Hikayeye bir suikastçı olarak başlıyoruz.
3. oyundan bildiğimiz Devonport Malikane'sinde eğitim gören ve gelecek vadeden genç bir suikastçı olan Shay Patrick Cormac'i yönetiyoruz.

Ustaları yine 3. oyundan tanıdığımız Achilles, ama biraz daha genç hali.
Bir gün 4. oyundan tanıdığımız Adéwalé, Achilles ile konuşmak için Davenport'a gelir.
Haiti'de olan bir deprem sonucu şehrin yerle bir olduğundan bahseder ayrıca çok özel bir kutudan ve el yazmasından bahseder. Bunların tapınakçıların elinde olduğunu, onu almamız gerektiğini söyler.

Shay görevi yerine getirir, tapınakçıyı, kutuyu ve el yazmasını bulur.
Ancak kutuyu açamaz ve Benjamin Franklin'den yardım alır.
Franklin, fırtınalı bir günde paratoner yardımı ile kutuya güç verir ve kutudan bir hologram çıkar.
Bu hologram dünya haritasını gösterir, özellikle Portekiz-Lizbon'u gösterir.

Shay oraya gider ve bir kilise bulur, kilisenin altında ise bir sismik tapınak vardır.
Shay, tapınağın ortasında duran taş bulur, sismik tapınakta olduğunu ve gördüğü taşın da tüm şehri ayakta tuttuğunu bilmiyor ve o taşın bir cennet elması olduğunu sanıyordu.
Kaldırdığında taş toza dönüşür ve şehir tıpkı Haiti'de olduğu gibi yıkılmaya başlar. Yüzlerce masum insan ölür.
Shay kendini zar zor gemisine atar ve Davenport'a dönmek üzere yola çıkar.
Döndüğünde ise mentoru Achilles'e hesap sorar. ''Senin yüzünden masum insanlar öldü, şehir yerle bir oldu'',
Achilles ise çok saçma sözler söyler, ''Sen nasıl bana saygısızlık yaparsın ben senin ustanım'' gibi sözler.
Ardından yanında duran diğer suikastçılara ''Shay'i çıkarın buradan'' der.

Bunların üzerine Shay malikaneye sızarak el yazmasını almak ister.
El yazmasını aldığında Achilles'e yakalanır ve Achilles yine Shay'i dinlemeden ''Sen nasıl kardeşlikten çalarsın, nasıl bize ihanet edersin?'' gibi sözler eder.
Shay el yazmasını alır ve Achilles ile ufak bir münakaşaya girer, bir süre sonra sonra camdan kaçar ve Achilles tüm suikastçılara Shay'i yakalama emri verir.
Shay tam kaçacakken bir uçurumun ucuna gelir ve ''Bir kişinin ölümü diğer masum insanların ölmesinden daha önemsiz diyerek el yazmasıyla birlikte aşağı atlar, atlarken de arkadaşı Liam tarafından vurulur.

Bu noktadan itibaren asıl hikaye başladığı için anlatmayacağım.
Hikaye genel olarak iyiydi, senaryoya biraz da tapınakçıların gözünden bakmamızı istemişler. İyi de olmuş.
Ancak sevmediğim kısımlar da vardı elbette. Shay her şeye ani kararlar veriyor, mesela çok hızlı bir şekilde ustasına karşı geliyor. Karşı gelmesinin sebebini söyledim yukarıda ama daha yavaş yavaş anlatsalar bize olayları daha iyi olurdu.
Senaryoda sürprizler de vardı. AC Unity, 3 ve 4'e dair.

Bir de günümüz kısımlarına değinelim.
AC 4'ten bile kötü. 4. oyunda en azından farklı farklı ara sahneler koyulmuştu ama bunda sadece bize söyleneni yapıyoruz, yani serverların kilidini açıyoruz.
Bir de oyunun sonunda toplanmışlar "Sana bir sürpizimiz var" diyorlar.
Gidiyoruz ve diyorlar ki "Biz tapınakçıyız."
Bunu ben zaten biliyorum bunun neresi sürpriz ki.
Kısacası günümüz dünyasını hiç beğenmedim.

4. oyun ile hemen hemen aynı.
Yine gemi ile savaşlara giriyoruz, haritada sandıkları açıyoruz, hazine haritaları buluyoruz.
Ancak sevindiğim bir şey var, işkence çektiren takip etme ve dinleme görevleri yok.
Oynanış sadece rakibin saldırısını karşılamak ve öldürmek ve daha güçlü düşmanlar gelirse de gardını indirip yine tek vuruşta öldürmek üzerine.
Öldürme animasyonları 4. oyun ile neredeyse aynı, farklı birkaç tane var.
Bazen vurduğumu hiç hissetmesem de bazen öldürme animasyonlarını izlemek keyifli oluyor.

Düşman karargahlarını ele geçirdiğimiz yan görevler var.
Hazine haritalarını bulunca artık sadece tapınakçı zırhı parçası veriyor başka herhangi bir ödül yok.
Totemler buluyoruz toplam 7 adet. Hepsini bulunca yerli zırhı alıyoruz ama çok kötü görünüyor.
Bir de viking kılıcı parçaları var, hepsini toplayınca viking zırhı ve kılıcını alıyoruz.
Bazı zırhla çok kötü görünse de bazıları çok iyi duruyordu.

Brotherhood oyunundaki gibi şehir geliştirmeleri de yapıyoruz.
Ne kadar geliştirirsek o kadar para kazanıyoruz.
Deniz filosu görevleri var, 7 yıl savaşlarını konu alıyor.
Kendi filomuzu oluşturup görevlere gönderiyoruz ardından para ve çeşitli ödüller kazanıyoruz.

Hikaye gereği suikastçılar ile ters düştükten sonra peşinizde sizi öldürmek isteyen avcılar olacak ve nereden çıkacakları da belli olmuyor, dikkatli olun derim.
Gemi bordalamaları sırasında kontroller sapıtabiliyor.
Yapay zeka çok kötü, bazen düşmanın dibine giriyorum ona rağmen beni göremiyorlar.
Sıradan insanlar da sadece boş boş dolaşıyorlar.

Son olarak harita tasarımına değinmek istiyorum.
Genel olarak ayrıntılı bir harita var.
North Atlantic ve River Valley güzel tasarlanmış. New York da iyi tasarlanmış ama 3. oyundaki New York'u kopyala yapıştır yapmışlar.

AC Unity ile aynı yıl çıktı bu oyun ve eski nesi konsollara da satış yapabilmek için grafikleri eski nesil.
Ama bence eski nesil olmasına rağmen fena değil grafikleri.
Bazen grafik hataları olabiliyor ancak fazla göze batmıyor.

Optimizasyonu 4. oyundan çok daha iyi.
Black Flag'den 2 yıl sonra çıktı bu oyun ve bu oyunda oynadığım grafik ayarları ile Black Flag'i oynayamıyordum. Tabi yine zaman zaman droplar oluyordu ama sık sık olmuyordu.

Bugları ise çok fazla.
Öldürdüğüm düşmanın gözümün önünde ayağa kalktığı oldu.
Gemimin ben içinde değilken suya girip çıktığı oldu.
Ölen düşmanın havada kaldığı oldu.
Bir kaleyi ele geçirirken keskin nişancıları öldürmem gerekiyor mesela ve nişancıların spawn olmadığı oldu.
Bir yerden atlarken havada asılı kaldığım oldu ve ana menüye çıkıp tekrar oyuna girmem gerekti.
Bordalama sırasında çok fazla hatalarla karşılaştım.
Suikastçı durdurma görevlerinde görev bittikten sonra hala savunmam gereken NPC'nin üzerinde ''SAVUN'' yazdığı oldu.
Grafik hataları oluyor bazen.

Genel olarak bug yuvası bir oyun ve bazıları oyunun ilerleyişini bozduğu için çok fazla puan kırdım.

Seslendirmeler zaten hiçbir AC oyununda kötü değildi bunda da değil.
Müzikleri ise akılda kalıcı değil. Gemici şarkıları 4. oyun ile aynı.
Ana menüde ise Ezio's Family çalıyor.

GÜMÜŞ

[h1]HİKAYE[/h1] Hikayeye bir suikastçı olarak başlıyoruz. 3. oyundan bildiğimiz Devonport Malikane'sinde eğitim gören ve gelecek vadeden genç bir suikastçı olan Shay Patrick Cormac'i yönetiyoruz. Ustaları yine 3. oyundan tanıdığımız Achilles, ama biraz daha genç hali. Bir gün 4. oyundan tanıdığımız Adéwalé, Achilles ile konuşmak için Davenport'a gelir. Haiti'de olan bir deprem sonucu şehrin yerle bir olduğundan bahseder ayrıca çok özel bir kutudan ve el yazmasından bahseder. Bunların tapınakçıların elinde olduğunu, onu almamız gerektiğini söyler. Shay görevi yerine getirir, tapınakçıyı, kutuyu ve el yazmasını bulur. Ancak kutuyu açamaz ve Benjamin Franklin'den yardım alır. Franklin, fırtınalı bir günde paratoner yardımı ile kutuya güç verir ve kutudan bir hologram çıkar. Bu hologram dünya haritasını gösterir, özellikle Portekiz-Lizbon'u gösterir. Shay oraya gider ve bir kilise bulur, kilisenin altında ise bir sismik tapınak vardır. Shay, tapınağın ortasında duran taş bulur, sismik tapınakta olduğunu ve gördüğü taşın da tüm şehri ayakta tuttuğunu bilmiyor ve o taşın bir cennet elması olduğunu sanıyordu. Kaldırdığında taş toza dönüşür ve şehir tıpkı Haiti'de olduğu gibi yıkılmaya başlar. Yüzlerce masum insan ölür. Shay kendini zar zor gemisine atar ve Davenport'a dönmek üzere yola çıkar. Döndüğünde ise mentoru Achilles'e hesap sorar. ''Senin yüzünden masum insanlar öldü, şehir yerle bir oldu'', Achilles ise çok saçma sözler söyler, ''Sen nasıl bana saygısızlık yaparsın ben senin ustanım'' gibi sözler. Ardından yanında duran diğer suikastçılara ''Shay'i çıkarın buradan'' der. Bunların üzerine Shay malikaneye sızarak el yazmasını almak ister. El yazmasını aldığında Achilles'e yakalanır ve Achilles yine Shay'i dinlemeden ''Sen nasıl kardeşlikten çalarsın, nasıl bize ihanet edersin?'' gibi sözler eder. Shay el yazmasını alır ve Achilles ile ufak bir münakaşaya girer, bir süre sonra sonra camdan kaçar ve Achilles tüm suikastçılara Shay'i yakalama emri verir. Shay tam kaçacakken bir uçurumun ucuna gelir ve ''Bir kişinin ölümü diğer masum insanların ölmesinden daha önemsiz diyerek el yazmasıyla birlikte aşağı atlar, atlarken de arkadaşı Liam tarafından vurulur. Bu noktadan itibaren asıl hikaye başladığı için anlatmayacağım. Hikaye genel olarak iyiydi, senaryoya biraz da tapınakçıların gözünden bakmamızı istemişler. İyi de olmuş. Ancak sevmediğim kısımlar da vardı elbette. Shay her şeye ani kararlar veriyor, mesela çok hızlı bir şekilde ustasına karşı geliyor. Karşı gelmesinin sebebini söyledim yukarıda ama daha yavaş yavaş anlatsalar bize olayları daha iyi olurdu. Senaryoda sürprizler de vardı. AC Unity, 3 ve 4'e dair. Bir de günümüz kısımlarına değinelim. AC 4'ten bile kötü. 4. oyunda en azından farklı farklı ara sahneler koyulmuştu ama bunda sadece bize söyleneni yapıyoruz, yani serverların kilidini açıyoruz. Bir de oyunun sonunda toplanmışlar "Sana bir sürpizimiz var" diyorlar. Gidiyoruz ve diyorlar ki "Biz tapınakçıyız." Bunu ben zaten biliyorum bunun neresi sürpriz ki. Kısacası günümüz dünyasını hiç beğenmedim. [h1]OYNANIŞ[/h1] 4. oyun ile hemen hemen aynı. Yine gemi ile savaşlara giriyoruz, haritada sandıkları açıyoruz, hazine haritaları buluyoruz. Ancak sevindiğim bir şey var, işkence çektiren takip etme ve dinleme görevleri yok. Oynanış sadece rakibin saldırısını karşılamak ve öldürmek ve daha güçlü düşmanlar gelirse de gardını indirip yine tek vuruşta öldürmek üzerine. Öldürme animasyonları 4. oyun ile neredeyse aynı, farklı birkaç tane var. Bazen vurduğumu hiç hissetmesem de bazen öldürme animasyonlarını izlemek keyifli oluyor. Düşman karargahlarını ele geçirdiğimiz yan görevler var. Hazine haritalarını bulunca artık sadece tapınakçı zırhı parçası veriyor başka herhangi bir ödül yok. Totemler buluyoruz toplam 7 adet. Hepsini bulunca yerli zırhı alıyoruz ama çok kötü görünüyor. Bir de viking kılıcı parçaları var, hepsini toplayınca viking zırhı ve kılıcını alıyoruz. Bazı zırhla çok kötü görünse de bazıları çok iyi duruyordu. Brotherhood oyunundaki gibi şehir geliştirmeleri de yapıyoruz. Ne kadar geliştirirsek o kadar para kazanıyoruz. Deniz filosu görevleri var, 7 yıl savaşlarını konu alıyor. Kendi filomuzu oluşturup görevlere gönderiyoruz ardından para ve çeşitli ödüller kazanıyoruz. Hikaye gereği suikastçılar ile ters düştükten sonra peşinizde sizi öldürmek isteyen avcılar olacak ve nereden çıkacakları da belli olmuyor, dikkatli olun derim. Gemi bordalamaları sırasında kontroller sapıtabiliyor. Yapay zeka çok kötü, bazen düşmanın dibine giriyorum ona rağmen beni göremiyorlar. Sıradan insanlar da sadece boş boş dolaşıyorlar. Son olarak harita tasarımına değinmek istiyorum. Genel olarak ayrıntılı bir harita var. North Atlantic ve River Valley güzel tasarlanmış. New York da iyi tasarlanmış ama 3. oyundaki New York'u kopyala yapıştır yapmışlar. [h1]GRAFİKLER[/h1] AC Unity ile aynı yıl çıktı bu oyun ve eski nesi konsollara da satış yapabilmek için grafikleri eski nesil. Ama bence eski nesil olmasına rağmen fena değil grafikleri. Bazen grafik hataları olabiliyor ancak fazla göze batmıyor. [h1]OPTİMİZASYON VE BUG[/h1] Optimizasyonu 4. oyundan çok daha iyi. Black Flag'den 2 yıl sonra çıktı bu oyun ve bu oyunda oynadığım grafik ayarları ile Black Flag'i oynayamıyordum. Tabi yine zaman zaman droplar oluyordu ama sık sık olmuyordu. Bugları ise çok fazla. Öldürdüğüm düşmanın gözümün önünde ayağa kalktığı oldu. Gemimin ben içinde değilken suya girip çıktığı oldu. Ölen düşmanın havada kaldığı oldu. Bir kaleyi ele geçirirken keskin nişancıları öldürmem gerekiyor mesela ve nişancıların spawn olmadığı oldu. Bir yerden atlarken havada asılı kaldığım oldu ve ana menüye çıkıp tekrar oyuna girmem gerekti. Bordalama sırasında çok fazla hatalarla karşılaştım. Suikastçı durdurma görevlerinde görev bittikten sonra hala savunmam gereken NPC'nin üzerinde ''SAVUN'' yazdığı oldu. Grafik hataları oluyor bazen. Genel olarak bug yuvası bir oyun ve bazıları oyunun ilerleyişini bozduğu için çok fazla puan kırdım. [h1]SESLENDİRMELER VE MÜZİKLER[/h1] Seslendirmeler zaten hiçbir AC oyununda kötü değildi bunda da değil. Müzikleri ise akılda kalıcı değil. Gemici şarkıları 4. oyun ile aynı. Ana menüde ise Ezio's Family çalıyor. [h1]MADALYAM[/h1] GÜMÜŞ