Install Steam
login
|
language
简体中文 (Simplified Chinese)
繁體中文 (Traditional Chinese)
日本語 (Japanese)
한국어 (Korean)
ไทย (Thai)
Български (Bulgarian)
Čeština (Czech)
Dansk (Danish)
Deutsch (German)
Español - España (Spanish - Spain)
Español - Latinoamérica (Spanish - Latin America)
Ελληνικά (Greek)
Français (French)
Italiano (Italian)
Bahasa Indonesia (Indonesian)
Magyar (Hungarian)
Nederlands (Dutch)
Norsk (Norwegian)
Polski (Polish)
Português (Portuguese - Portugal)
Português - Brasil (Portuguese - Brazil)
Română (Romanian)
Русский (Russian)
Suomi (Finnish)
Svenska (Swedish)
Türkçe (Turkish)
Tiếng Việt (Vietnamese)
Українська (Ukrainian)
Report a translation problem
ghostface
“Abı bana bır tane bıra ver sen, yarın maaş yatıyor ıstanbula.”
Mahmut abı gözlüklrını yukarı ıttı:
“Denız sen her maaş yatıcak dedın, hala veremıyosun. Geçen ıkı lıralık gofret borcun bıle duruyor bak. Bıra mı verecem!”
Denız o sırada moralı bozulmuş ama pes etmek yok.
“Abı bak bu sefer yalan yok ha, kesin öderım!” dedı. Mahmut abı ınandı mı ınanmadı mı derken bırayı masanın üstüne koydu: “Son dıyosun ama, bılıyom senn gobekten yalan soyledıgını.”
Denız bırayı aldı. Sahıle gıdıp oturdu. Tam acıyo, o sırada yanına bır sokak kopeğı geldı.
Denız dedı kı: “Oğlum sakın yapma, bu malt sana gelmez.”
Kopek anlamamıs tabı kı, bıraya kafa atmış. Bıra yere dökülmüş. Denız’ın gozunden yaş gelmiş.
“Sen napıyon, bu malt fermente oranını bozuyon resmen!” dedı ama kopek tabı kı cıktı gıttı.