Recent reviews by Jagibu

Good

Güzel

Güzel bir mod olmuş. Hakkında söylenen onca güzel sözü duyduktan sonra oynamak istedim. Tabii bütün o övgüler ikinci oyuna fakat birincisinden girmek gerek diye düşündüm ve biraz şaşırdım açıkçası. Bir moddan beklenmedik derecede güzel seviye ve bölüm tasarımlarına, müziklere sahip. İkinci partta şov yapacağını düşünüyorum. Kesinlikle oynamaya değer.

Arkadaşlarla oynayın benim arkadaşlar sıkıcı da ben keyif alamadım.

Daha küçük bir çocukken PS2'de ilk oyununu zar zor bitirmiştim. Yıllar geçtikçe bu seri ile istemsizce bir bağ kurmuş oldum ve benim için çok özel bir yeri oldu. Objektif olacak olursak ise aslında orijinal seri o kadar da iyi bir oyun değildi sıradan bir senaryo, döneminde sıradan sayılabilecek hacknslash mekanikleri. Fakat her zaman kendisine bağlamayı, oyunu oynatmayı atmosferi ile sağlıyordu. Tahminimce Türkiye'de büyümüş çoğu 2000 çocukları benimle aynı şekilde bu oyunu çok seviyordur. Korsan olarak da gelse bir şekilde God of War herr yerdeydi. İyi oyunlar mıydı, değil miydi bilmiyorum ama büyük bir hit idi. Playstation markasının yüzü, en popüler oyunuydu.

Yıllar sonra "Tamam, seri bitti." derken 2018'de Santa Monica birden bire God of War'u yayınladı fakat oyun tamamen değişmiş, omuz kamerasına geçmiş ve eskisi gibi hızlı değildi. Hem Kratos'a ne olmuş neden bu kadar yaşlanmış, nasıl oldu da Kuzey Mitolojisine geçmişti, yoksa bu bir reboot muydu? Hayır değildi. Bizim spartalı Krastos'tu bu ama nasıl...? Cevabı oyunda tabiki de.


Çoğu kişi oynanışın gelişmediğini, ilk oyunun DLC'si olduğunu söylüyor. Bunu art niyetli bir yorum olarak değerlendiriyorum çünkü birisi DLC olacak olsa ilk oyun Ragnarök'un DLC'si olabilir ancak. Oyun oynanış kısmında size yeni ne sunuyor? Bir çok şey sunuyor aslında. Yeni tip bulmacalar, yeni silah ve bir kaç yeni yetenek. Fakat en önemlisi kesinlikle yeni silah. Çünkü bu silah gerçekten de oyunu değiştiren, oyunu daha eğlenceli hale getiren o eklenti. Bu silah açıldığı andan itibaren haritalarda yer alan bir çok yere ulaşabilmeye, çok farklı bir savaş deneyimine erişiminiz oluyor bir anda. Bunun yanı sıra oynanabilir bir karakter de açılıyor ve bu karakterle oynamak hiç düşünmediğim kadar da eğlenceli olmuş. Bulmacalar da aşağı kalır yanda değil. Özellikle yan görevlerde yaptığınız bazı bulmacalar zekanızı sorgulatabilir.


God of War'un güncel serisi hikaye kenara koyularak değerlendirilemez. Oynanış hikayesiz, hikaye ise oynanış olmadan anlamsız. Bu ikisini harmanlarsanız ise önünüze God of War Ragnarrök çıkıyor.

Oyun ilk oyunun bittiği yerden başlıyor desek yalan olmaz. Fakat burada size hikayeden asla bahsetmeyeceğim çünkü dediğim gibi; hikaye olmadan bu oyun anlamsızlaşır. Sizin deneyim etmeniz gerekli ki oyunu sevin. Hikaye ile yorumlarım ise güzel, çok güzel. Bir kısım hariç her şeyin aşırı oturaklı ve ilmek ilmek işlendiğini düşünüyorum fakat o eksik kısım biraz can sıkıcı. Oyuna adını veren Ragnarök çok kısa bir yer kaplıyor hikayede. Mitlere hakimseniz ne kadar büyük bir olay olduğunu biliyorsunuzdur. Hatta ilk oyunun sonunda ölen karakterin bu olaylar zincirini başlattığını da biliyorsunuzdur aslında çok güzel bir şekilde işleniyordu fakat bu oyunun sonunda oldu da bittiye getirilmiş birraz. Bu beni bir tık üzdü çünkü gerçekten daha uzun hatta bir üçüncü oyun görebilme ihtimalimiz vardı. Evet, bu seri üç oyun olabilirdi fakat iki oyuna sıkıştırmak istenmiş. Hikaye ile tek sıkıntım Ragnarök onun dışında Atreus ve Kratos ilişkisi inanılmaz güzel işlenmiş. İnanın bana sunumundan hikayesine her detayı harika olan bir hikaye.


Müzikler konusunda diyebilecek pek bir şeyim yok aslında, orkestral müzikler kullanılıyor ve genelde ilk oyunda yer alan müzikleri ya direkt ya da benzerleri kullanılmış. Hepsi birbirinden güzel ve atmosfere hizmet ediyorlar.


Bu DLC neden çıktı en başta anlamamıştım ve hiç bakmamıştım fakat oyunu bitirdikten sonra DLC'yi de bitirdim ve fark ettim ki bu bir veda. Evet, bu bir veda ve muhtemelen böyle bir karaktere edilebilecek en iyi veda. Asla spoiler vermek istemiyorum bu yüzden çok detaylı anlatmayacağım. Eğer benim gibi çocukluğunuzdan beri bu seriyi oynadıysanız, bu DLC sizin için çok özel olacak.


Sonuç olarak God of War Ragnarök, gerek oynanışı gerek hikayesi ile gelmiş geçmiş en iyi oyunlardan birisi ve kesinlikle tavsiye ediyorum. Bittiği için biraz kalbimiz kırık bir şekilde boşlukta yaşayacağız kısa bir süre. Herkesin deneyim etmesi gereken bir seri olduğunu düşünüyorum. :')

Ana oyuna ek bir hikaye, tonla yeni silah ve çeşitli eşyalar, yeni mekanikler, düşman çeşitleri ve daha fazlasını ekliyor. Olmazsa olmaz bir DLC mi diye sorarsanız oyunu bu DLC olmadan bitirseniz eksikliğini hissetmezsiniz fakat benim gibi DLC'yi satın alırsanız anlayacaksınız ki DLC oyuna tonla yeni özellik eklediği için olmadan olmaz bir hale gelecek. Fromsoftware'i övüp durmaktan dilimde tüy bitti ama yine de devam edeceğim. Çoğu firma şu DLC'yi bir oyun olarak çıkarırdı ve altmış dolardan satardı fakat yirmi beş dolara neredeyse Dark Souls 1 veya 2 büyüklüğünde bir DLC satıyor adamlar. Henüz tamamen bitirmiş değilim fakat son bossa çok az kaldı diyebilirim ve sadece DLC'yi 40 saat kadar oynadım ve etrafı keşfetmelerle vs. daha da uzayacağını söyleyebilirim. Herifler Limgrave kadar bir harita dedi fakat neredeyse Limgrave'in iki üç katı büyüklükte eski oyunların harita tasarımı taşıyan bağlantılı bölgelerden oluşan devasa bir harita var karşımızda.


Bu DLC'de kötü eleştiri yapabileceğim tek bir şey var; keşif yapmak ana oyundaki kadar keyifli değil. Sebebine gelecek olursak, zindanları tamamladıktan sonra size verdiği eşyalar bu DLC'yi oynayan oyuncuları tatmin edecek seviyede değil, zindanlarda orada burada bulduğumuz eşyalar seviyemizin çoğu zaman altında kaldığı için özellikle küçük zindanları keşfetme isteği bir noktada yok oluyor. Muhtemelen sıfırdan Elden Ring oynayan bir oyuncu bir şekilde olur da DLC'ye girerse diye böyle bir şey yapmışlar diye düşünüyorum fakat bu yüksek seviyedeki oyuncular için oyundaki keşif hissini keyifsiz hale getirdiğini ne yazık ki değiştirmiyor.


Saydığım sorun dışında DLC'ye şöyle bir genel bakacak olursak, oyun tarihindeki en büyük DLC'lerin başında gelir. Bunun kadar büyük ve kapsamlı oynadığım son DLC Blood and Wine'dı. Bana sorarsanız Blood and Wine'dan da daha büyük ve dolu dolu içeriği olan bir DLC aslında fakat bu örneği kafanızda yirmi beş dolar ödedikten sonra ne almış olacağınızı canlandırmanız için verdim. Bu arada stüdyo buna DLC diyor fakat bu "Expension Pack" dedikleri bir genişleme paketi. Bu paketi almanızı şiddetle tavsiye ediyorum fakat ana oyunu bitirmeden almanızın bir anlamı olacağını sanmıyorum o yüzden ana oyunu bitirene kadar bekleyebilir veya indirim bekleyebilirsiniz. Bu söylediğimi yanlış anlamayın, çok uzun soluklu bir ana oyun sizi bekliyor bu yüzden almakta acele etmenize gerek olmadığını söylemeye çalışıyorum. Hepinize iyi oyunlar dilerim.

Ek1: DLC bitti, ben de bittim. Son bossun kapıda bekliyorum gelin yardım edeyim.

Witcher 3, Red Dead Redemption, God of War gibi bir çok harika oyun sayabilirim size. Fakat sorsanız bu oyunlardan hangisi sırtını Game Design'a yaslıyor diye, işte orada cevap veremem. Elden Ring saydığım diğer harika oyunlardan farklı olarak merkezine Game Design'ı koyarak sıyrılıyor aralarından. Esasında bütün soulsborne oyunları temelinideki düşman çeşitliliği, core mekaniklerin ve yardımcı mekaniklerin sağlam olması unsurlarından dolayı güzeldir. Tabii, atmosfer de önemlidir burada, atmosfer olmazsa oyuncu kendisini bu dünyaya kaptıramaz. Stüdyonun elinden çıkmış diğer oyunlara bakalım hepsinde irili ufaklı eksiklikler, kötü design tercihleri buluruz fakat Elden Ring için aynısını söyleyemiyorum. Elden Ring beni bulunduğum dünyadan aldı ve Lands Between'e götürdü, görkemli bosslarla savaştırdı, Elden Lord olma yolunda ilerlememe için bana motivasyon verdi, gördüğüm her deliğe girip yeni itemler aramama sebep oldu. Elden Ring bana uzun süre sonra oyun oynadığımı hatırlattı.


Ana mekanikler hakkında çok bir şey söylememe gerek var mı bilmiyorum. Oyun dünyasındaki en keyifli, aynı zamanda en zorlayıcı mekaniklerden birisi. Bu mekaniklerin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlatmam gerekirse; Witcher 3 vb. bir çok büyük hit'in bu temel mekanikleri kullandığını rahatlıkla görebilirsiniz. Fakat ben bu mekanikleri Miyazaki kadar iyi tasarlayan başka birisini görmedim. Dark Souls, Sekiro ve Bloodborne'a nazaran Elden Ring'deki savaş sistemi çok daha rafine ve rahat hissettiriyor. Dark Souls'un mekaniklerini direkt olarak almışlar üstüne Sekiro'daki deflect mekaniğini oyunun içine gizli bir biçimde eklemişler, Bloodborne'daki karakter çevikliğini de ekledikleri an ortaya eşi benzeri olmayan, uzun bir süre de benzeri çıkmayacak harika bir oynanış yapmışlar.

Oyundaki basit silahlar dışında efsanevi diyebileceğim silahların her birisinin kendine has özel saldırıları ve animasyonları, yetmezmiş gibi bir de özellikleri var. Örneğin; Rivers of Blood ile düşmanınızın duruşunu bozarken kanamasına sebep olup çok ciddi hasar verme şansı elde ediyorsunuz, Golden Order Greatesword ile düşmanlarınıza faith hasarı verirken uzaktan ilahı bir çember gönderebiliyorsunuz. Yok ben illa basit bir kılıç kullanmak istiyorum, yaptığım build'e çok uygun diyorsanız tonlarca Ash of War arasından size uygun olanı seçebilirsiniz.

Açık dünyayı keşfetmek ise aşırı eğlenceli. Miyazaki, oyuncuların yaptığı irili ufaklı her Dungeon'a, her kaleye girmesini istemiş. Bunu sağlamak için ise keşif hissiyatını kullanmış. Oyunda es kaza ilk mekanınızı keşfettikten hemen sonra çok güzel bir ödülle ayrıldığınızda, her deliğe girmek istiyorsunuz. Haritayı öyle bir tasarlamış ki keşfetmekten sıkıldığınızı hissettiğiniz anda girdiğiniz mağarada veya kalede sizi bekleyen bir NPC ve ilgi çekici bir görevle karşılaşıyorsunuz. Oyunda bir noktada en başta ne yapıyordum ben unuttum. Amacımı, neden burada olduğumu, ne yapmaya çalıştığımı fakat yan görevler bana yapmam gereken şeyi nasıl yapacağıma dair bir çok opsiyon sunarak hatırlattı ve yolculuğumda bana eşlik eden dostlar edindirdi.


Buraya bütün lore'u detaylıca yazmak istiyorum fakat bunu yapmak neredeyse imkansız. Oyundaki lore bugüne kadar okuduğunuz çoğu fantastik eserden daha derin ve detaylı. Tabii burada A Song of Ice and Fire serisinin yazarı George R.R. Martin'in de payı büyük. Adama bir dünya inşa et demişler, adam baştan sona bir evren kurmuş ve her karaktere özenle hikaye yazmış. Miyazaki ne yaptı peki diyecek olursanız, kendisi Martin'in kurduğu evrende yaşayan bütün herkesi öldürdü. Evet, gerçekten tam olarak bunu yapmış ve Martin'in hikaye anlatım tarzına kendi anlatım tarzını ekleyerek ortaya eşsiz bir iş çıkarmışlar. Oyunun hikaye videolarını falan izlemeyin, oyuna dalın ve çevreden kendiniz öğrenin.


Oyundaki ses tasarımı fazlasıyla iyi. Sesler olması gerektiği yerde, olması gerektiği kalitede yer alıyorlar. Sizi korkutmak istediklerinde gelen sesi oyunun başından beri tanıdığınız için karşınıza ne çıkabileceğini biliyorsunuz ve hazırlıklı oluyorsunuz. İlginçtir ki böyle bir ses tasarımı diğer oyunlarında pek yoktu fakat bu oyunda gerçekten önem taşıyor. Bazı boss'lardan kaçmak için gerçekten dinlemem bile yetiyordu. Müziklere gelecek olursak, bir şey bile söylememe gerek yok bence. Harikalar! İnanılmaz güzeller ve atmosfere daha uygun müzikler düşünemiyorum. Oyunu oynamadığım sırada bile açıp dinliyorum.


Sonuç olarak Elden Ring gelmiş geçmiş en iyi oyunlardan birisi olarak adını tarihe yazdırdı. Yıllar sonra da açsanız bugün de açsanız oynasanız her seferinde benzeri duygular yaşayacaksınız. Asla eskimeyecek kült bir yapım. Yeni başlayacak olanlar ve oyunun zorluğundan dolayı çekinenlere de öneride bulunmak istiyorum, korkmayın başlayın. Oyun size o kadar çok opsiyon sunuyor ki, illa bir tanesi ile oyunu aşırı rahat oynayabileceksiniz. Tavsiye ediyorum, kaçırmayın diyorum, ben DLC'ye geçiyorum, hepinize de iyi oyunlar diliyorum.

Evladiyelik bir oyun.

Dead Sapce'in ruhani devamı olarak önümüze koyulan Callisto Protocolo'e nasıl aynı sene Dead Space Remake ile darbe vuruldu ama. Kendisini ruhani devamı olarak nitelendirdiği, Dead Space'in geliştirici ekibinin geliştirdiğini söyleyerek kendisini güzel pazarladı fakat oyun olmuş mu bir Dead Space? Gelin bakalım.


Öncelikle şunu söylemem gerekli ki; beni en çok üzen kısım burası oldu. Oyunu yapan geliştirici ve animasyon ekibi belli ki bir hayli yetenekli elemanlardan oluşuyor. Ne yazık ki, oyun tasarımcıları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Oyunda çok ciddi problemler var. Öncelikle ana oyun mekaniklerinden olan: Yakın dövüş bir fiyasko. Animasyonları ekstra olarak satmaya çalıştıkları için bir çeşitlilik yok on saat boyunca her düşman tipine adanmış aynı animasyonu gördüm. Düşmanların dizilimleri aynı şekilde çok dengesiz; bazı bölümlerde çok az düşman görüp dümdüz yürürken, bazı bölümlerde iki adımlık yerde yirmi tane adam dövüyorum. Oyunun oynanış konusunda beni tatmin eden bir kaç tarafı var, onlardan da bahsedeyim: Kaçınma sistemi harika, The Last Of Us 2'de bulunan kaçınma sistemini alıp koymuşlar ve istemsizce bu sistemin güzelliğinden daha fazla oyunda yer almasını istedim. İkincisi ise; silah çeşitliliği, oyunda sizi gerçekten tatmin edecek sayıda silah var ve az ne fazla ve kullanması da eğlenceli. Pompalı türleri birbirine, tabanca türleri ise birbirine aşırı benzer fakat üçüncü tür olan ve oyunun sonlarına doğru tam sıktı derken elde ettiğiniz tüfek gerçekten keyif aldığım nadir oynanış elementlerinden oldu.


Oyunun hikayesi klasik bir Ridley Scott filmi tadında. Tamamı hapishane olarak bilinen bir gezegene bir kargo götürüyoruz fakat taşımamamız gereken bir şey taşıdığımız için hapishaneye düşüyoruz sonrası bir uzaylı istilası diyeyim de çok spoiler vermiyeyim. Hikaye, harika değil fakat vasat da değil, tam tadında. Karakterler ile ilgili bir sıkıntım var; herkes birbirini elli senedir tanıyormuş gibi davranıyor, bu da ister istemez insanın dünyadan kopukluk yaşamasına sebep oluyor.


Açıkçası buraya ne yazsam bilmiyorum. Oyundaki, bazı sesleri daha önce duyduğuma eminim muhtemelen Unreal Engine Asset Store'da yer alan bir kaç hazır asset kullanılmış. Bu bir problem değil fakat "Dead Space'in devamıyız biz abi, görün bakın EA'in yaptırmadığı oyunu arkamızda Çin'in devi ile nasıl yapıyoruz" dedikten sonra hazır assetlerden ses kullanmış olmaları biraz üzdü. Müzik konusuna gelirsek, ortada hiçbir şey yok. Bir korku oyununda belki de en önemli unsur ses tasarımdır. Karakter sadece yürüsün, koşsun ama ses. müzik iyi olsun oyun kendisini korkutucu yapar fakat bu oyunda bu söz konusu değil, adamlar bildiğin son dakikada yapmış paketlemiş bu kısmı.


Sonuç olarak belki de piyasada görebileceğiniz en iyi grafiklere sahip olmasına, çok yetenekli bir geliştirici ve animasyon ekibine sahip olmalarına rağmen kötü oyun tasarımcılarının kurbanı olmuşlar. Bu stüdyoyu takip edeceğim, ileride iyi işlere imza atacaklarından eminim fakat bunu ortalama bir deneme olarak görüyorum. Eğer indirimde, uygun bir fiyata yakalarsanız alın onun dışında ne tam fiyat ne de indirimli yüksek bir fiyat hak eder. Güzel bir hafta sonu geçirmenize yardımcı olacak bir oyun.

Arkadaşımı canlı canlı yediler. 10/10

Hoplaya zıplaya adam kestiğimiz, gerçekten bir "oyun" olan yapıt. Piyasadaki Triple-A yapımlar düşünüldüğünde artık oyunların oyun olmaktan ziyade film olduğunu söylesem pek yalan olmaz. Büyük bütçeli yapıtlara baktığım zaman eğlenceden veya oyuncuya bir mücadele vermekten ziyade hikayemi anlatayım, ona uygun mekanikler ile de interaktif bir deneyim sunayım tarzında bir yaklaşım var. Bunu sevmiyor değilim, seviyorum fakat yapımcılar diğer etmenlere o kadar fazla önem veriyor ki oynanışı geliştirmeyi unutuyorlar artık. Bu da günümüz oyunlarını oyun olmaktan alıkoyuyor daha çok interaktif deneyimlere dönüşüyorlar. Bu oyun ile bunu tekrar hatırladım desem yalan olmaz.


Hızlı bir şekilde bütün düşmanlarınızı doğradığınız, zaman ile açıla skiller ile oynanışın renklendiği harika bir kombinasyon var karşımızda. Oyunun temel mekaniği tek kurşunda ölmeniz. Evet, kulağa biraz karın ağrısı verecek gibi geliyor ama durum böyle değil. Temel mekanikleri o kadar sağlam temellere atılmış ki hoplaya zıplaya milleti doğramak gerçekten aşırı keyifli. Oyun tam ha sıktı ha sıkacak olduğunda size yeni bir yetenek veriyor ve oyunun temposunu düşürmüyor. Bu yeteneklere bakacak olursak; lazerden bir kılıç darbesi yollama, Star Wars'ın force'undan esinlenilmiş bir itiş gücü, zihin ele geçirme ve son olarak işaretlenen kişilerin içinden hızlıca geçen bir yetenek. Bunların hepsinin yanı sıra pasif yetenekleri de düzgünce kombine ettiğinizde tadından yenmez bir deneyim ortaya çıkıyor.


Oyunun ses dizaynı her oyundaki gibi oynanışa hizmet ediyor. Örneğin arkanızda yer alan bir düşmanın size vuracağını anlamanız için bir ses efekti. Düşmanın ateş ettiğini anlamanız için bir ses efekti tarzında çok basit fakat kullanışlı bir ses dizaynı var. Müziklere gelecek olursak oyunun teması olan Cyberpunk'a fazlasıyla uyumlu olduğunu ve eğlenceli müziklere ev sahipliği yaptığını söylemek yanlış olmaz. Aman aman akılda kalıcı bir müzik olamasa da amaca hizmet ettikleri için gayet iyiler diyorum.


Sonuç olarak bakacak olursak; bana "oyun" terimini tekrardan hatırlattığı, aşırı eğlenceli 12 saat geçirmeme sebep olduğu ve genel olarak iyi bir oyun olduğu için gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum. Steam'in dolara geçtiği şu günlerde indirimlerde çok ucuz fiyatlara bulabilirsiniz diye umut ediyorum.