş.”
Kaplumbağa gülümsemiş:
— “Herkesin bir yolu var, tilki. Önemli olan doğru zamanda doğru yerde olmak.”
⬛🟨⬛ㅤㅤㅤ⬛⬛⬛⬛⬛ ㅤㅤ⬛🟨⬛
⬛🟨🟨⬛⬛🟨🟨🟨🟨🟨⬛⬛🟨🟨⬛
⬛🟨🟨🟦🟨🟨🟨🟨🟨🟨🟨🟦🟨🟨⬛
ㅤ ⬛🟦🟨🟨🟨🟨🟫🟨🟨🟨🟨🟦⬛
⬛🟨🟨🟨🟨🟫🟫🟫🟫🟫🟨🟨⬛
⬛⬛⬛⬛⬛🟦⬜🟫⬜🟦⬛⬛⬛⬛
⬛⬛⬛⬜⬛🟦⬜🟫⬜🟦⬛⬜⬛⬛⬛
ㅤ ⬛⬛⬛⬛🟦⬜🟫⬜🟦⬛⬛⬛⬛⬛
ㅤ ⬛🟦🟦🟦⬜🟫🟫🟫⬜🟦🟦🟦⬛
ㅤ ⬛⬜⬜⬜🟫⬛⬛⬛🟫⬜⬜⬜⬛
ㅤ ㅤ ⬛🟫🟫🟫⬛🟥🟥🟫🟫🟫⬛
ㅤ ㅤ ⬛⬛⬛🟫🟫🟫🟫🟫⬛⬛⬛
ㅤ ⬛🟫🟫🟦🟦🟦⬛🟦🟦🟦⬛🟫⬛
⬛🟫🟫⬛⬛⬛⬛⬛⬛⬛⬛⬛🟫🟫⬛
⬛🟫🟫⬛⬛⬛⬛⬛⬛⬛⬛⬛🟫🟫⬛
ㅤ ⬛⬛⬛🟦🟦🟦🟦🟦🟦🟦⬛⬛⬛
ㅤ ㅤ ㅤ ⬛🟦🟦🟦🟦🟦🟦🟦⬛
ㅤ ㅤ ㅤ ⬛⬜⬜⬜⬜⬜⬜⬜⬛