Baltalar elimizde,
Uzun ip belimizde,
Biz gideriz ormana,
Hey ormana.

Oyunu sadece co-op oynayıp burdaki gördüklerim ve yayıncılardan izleyip gördüklerime göre incelemeyi yazıyorum. Endnight Games tarafından geliştirilen oyunumuz bir hayatta kalma-korku oyunu olup The Forest'ın iyi sonu baz alınarak yapılmış bir devamı niteliğindedir. Haftalardır kayıp olan bir aileyi kurtarmak için gönderildiğimiz adaya helikopterlerle giderken kim tarafından olduğu bilinmeyen bir saldırıya uğrayıp düşüyoruz ve hikayemiz böylece başlıyor.
https://gtm.steamproxy.vip/sharedfiles/filedetails/?id=2948829222
Kazadan kurtulduktan sonra kimliği belirsiz biri tarafından tekrar bayıltılıyoruz ve kendimize geldiğimizde ilk olarak Kelvin ile karşılaşıyoruz. Kelvin bizimle beraber adaya gelen askerlerden biri olup kaza sonucu duyma ve konuşma yetisini kaybettiği için elimizdeki not defteri sayesinde kendisiyle iletişim kurabiliyor, ona emir verebiliyoruz. NPC’lere baktığımızda mutasyona uğrayanlar, iblisler ve yerli halk olmak üzere ilk oyuna göre daha fazla çeşitlilik bulunmakta ve güncellemelerle bunlar artacaktır. Gece ve gündüz saldırılar farklılaşırken mevsim değişimleri de bunu etkilemekte. Ayrıca ilk oyuna göre bir diğer farklılıksa bu sefer bize yardım eden NPC’ler de bulunmakta. Bunlardan biri biraz önce de bahsettiğimiz Kelvin olurken, diğeriyse kurtarmaya geldiğimiz ailenin bir üyesi olan Virginia Puffton.

Haritaya baktığımızda ilk oyuna göre oldukça büyük bir harita bizi karşılıyor ve mevsimler değiştikçe bulduğumuz yiyecek, içecek kaynakları da mevsime göre değişiyor. Envanter, craft sistemi ve silah çeşitliliği ilk oyuna göre geliştirilmiş, envanter daha iyi hale getirilirken silah çeşitliliği artmış. Yapıların ilk oyundaki gibi odun, taş at savunma duvarı, tuzak kurulsun mantığı yerine biraz daha efektif hale getirlmesi, 3D yazıcı ile bişeyler üretme mantığı vs. güzel düşünülmüş. Zamanla çeşitlilik artacaktır.

Oldukça gerilim dolu bir atmosfere sahip olan oyunumuzda geceleri, yaratıkların daha aktif hale gelmesi ve tehlikenin arttığı bir ortam oluşmasıyla hayatta kalmak zor olabiliyor. Çevredeki sesler de bu konuda gayet yeterli seviyede, atmosferi yaşatıyor.

Son olarak hikayeden biraz bahsedelim. Hikayesi merak uyandırsada beni pek tatmin etmedi. Spoiler vermeden söylemek gerekirse, ilk oyundaki gibi oyun içinde keşfettikçe notlardan hikayeyi çözüyoruz ancak güzel bi yere bağlanabilecekken bazı tutarsızlıklarla potansiyel harcanmış. Keşke hikaye üzerinde daha çok durulsaymış. Oyunun daha tam sürüm olmadığını düşünürsek güncellemelerle bu sorunun giderilme ihtimali de tabiki var. 3. oyun için de açık bir kapı bırakmışlar.

Özetleyecek olursak genel anlamda beklentileri karşılıyor, gelecek güncellemelerle eksiklikler de giderilecektir. Özellikle arkadaşlarınızla oynamanız halinde keyifle oynayacağınız bi oyun olmuş.

[i]Baltalar elimizde, Uzun ip belimizde, Biz gideriz ormana, Hey ormana.[/i] Oyunu sadece co-op oynayıp burdaki gördüklerim ve yayıncılardan izleyip gördüklerime göre incelemeyi yazıyorum. Endnight Games tarafından geliştirilen oyunumuz bir hayatta kalma-korku oyunu olup The Forest'ın iyi sonu baz alınarak yapılmış bir devamı niteliğindedir. Haftalardır kayıp olan bir aileyi kurtarmak için gönderildiğimiz adaya helikopterlerle giderken kim tarafından olduğu bilinmeyen bir saldırıya uğrayıp düşüyoruz ve hikayemiz böylece başlıyor. https://gtm.steamproxy.vip/sharedfiles/filedetails/?id=2948829222 Kazadan kurtulduktan sonra kimliği belirsiz biri tarafından tekrar bayıltılıyoruz ve kendimize geldiğimizde ilk olarak Kelvin ile karşılaşıyoruz. Kelvin bizimle beraber adaya gelen askerlerden biri olup kaza sonucu duyma ve konuşma yetisini kaybettiği için elimizdeki not defteri sayesinde kendisiyle iletişim kurabiliyor, ona emir verebiliyoruz. NPC’lere baktığımızda mutasyona uğrayanlar, iblisler ve yerli halk olmak üzere ilk oyuna göre daha fazla çeşitlilik bulunmakta ve güncellemelerle bunlar artacaktır. Gece ve gündüz saldırılar farklılaşırken mevsim değişimleri de bunu etkilemekte. Ayrıca ilk oyuna göre bir diğer farklılıksa bu sefer bize yardım eden NPC’ler de bulunmakta. Bunlardan biri biraz önce de bahsettiğimiz Kelvin olurken, diğeriyse kurtarmaya geldiğimiz ailenin bir üyesi olan Virginia Puffton. Haritaya baktığımızda ilk oyuna göre oldukça büyük bir harita bizi karşılıyor ve mevsimler değiştikçe bulduğumuz yiyecek, içecek kaynakları da mevsime göre değişiyor. Envanter, craft sistemi ve silah çeşitliliği ilk oyuna göre geliştirilmiş, envanter daha iyi hale getirilirken silah çeşitliliği artmış. Yapıların ilk oyundaki gibi odun, taş at savunma duvarı, tuzak kurulsun mantığı yerine biraz daha efektif hale getirlmesi, 3D yazıcı ile bişeyler üretme mantığı vs. güzel düşünülmüş. Zamanla çeşitlilik artacaktır. Oldukça gerilim dolu bir atmosfere sahip olan oyunumuzda geceleri, yaratıkların daha aktif hale gelmesi ve tehlikenin arttığı bir ortam oluşmasıyla hayatta kalmak zor olabiliyor. Çevredeki sesler de bu konuda gayet yeterli seviyede, atmosferi yaşatıyor. Son olarak hikayeden biraz bahsedelim. Hikayesi merak uyandırsada beni pek tatmin etmedi. Spoiler vermeden söylemek gerekirse, ilk oyundaki gibi oyun içinde keşfettikçe notlardan hikayeyi çözüyoruz ancak güzel bi yere bağlanabilecekken bazı tutarsızlıklarla potansiyel harcanmış. Keşke hikaye üzerinde daha çok durulsaymış. Oyunun daha tam sürüm olmadığını düşünürsek güncellemelerle bu sorunun giderilme ihtimali de tabiki var. 3. oyun için de açık bir kapı bırakmışlar. Özetleyecek olursak genel anlamda beklentileri karşılıyor, gelecek güncellemelerle eksiklikler de giderilecektir. Özellikle arkadaşlarınızla oynamanız halinde keyifle oynayacağınız bi oyun olmuş.