Mass Effect işte bu sözlerle açılıyordu. Bioware’in efsane serisi, 2007’de ilk bölümünün çıkışıyla oyun dünyasını derinden etkilemiş ve RPG türüne bambaşka bir tat katmıştı. Bioware oyunlarından alışık olduğumuz etkileyici karakterlere ve tür için özgür oynanış mekaniklerine sahipti. Yepyeni ama bilim kurguya sıkı sıkıya tutunan Mass Effect evreni ise tıpkı galaksimiz Samanyolu gibi uçsuz, bucaksızdı. Arkasından gelen ME 2, çıtayı özellikle muhteşem senaryosu ile uzaya taşımıştı. Her ne kadar tartışmalı yönleri olsa da ME 3 ise üçlemeye enfes bir final yaptırıyordu.

Yazımızın, zamanlamasından belli olduğu üzere, tek bir amacı var: Okuyucuları Legendary Edition’a hazırlamak. Böylece hem eski ME fanlarına seriyi hatırlatacağım, hem de yeni başlayacak dostlarımıza oyun evrenini tanıtacağım. Mass Effect evreni, günümüz dünyasına uyumlu olarak kurgulanan alt yapısı ile benzersiz bir biçimde sürükleyicidir.

Birçok ırk, teknoloji ve olay, üç oyun boyunca karşımıza çıkıyor. Yepyeni kavramlarla tanışıyoruz. Ben de bu bilgileri zaman çizelgesi üzerinde vermeyi uygun gördüm. Zamanın çok öncesinden serinin sonuna kadar yaşayacağımız olaylarda, en gerekli noktalara dokunmaya çalıştım. Fakat parti üyeleriyle olan detaylı hikayelere ise hiç değinmedim. Çünkü ekip üyelerimiz, üçleme sırasında birçok görevde önemli rol oynayacaklar. Bunları kendinizin keşfetmesi çok daha keyifli olacaktır. Yine de karakter tanıtımlarını, zaman çizelgesinden sonra bulabilirsiniz.

Seriye yeni başlayacak olan dostlarım! Mass Effect Evreni yazımızda yer yer spoiler içeren, ufak tefek bölümler olacak. Buraların keyfinize limon sıkacağını pek düşünmüyoruz (belki biraz ekşitir). Ama çizelgedeki Mass Effect Üçlemesi bölümünden itibaren (son bölüm) oyunların hikayesine adım atacağız. Bu yüzden, büyük bir spoiler yememek adına, orada frene basmanızı öneririm! Zaten o bölümü de fazlasıyla özet tuttum. Serinin dördüncü oyunu olan Andromeda hakkındaki bilgilere ise şu aşamada yer vermedim; üçleme ve öncesine odaklandım.

Mass Effect evreni, tahmin ettiğinizden çok daha eski dönemlere dayanıyor. Milattan önce 1.000.000.000 yılından bile evvel zamanlarda, Leviathan ırkı, Samanyolu Galaksisi’ne hükmediyordu. Fakat onların hükümdarlıkları bile tehdit altındaydı.

Kendilerinden daha güçsüz olan ırkların yarattığı sentetik yaşam formları, vahşi bir biçimde isyan etmeye başlamışlardı. Leviathanlar, organik yaşamı koruyabilmenin yollarını araştırması için Intelligence adında bir yapay zeka geliştirdi. Intelligence, “piyonları” vasıtasıyla galaksi boyunca organik yaşamın örneklerini toplamaya başlamıştı.

Bir zaman sonra Intelligence, kendi yaratıcılarına ihanet etti ve piyonlarını kullanarak Leviathan ırkının üzerinde seri katliamlara başladı. Intelligence, bu kıyım sonucunda elde edilen genetik bileşenlerle ilk Reaper olan Harbinger’ı yarattı ve böylece galaksideki “hasat” döngüsü de başlamış oldu.

Intelligence daha sonra galaksi boyunca daha hızlı hareket edebilmek ve hasadın etkinliğini artırabilmek için Mass Relay denilen ulaşım ağını icat etti.

• Leviathan Irkı
  
  Reaperlar’dan çok daha önceleri Mass Effect evreni içerisinde bununan en güçlü ırktılar. Suda yaşayan ve devasa boyutlardaki bu ırk, kendilerini en güçlü olarak görüp diğer ırklara da hizmetkarları olarak bakıyorlardı. Ancak Reaper hasadı sırasında kabuklarına çekilip yüzlerce milyon yıl boyunca yok oluşlarını izlemek zorunda kaldılar.
  
  
• Reaper Irkı
  
  Sentetik – organik bileşimi ve son derece gelişmiş makineler olan Reaperlar, galaksiler arasındaki Karanlık Uzay’da (Dark Space) bulunurlar. 50.000 yılda bir galaksiye gelerek döngüyü devam ettirirler. Reaper adı, Protheanlar tarafından konmuştur. Gethler ise onlara Old Machines (Eski Makineler) derler. Citadel ve Mass Relayler, Reaperlar tarafından inşa edilmiştir. Bu devasa yapıların varlık amacı, diğer ırkların kendilerini keşfetmesini ve teknolojilerini kullanmalarını sağlamaktır. Yani her şey, büyük bir planın parçasıdır. Harbinger, Mass Effect evreni ve üçlemesindeki ana düşmandır.
  
  Reaperlar aslında milyarlarca organik zihnin dijital ortamda birleşmesiyle oluşmuş ölümsüz makinelerdir. Görünüş olarak yakın olsalar da (genelde Leviathan benzeri) çekirdeklerinde hasat edilen organik yapının özelliklerini taşırlar.
  
  Reaperlar, Indoctrination (beyin yıkama) adındaki bir etki ile organik canlıların beyinlerini yıkayabilir ve kendi istediklerini yaptırabilirler. Aynı etki, Reaper Artifact denilen yapılar ile de gerçekleşebilir.
  
  
• Mass Relay Ağı
  
  Devasa ulaşım yapıları olan Mass Relay’ler, genelde yıldız sistemlerinin içinde bulunurlar. Yıldızlararası seyahat için inanılmaz büyüklükteki bir ağ oluştururlar. Mass Relay, boyutuna bakılmaksızın, bir uzay gemisini anında diğer Relay’e gönderebilir. Bu hız, FTL teknolojisinin bile çok üstündedir.
  
  Merkezinde büyük bir Element Zero çekirdeği bulunan bu yapılar, sanal ve kütleden bağımsız bir koridor oluşturarak, gemileri bir diğer Relay’e transfer ederler.

Bir önceki zaman aralığından beri galakside Reaperlar ve diğer ırklar arasında savaşlar yaşandı. Ayrıca, ırklar arasında da büyük ölçekli savaşlar gerçekleştirildi.

Protheanlar, milattan önce 68.000 yılında gerçekleştirdikleri uzay uçuşu sırasında yitip gitmiş olan Inusannon ırkına ait harabeleri keşfettiler. Bu harabelerde buldukları Mass Effect teknolojisi ile Mass Relay ağını kullanarak galaksi çapında medeniyetlerini genişlettiler ve Citadel’i başkentleri olarak belirlediler.

Galakside yayılmaya başlayan Prothean ırkı, bir zaman sonra kendi varlıklarını dahi tehdit eden ve düşmanca davranan akıllı makinelerle karşılaştılar. Protheanlar, bu tehdide karşı gelebilmek için birçok farklı ırkı kendi imparatorluklarına saldırgan bir biçimde dahil ettiler. Yaşanan Metacon Savaşı sonucunda makineleri mağlup etmeyi başardılar.

• M.Ö. 48.000: Protheanlar’ın Çöküşü
  Prothean ırkı, Citadel üzerinden gelen Reaper istilası ile çöker. Reaperlar’ın varlığından önceki medeniyetler üzerindeki araştırmaları sayesinde haberleri olsa bile tamamen savunmasız yakalanırlar. Reaperlar ile sistemler, gezegenler ve hatta şehirler boyunca savaşan Protheanlar, sonunda mağlup olurlar. Reaperlar, geriye kalan diğer ırkları da yok ederek, bir sonraki döngüye kadar galaksiyi terk ederler.
  
  
• Prothean Irkı
  50.000 yıl önce gizemli bir şekilde kaybolan, kadim bir ırktır. Tek bir gezegenden çıkıp galaksi çapında devasa bir medeniyete ulaşmışlardır. Kendileri hakkında derin bilgiler olmasa da kalıntıları birçok yerde ayakta kalmıştır. Mass Relay ağını inşa etmemişler ancak keşfetmişlerdir.
  
  
• Citadel Uzay İstasyonu
  44.7 km uzunluğundaki ve 12.8 km çapındaki bu devasa uzay istasyonu, 13.2 milyonluk nüfusuyla beraber Konsey’in başkenti olarak kullanılmaktadır. Birçok Mass Relay’in transit noktasında bulunmasıyla galaksi için bir merkez haline gelmiştir. İçerisinde inşasından beri var olan birçok gizemi de barındırmaktadır. Citadel, Mass Effect evreni için en meşhur yapıdır.
  
  
• FTL Teknolojisi
  Mass Relay kullanmadan ışık hızını aşabilen teknolojiye verilen isimdir. Fakat bir Relay kadar hızlı değildir. FTL Drive (FTL Motoru) takılı olan uzay gemileri, ışık hızını aşarak hızlıca yolculuk edebilirler.
  
  FTL Drive, Element Zero’yu elektrik akımına maruz bırakarak bir Mass Effect alanı (Mass Effect field) oluşturur. Bu alan, uzay gemisi gibi bir objenin kütlesini, ışığın hızın aşabileceği noktaya kadar küçültür. FTL ile onlarca ışık yılını, uzay – zamanı bükmeden bir gün içerisinde kat etmek mümkündür.
  
  
• Element Zero (Eezo)
  Eezo olarak da bilinen bu nadir madde, elektrik akımına maruz kaldığında karanlık enerji bırakır ve bu karanlık enerji de Mass Effect alanına dönüştürülebilir. Pozitif akım ile kütle büyürken, negatif ile de küçülür. Bu “alan” yapay yer çekimi yaratmaktan, yüksek dayanıklılığa sahip inşa maddelerinin üretimine kadar birçok yerde kullanılır. Ama en yaygın kullanım alanı, FTL’dir.

Protheanlar’ın yok olmasından sonraki dönemde, Mass Effect evreni için büyük önem taşıyan Asari, Turian, Krogan ve Salarian ırklarıyla ilgili olaylara şahit oluyoruz. Bunlardan en önemlisi, Prothean teknolojisini kullanarak ışıktan hızlı seyahat etme kabiliyetine erişen Asariler’in Citadel’i keşfetmesi oluyor. Daha sonra Salarian ırkı da aynı keşfi gerçekleştiriyor ve iki ırk arasında diplomatik temaslar başlıyor.

Bu zaman aralığında Asari ve Salarian ırkları tarafından Citadel Konseyi (Citadel Council) kuruluyor. Her iki ırkın mensupları, Citadel’e yerleşiyorlar ve burayı galaktik topluluğun merkezi haline getiriyorlar. Bu sene ayrıca 0 GS olarak belirleniyor: Galaktik standart zaman diliminin başlangıcı.

Salarianlar, yeni müttefiklerine jest olması ve dedikoduları dindirmek için League of One arşivlerini Asariler’e açtılar. Bu arşivler sayesinde, Salarian istihbarat servislerinden biri olan LoO üyelerinin kim olduğu ortaya çıktı. League of One’ın daha önce gerçekleştirdikleri; casusluk, suikast ve sızma görevleriydi.

Kimlikleri belli olan LoO üyeleri, kayıplara karıştı. Bir süre sonra, Salarian hükümetinin üyeleri öldürüldü. Bu olay, suikastte uzmanlaşan LoO üyelerinin işiydi. Başıboş hale gelen League üyelerini yakalamak için Salarianlar tarafından Special Tasks Group ekibi devreye sokuldu. Özel yetenekleri olan kişilerden kurulu bu uzman casus timinin ilk görevi başarısızlıkla sonuçlandı ve gönderilen her bir kişi kayıplara karıştı. Bunun üzerine konsey, çok daha elit askerlerden ve geniş yetkilerden oluşan 10 kişilik bir başka ekip kurdu. Bu ekip için Spectre ajanlarının ilk hali diyebiliriz. Yeni ekipten yalnızca iki kişi geri döndü; onlar da, League of One’a dair bir iz olmadığını söylediler.

LoO üyelerine ait madalyonları, farklı lokasyonlarda bulabiliyorduk.

• M.Ö. 300: Volus'un Konsey ile Tanışması
  
  FTL teknolojisine kavuşan Volus ırkı, galaksiye yayılmaya başladı. Konsey’in ilk teması Voluslar ile oldu. Konsey, Voluslar’ı Unified Banking Act’i (Birleşik Bankacılık Yasası) hazırlamaları için görevlendirdi ve böylece “credit” yani galaktik para birimi ortaya çıktı. Credit ile tüm ekonomiler birbirine bağlandı.
  
  Bu dönemlerde Turianlar’ın ana gezegeni Palaven’den uzakta yaşayan Turian kolonileri arasında, The Unification War adındaki iç savaş yaşanıyordu. Ancak bu kolonilerin birbirlerine üstünlük kuracak kadar gücü yoktu ve Turian Hierarchy (hükümet) kadar etkin değillerdi. Savaş, Hierarchy’nin yumruğunu masaya vurması ve kolonileri bir araya toplamasıyla son buldu.
  
  Oyun boyunca karşılaştığımız bazı Turianlar’da bu savaşın izlerini görebiliyoruz.
  
  İlerleyen zamanlarda Konsey; Volus, Batarian, Elcor, Hanar ve Quarian ırklarına Citadel içerisinde elçilik izni tanıdı. Elçilik, Konsey üyeliğinden farklıdır.
  
  
• Asari Irkı
  Galaksideki en etkin ve saygın ırk olarak kabul edilen Asariler, diplomasi yetenekleri, asaletleri ve biotic yetenekleri ile ünlüdürler. Bu sıfatlarının temeli, Prothean’dan sonra yıldızlararası seyahati bulanlardan biri ve Citadel’i keşfeden ilk ırk olmalarına dayanır. Yani Mass Effect evreni içerisinde kadim bir yere sahiptirler. Ana gezegenleri Thessia’dır.
  
  Tek cinsiyete sahip olan Asariler, kadınsı görünüme ve annelik içgüdüsüne sahiptirler.
  
  
• Salarian Irkı
  Sıcak kanlı, amfibi bir ırk olan Salarianlar, Citadel’e Asariler’den sonra katıldılar. Hiperaktif metabolizmaları sayesinde hızlı düşünür, konuşur ve hareket ederler. Diğer ırkları, özellikle Elcorlar’ı, tembel ve sıkıcı bulurlar. Hızlı metabolizmaları yüzünden fazla yaşayamazlar; 40 yaşın üstü nadir olarak görülür. Ana gezegenleri Sur’Kesh’tir.
  
  Gözlem yetenekleri ve sıra dışı düşünce yapılarıyla tanınan Salarianlar, casusluk ve araştırma konularında son derece yeteneklidirler. Sürekli olarak bir şey icat ederler.
  
  
• Turian Irkı
  Askeri becerileri ve disiplinleriyle tanınan Turianlar, Citadel Konsey’ine katılan üçüncü ırktır. Krogan İsyanları sırasındaki başarıları sayesinde bu hakkı kazanan Turian ırkı, Citadel filosuna da askeri anlamda ciddi katkı sağlamaktadır. Ana gezegenleri Palaven’dir.
  
  Kamu hizmetlerindeki ahlaki yönleriyle takdir toplayan Turian ırkı, C-Sec’in (Citadel Security Service) kurulması için ilk öneriyi getirmiştir.
  
  
• Volus Irkı
  Citadel’de ilk elçilik açan ırk olan Voluslar, amonyak bazlı biyokimyayı destekleyebilen, yüksek basınçlı sera atmosferine sahip olan Irune gezegeninden geliyorlar. Bu yüzden diğer ırklarla görüşürlerken, koruyucu bir kıyafet ve maske takmak zorundalar.
  
  Fiziksel olarak diğer ırklara göre dezavantajlı oldukları için takas ve ticaret konusunda ustalaşmış durumdadırlar. Citadel içerisinde önemli bir geçmişe sahipler.
  
  
• Batarian Irkı
  Çok fazla saygı duyulmayan Batarianlar’ın dış görünüş açısından en fazla dikkat çeken yönü, dört adet göze sahip olmalarıdır. Terminus Sistemleri’nde birçok Batarian korsanı, çetesi ve köle tüccarı vardır. Ancak illegal işlerle uğraşanlar, normal Batarian vatandaşlarını temsil etmez. Çünkü vatandaşların uzaydaki kendi bölgelerini terk etmeleri, paranoyak hükümetleri tarafından yasaklanmıştır. Ana gezegenleri Khar’shan’dır.
  
  Citadel ile anlaşmazlıkları ve İnsanlar ile olan düşmanlıklarının dışında birçok Batarian, yüksek gelir getiren uyuşturucu ile köle ticareti gibi işlerle uğraşır. İş ve ticaret hayatları, kurnazlıklarıyla ünlenmiştir.
  
  
• Elcor Irkı
  Elcorlar, yüksek bir yer çekimine sahip olan Dekuuna’dan gelirler. Sabit durabilmek için kocaman dört bacağın üzerinde yükselen bu yüksek ırk, düşmenin ölümcül hasar verebileceği bir gezegenden geldiği için yavaş hareket eder. Karakterleri de bu yüzden temkinli ve muhafazakar bir yapıdadır.
  
  Ağır yapıları yüzünden savaşlarda yapay zekalara sırtlarını dayarlar. Ancak ekonomileri gayet iyi bir seviyededir.
  
  
• Hanar Irkı
  Denizanalarına benzeyen Hanarlar, üst düzey nezaketleri ile tanınırlar. Protheanlar hakkında derin dini inanca sahiptirler. Ana gezegenleri Kahje’dir.
  
  Suda evrim geçirmiş olmalarına rağmen suyun dışında da nefes alabilirler. Bu yüzden de Citadel içerisinde rahatlıkla yaşarlar.
  
  
• Quarian Irkı
  Göçebe olarak yaşayan Quarian ırkı, teknoloji ve yapay zeka konusundaki maharetleriyle ünlüdür. Gezegenleri Gethler tarafından ele geçirildiği için Migrant Fleet adındaki devasa filo ile sürekli olarak seyahat halindedirler.
  
  Quarianlar, çok uzun bir süredir steril bir ortamda yaşadıkları için bağışıklık sistemleri diğer atmosferlere karşı düşüktür. Bu yüzden de sürekli olarak koruyucu bir giysi ile dolaşırlar.

Konseyin atıl durumdaki bir Mass Relay’i aktif hale getirmesiyle Rachni yıldız sistemlerine erişim sağlandı. Rachni ırkı, hive mind ile ortak bir şekilde düşünen, böcek benzeri zeki yaratıklardı. Düşmanca davranan Rachni, galaksinin geri kalanıyla savaşmaya başladı. Kraliçeleri ile irtibat kurmanın imkanı yoktu çünkü gezegenlerinin toksik yapısı yüzünden yeraltındaki yuvalara ulaşılamıyordu.

• M.S. 1: Rachni Savaşları
  
  Rachni Savaşları devam ediyordu. Salarianlar, ilkel Kroganlar ile ilk teması kurdular ve onları geliştirerek, Konsey için etkin savaşçılar haline getirdiler. Krogan ırkı, toksik çevreye karşı dirençliydi ve bu sayede Rachni gezegenlerine inip kraliçeler ile yumurtalarını yok edebildiler.
  
  
• M.S. 80: Kroganlar Savaşa Katıldı
  
  Rachni Savaşları devam ediyordu. Salarianlar, ilkel Kroganlar ile ilk teması kurdular ve onları geliştirerek, Konsey için etkin savaşçılar haline getirdiler. Krogan ırkı, toksik çevreye karşı dirençliydi ve bu sayede Rachni gezegenlerine inip kraliçeler ile yumurtalarını yok edebildiler.
  
  
• M.S. 300: Rachni Irkının Sonu Geldi
  
  Rachni ırkının soyu tükendi. Konsey, Kroganlar’a yardımlarından ötürü yeni bir gezegen hediye ettiler. Tuchanka’nın zor koşullarından kurtulan Krogan ırkı, hızlı bir şekilde çoğalmaya başladı.
  
  
• M.S. 300 – 700: "Special Tactics and Reconnaissance" Ekibi Kuruldu
  
  Kroganlar’ın yayılması çok hızlı bir şekilde devam etti. Artan endişeler sonucunda Konsey tarafından Spectres (Special Tactics and Reconnaissance) ekibi kuruldu. Beelo Gurji, bir Salarian, ilk Spectre olarak göreve başladı.
  
  
• M.S. 700: Krogan İsyanları
  Kroganlar, Citadel kontrolündeki diğer ırklara ait bölgelere el koymaya başladı. Asari kolonisi olan Lusia’dan çıkmaları talebine de olumsuz cevap veren Kroganlar’a karşı, Spectres tarafından bir operasyon düzenlendi. Bu olay sonucunda Krogan İsyanları baş gösterdi.
  
  Bu esnada Konsey, Turianlar ile savaşta yardım etmelerini sağlamak için temas halindeydi. Krogan savaşçıları, Turian saldırısına karşı kitle imha silahlarıyla karşılık verdi ve birçok Turian kolonisini yok ettiler. Bunun sonucunda Turianlar, Kroganlar’ın bir daha tehdit yaratamamaları için yemin ettiler.
  
  
• M.S. 710: Genophage'in Kullanılışı
  
  Turianlar, güçlerini sürekli yeni askerler ile tazeleyen Kroganlar’a karşı, genophage adı verilen Salarian üretimi biyolojik silahı kullandılar. Genophage ile Krogan nüfusu azalmaya başladı.
  
  
• M.S. 800: İsyanın Bitişi
  
  İsyanlar sona erdi. Dağınık haldeki Krogan birlikleri, on yıllar boyunca saldırılara devam etmiş olsalar bile Turian kuvvetleri barışı koruyorlardı.
  
  
• Rachni Irkı
  Zeki ve agresif bir ırk olan Rachni, uzayda seyahat kabiliyetine sahipti. Bu kabiliyet ile bölgelerini genişletmeyi hedefliyorlardı. Ana gezegenleri Suen’di. Kroganlar tarafından yok edildiler.
  
  Protheanlar, bir dönem kendilerini silah olarak kullanmışlardı. Kontrol edilmesi zor olan Rachni ırkı, onlara da karşı gelmişti.
  
  
• Krogan Irkı
  Kroganlar, heybetli ve güçlü yapılarıyla fiziksel olarak son derece zor koşullarda dahi hayatta kalabilen bir reptilian (sürüngen) ırkıdır. Ana gezegenleri olan Tuchanka’nın ekstrem atmosferi ve kısıtlı kaynakları, onları bu güçlü duruma getirmiştir. Ancak teknolojileri geliştikçe kendi aralarındaki anlaşmazlıklardan ötürü nükleer bir savaş yaşanmış ve kabileler halinde yaşamaya mahkum kalmışlardı.
  
  Rachni Savaşları sırasında Salarian desteği ile tekrar ayağa kalkmışlardı. Lakin ironik bir biçimde, bu sefer kendi çoğalmaları bir sorun teşkil etmeye başlamıştı. Genophage ile dişi Kroganlar’ın doğurganlık oranı çok büyük ölçüde azaltıldı.

• M.S. 900: Turian Irkı Konsey'e Katıldı
  
  İsyanlardaki rolleri sayesinde Turian ırkı da Konsey’de kendilerine yer buldu.
  
  
• M.S. 1600: Collector Irkı İlk Kez Görüldü
  
  Collectorlar ilk bu yıllarda görüldü ancak Citadel Space’te bunlar söylenti ve masal olarak algılandı.
  
  
• M.S. 1895: Geth Savaşı
  Quarianlar tarafından yaratılan ve ucuz işçi olarak kullanılan Gethler, kendi varlıklarının farkına vardılar. Gethler’in isyanından korkan Quarianlar, makineleri parçalara ayırmaya başladılar. Gethler, sahiplerine karşı geldiler ve kendileri tarafından Morning War olarak bilinen savaş ile Quarianlar’ı kendi gezegenlerinden sürmeye başladılar. Geriye kalan Quarianlar, göçebe olarak yaşamaya ve Migrant Fleet ile galaksiyi dolaşmaya başladı.
  
  Tahmin edilenin aksine makineler, galaksiye yayılmadılar ve Perseus Veil adlı nebulanın gerisine çekilerek, kendilerini izole ettiler. Konsey, Gethler’i yarattıkları için Quarian ırkını cezalandırdı ve elçiliklerini kapattı.
  
  
• M.S. 1921: Gethler'in Yeni Silahı
  
  Gethler, o zamana kadar var olan tüm Geth programlarını barındırıp çalıştırabilecek bir mega yapının inşaatına başladılar. Kendi medeniyetlerinin uzun vadeli amacı olan bu yapı ile ortak işlem kapasitelerini en yükseğe çekmeyi planlıyorlardı.
  
  
• M.S. 1961: Yuri Gagarin'in Yolculuğu
  
  Dünyamızdaki tanıdık gelişmeler de Mass Effect evreni içerisinde kendisine yer buluyor. Yuri Gagarin, Vostok 1 ile uzaya çıkan ilk insan oldu. İnsanoğlunun uzay yolculuğu serüveninin ilk adımıydı.
  
  
• M.S. 1969: Apollo 11, Ay'a İndi
  
  Apollo 11 Ay’a iniş yaptı. Neil Armstrong, Ay’a ayak basan ilk insan oldu.
  
  
• M.S. 1980’ler: Drell ve Hanar Irklarının Buluşması
  
  Sürüngene benzeyen, akıllı bir ırk olan Drell ve Hanar ilk kez karşılaştı. Drell ırkının uzayda yolculuk kabiliyeti yoktu ve ana gezegenleri olan Rakhana’nın da kaynakları tükeniyordu. Bu yüzden, 2025’e kadar korkunç bir nüfus problemi yaşanacaktı. Hanar, yardım etmeyi kabul etti ve 375.000 Drell’i kendi gezegenleri olan Kahje’ye götürdü. Geriye kalan 11 milyon Drell, kaynaklar için savaşa savaşa kendilerini bitirdiler.
  
  
• M.S. 1985 – 2069: İnsanların Uzay Çalışmaları
  
  Uzayın keşfi için Hubble Uzay Teleskobu ve Sojourner gibi önemli adımlar atıldı.
  
  
• M.S. 2069: "Armstrong Outpost" Ay Yüzeyine Kuruldu
  
  Ay’a inişin 100. yılı şerefine, Ay’daki Shackleton Krateri üzerinde Armstrong Outpost kuruldu. Uydumuz üzerindeki ilk yerleşim oldu.
  
  
• M.S. 2148: İnsanoğlu, Mass Effect Teknolojisini Keşfetti
  
  İnsanlar, Mars’ta Protheanlar’a ait olan ve son derece ileri bir teknolojiye sahip ufak bir bellek keşfetti. Mass Effect alanlarının arkasındaki bilime ve bu sayede FTL teknolojisine erişti; Samayolu’nu keşfetmeye başladı.
  
  
• M.S. 2149: İlk Mass Relay Yolculuğu
  
  Bellekteki veriler sayesinde İnsanlar, çok daha etkileyici bilgilere ulaştı: Pluto’nun ayı olan Charon’un, donmuş haldeki bir Mass Relay olduğu öğrenildi. Jon Grissom önderliğindeki ilk ekip, 36 ışık yılı Arcturus’taki bir diğer relay’e anında yolculuk etti. Bu sayede, galaksideki devasa ulaşım ağından haberdar olundu.
  
  Systems Alliance, Dünya’daki 18 büyük ülkenin imzasıyla kuruldu. Bu oluşum, İnsanlar’ın askeri ve keşif odaklı girişimlerinde öncülük etti.
  
  
• M.S. 2150: Terra Nova Keşfedildi
  
  Güneş Sistemi dışındaki ilk kolonizasyon çalışmaları başladı ve böylece Terra Nova gezegeni keşfedildi.
  
  
• M.S. 2151: Arcturus'taki Filo İnşası
  
  İnsanlar, henüz bir başka ırkla karşılaşmamış olmalarına rağmen, önemli bir transit noktası olan Arcturus’ta devasa bir filo ve uzay istasyonu kurmaya başladı.
  
  
• M.S. 2152: Güneş Sistemi Dışındaki İlk Koloni
  
  Dünya’daki büyük bir konsorsiyum olan The Delta Pavonis Foundation, Demeter gezegeninde dünyanın ilk Güneş Sistemi harici kolonisini kurmaya başladı. Bu yılın sonlarına doğru Eden Prime ve Terra Nova üzerinde yeni koloniler kuruldu.
  
  
• M.S. 2154: Shepard Doğdu
  
  Ana karakterimiz olan Shepard doğdu.
  
  
• M.S. 2155: Systems Alliance, Arcturus'a Yerleşti
  
  Systems Alliance, Arcturus İstasyonu’nun tamamlanmış bölümlerine yerleşmeye başladı ve burayı üsleri olarak kabul ettiler.
  
  
• M.S. 2156: Arcturus Tamamlandı
  
  Arcturus İstasyonu açıldı.
  
  
• M.S. 2157: Pluto'nun Trafiği Arttı
  
  Pluto’nun yörüngesindeki hareketlilik Mass Relay sayesinde arttı.

İnsanlık, Mass Effect evreni içerisindeki ilk temasını son derece vahşi bir şekilde, Turianlar ile gerçekleştirdi. Turian gözcüleri, bir süredir çalışmayan durumdaki bir Mass Relay’i aktif hale getirmenin yollarını arayan İnsanlar’ı gözlemliyordu. Bu haldeki Relayler’in çalıştırılması, Rachni Savaşları yüzünden yasaklanmıştı. İki ırk arasında, üç aydan fazla süren, kısa ancak çetin geçen First Contact War (İlk Temas Savaşı) yaşanmıştı.

Mass Effect evreni hakkında yedi adet kitap bulunuyor. Kitaplardan biri olan Mass Effect: Revelation’daki olaylar, bu dönemde başlıyor. Amiral Jon Grissom, Arcturus İstasyonu’na giderek, Systems Alliance bünyesindeki N7 programının mezunlarını kutlar. Bu sırada David Anderson ile buluşur. Grissom, Shanxi kolonisindeki bir karakola, bilinmeyen bir uzaylı güç tarafından saldırıldığını açıklar.


N7, Systems Alliance ordusundaki mesleki kodlardan biridir. N, özel kuvvetleri, 7 ise en yüksek etkinlik seviyesini temsil eder. Interplanetary Combatives Training (ICT) mezunlarına verilir. Kısacası N7, elit askerleri temsil eder. Shepard da bir N7 mezunudur.

Turian güçleri tarafından ele geçirilen Shanxi kolonisi, bir uzaylı ırkı tarafından fethedilen ilk insan yerleşimi olarak tarihe geçti. Admiral Kastanie Drescher komutasındaki Second Fleet, Turian ordusunu gafil avladı ve onları gezegenden uzaklaştırdı.

Turianlar bunun üzerine tam teşekküllü bir saldırı hazırlığına girdiler ancak bu olay, Konsey’in dikkatini çekti. Duruma el atıp düşmanlığın daha uç noktalara çıkmasını engelleyen Konsey, böylece galaksideki diğer ırkları da insanlığa tanıtmış oldu.


Mass Effect: Evolution kitabındaki olaylar ise tam olarak buradan sonra başlıyor. Shanxi istilası sırasında İnsan isyancılara yardım eden paralı asker Jack Harper, kendisini karmaşık bir komplonun içerisinde buldu. Turian generali Desolas Arterius, Harper’ı Arca Monolith adındaki eski bir uzaylı yapısını kullanmaya zorluyordu. Harper, Desolas’ın kardeşi olan Saren’a bu yapının tehlikelerinden bahsetti ve Turianlar’ı güçlendirecekken, Monolith kontrolünde olan beyinsiz canlılara çevirebilirlerdi. Saren, halkını korumak adına Monolith’in bulunduğu Palaven Tapınağı’nı ve içerisinde bulunan kardeşiyle güçlenmiş Turian askerlerini yok etti. Harper, insanlığın önünde karanlık zamanlar olduğunu bu olaylar sonrasında fark etti. Bir manifesto yayınlayarak, insanların varlığını sürdürmesini amaçlayan Cerberus organizasyonunu kurdu ve The Illusive Man kimliğine büründü.

• M.Ö. 2158: İnsan Irkının Biotic Güçlerle Tanışması
  
  İnsanlar, biotic güçlerin potansiyelini fark ettiler ve uluslararası bir çaba ile Element Zero’ya maruz kalmış çocukların araştırılmasına başlandı; %10’a yakın çocuğun biotic yeteneklere sahip olduğu belirlendi.
  
  
  Mass Effect evreni, bilimsel detaylarla açıklanabilecek bazı özel güçler de barındırıyor. Bazı canlılar, vücut dokularında gömülü olan Element Zero nodülleri ile Mass Effect alanları yaratabiliyorlar. Bunlara Biotic Abilities (Biotic Yetenekler) adı veriliyor. Biotic-amps adı verilen implantlar ile bu yetenekler daha etkin ve güçlü bir biçimde kullanılabiliyor. Yetenekler arasında telekinezi, güç kalkanı oluşturma ya da cisimleri/organizmaları parçalama gibi özel güçler bulunuyor. Asariler, doğuştan bu yeteneklere sahipler. Diğer ırkların ise bir şekilde Element Zero’ya maruz kalması gerekiyor. Ancak her maruz kalmada bu güçler ortaya çıkmıyor; aksine tümör gibi hasarlar da meydana gelebiliyor.
  
  
• M.Ö. 2159: Saren Arterius, Spectres'e Katıldı
  Saren Arterius, Spectres arasına katılan en genç Turian oldu.
  
  Systems Alliance, Gagarin İstasyonu’nu biotic araştırma ve eğitim merkezi olarak kullanmaya başladı.
  
  
• M.Ö. 2160: Systems Alliance Parlamentosunun Kurulması
  
  Systems Alliance parlamentosu kuruldu.
  
  Biotic çalışmalarına hız verildi.
  
  
• M.Ö. 2162: Gizemli Bir Cismin Keşfi
  
  Arcturus İstasyonu tamamlandı.
  
  Batarian girişimcisi Edan Had’dah, Perseus Veil’de bulunan isimsiz bir gezegenin çevresinde dönüp duran gizemli bir cisim keşfetti.
  
  
• M.Ö. 2163: Yapay Zeka Çalışmaları Hızlandı
  
  Alliance, yasa dışı Yapay Zeka araştırmalarına gizlice başladı. Sidon’daki araştırmanın lideri Dr. Shu Qian’dı ve Teğmen Kahlee Sanders da teknik analist olarak görev alıyordu.
  
  İlk biotic implantlar bu yıl insanlar üzerinde denendi.
  
  
• M.Ö. 2165: Konsey'de Elçilik Kazanılması
  
  İnsanlık, Mass Effect evreni içerisinde genişlemeye ve yeni koloniler kurmaya devam etti. Konsey tarafından tanınan ırklar ile yakın ilişkiler kurdular ve ticarete başladılar. Konsey, bu gelişime kayıtsız kalmadı ve İnsanlar, Citadel’de bir elçilik sahibi oldular. Bu dönemde Batarianlar ile İnsanlar arasında, Skyllian Verge bölgesinin kontrolü için bir gerginlik yaşanıyordu.
  
  Mass Effect: Revelation hikayesi buradan devam ediyor. Sidon’daki araştırma istasyonu saldırıya uğrar ve David Anderson, olayı araştırmak üzere gezegene ulaşır. Dr. Shu Qian’ın Perseus Veil’de bulunan gizemli cisim üzerindeki yasa dışı yapay zeka çalışmalarını fark eder. Anderson, aslında Saren Arterius ile beraber görevlendirilmişti ve Dr. Qian ile destekçisi Had’dah’ı yakalamaktı. Ancak Saren, doktoru ile Had’dah’ı öldürdü, görevin başarısız olmasını Anderson’ın üzerine attı ve cismi araştırmak için Dr. Qian’ın araştırmasını kendisi kullandı.
  
  
• M.Ö. 2168: Shepard'ın Biotic Güçleri Kalıcı Hale Geldi
  
  Shepard, ikinci defa Element Zero’ya maruz kalır ve biotic yetenekleri kalıcılık göstermeye başlar.
  
  
• M.Ö. 2171: Batarianlar ve İnsanlar Arasındaki Gerginlik
  
  Skyllian Verge bölgesindeki insan nüfusunun kısıtlanmasına yönelik teklifleri reddedilen Batarianlar, kızgınlık içerisinde Citadel’i terk ettiler; başıboş bir devlet haline geldiler.
  
  Shepard’ın biotic yetenekleri resmi olarak onaylandı ve en son teknoloji olan implantları kullanabilmesi için onay verildi.
  
  
• M.Ö. 2172: Shepard'ın Orduya Katılışı
  
  Shepard, Alliance ordusuna katıldı.
  
  Gagarin İstasyonu’nda yer alan Eliza, Sytems Alliance tarafından geliştirilen ilk akıllı yapay zeka oldu.
  
  
• M.Ö. 2182: Cerberus Soruşturması
  
  Systems Alliance, Admiral Kahoku’yu Cerberus aktivitelerini araştırması için görevlendirdi. Bu seneye kadar devlet başkanlarından Papa’ya kadar birçok suikastin arkasından Cerberus çıkıyordu. Ayrıca Cerberus, paravan şirketler vasıtasıyla da birçok yasa dışı işin peşindeydi.
  
  
• M.Ö. 2183: SSV Normandy Göreve Başladı
  İnsanlar ve Turianlar, Citadel sponsorluğunda yeni bir mühendislik projesine başladılar. Deneysel bir uzay gemisi olan bu projede geminin özel bir gizlenme yeteneği de bulunuyordu. Geminin adı ise SSV Normandy idi. David Anderson, Kumandan; Shepard ise Subay olarak görev yapıyordu.

Mass Effect evreni, buradan sonra oyunların hikayesiyle devam ediyor. İnsan kolonisi olan Eden Prime, Gethler tarafından saldırıya uğrar. Bu saldırıs sonrasında Eden Prime War adındaki geniş çaplı bir çatışma başlar. Saldırıların arkasındaki ismin Saren Arterius olduğunun anlaşılmasının ardından, Kumandan Shepard ve SSV Normandy, Saren’ı yakalamak için yola çıkar. Saren’ın amacı, Conduit adındaki bir cismi bulmaktır. Conduit, Sovereign adındaki Reaper’ın kendi türünü galaksiye geri getirebilmek için kullanacağı bir araçtır ve Saren da Sovereign’in etkisi altındadır. Shepard, efsanevi Mu Relay üzerinden geçip Saren’ı takip ederken, Sovereign ve Geth filosu da Citadel’e saldırır. Shepard, Saren’ı mağlup eder ve Alliance donanması da Sovereign’i yok eder. Konsey’in akıbeti, Shepard’ın seçimine göre değişir.

Citadel Muharebesi’nden 1 ay sonra, SSV Normandy bilinmeyen bir düşman tarafından saldırıya uğrar ve yok edilir. Kumandan Shepard, bu saldırı sırasında ölür ve Systems Alliance tarafından da ölümü ilan edilir.

• M.Ö. 2184: Mass Effect
  Eden Prime Savaşı’nın sonlarına gelinmektedir. Citadel Space’teki Geth güçlerinin önemli bir bölümü Citadel Muharebesi temizlenmiş olsa da ufak tefek birlikler hala aktifti. Alliance güçleri, devriye sayısını düşürmüş ve sivillerden gelecek ihbarları değerlendirmeye karar vermişti. Belirlenen Geth karakollarına saldırılar düzenleniyordu ancak savaş sona ermişti.
  
  Shepard’ın Cerberus tarafından yaratılan bir klonu, Lazarus Research Station’dan (Lazarus Araştırma İstasyonu) Rasa adındaki bir firari tarafından kaçırıldı.
  
  
• M.Ö. 2185: Mass Effect 2
  Kumandan Shepard, The Illusive Man tarafından diriltildi ve Terminus Sistemleri’nde gizemli bir şekilde kaybolan insanları araştırması için görevlendirildi. Freedom’s Progress kolonisindeki araştırma sonucunda, kaçırılmaların arkasında Omega 4 Relay üzerinden gelen Collectors adındaki bir ırkın olduğu öğrenildi. Operasyon için yeterli bir ekip kuran Shepard, Reaperlar’dan elde ettiği bir tanımlama cihazı ile (IFF) Omega 4’dan geçerek Collector üssüne saldırır. Collectorlar’ı yok eden Shepard, insanlığı da yıkımdan kurtarmış olur.
  
  
• M.Ö. 2186: Mass Effect 3
  Dr. Amanda Kenson, bir asteroide gömülü halde duran, Object Rho adındaki Reaper kalıntısını keşfeder. Dr. Kenson’ın araştırma ekibi, Rho üzerindeki çalışmaları neticesinde kısa bir süre sonra Reaperlar’ın galaksiye geleceği gerçeğiyle yüzleşir. Bunu engellemek veya en azından geciktirebilmek adına, galaksideki bilinen en eski Relay olan Alpha’nın yok edilmesine karar verir. Bu operasyon, sistemde yaşayan 300.000’den fazla Batarian’ı da öldürecektir. Operasyon, asteroidin Alpha Relay’e çarptırılmasıyla gerçekleşecektir. Lakin Dr. Kenson ve ekibinin Rho tarafından beyni yıkanır. Kumandan Shepard, olaya dahil olur ve Dr. Kenson’ın sabotaj çabasına rağmen operasyonu tamamlar. Süpernova neticesinde Bahak sistemi de silinir. Başarılı operasyona rağmen, Alpha’nın yok edilmesinden 6 ay sonra, Batarian bölgesi üzerinden Reaper istilası başlar.
  
  Shepard, Dünya’daki istiladan kaçmayı başarır ve Mars’ta bulunan bir Prothean süper silah tasarımı ile Reaperlar’ı öldürebileceğini öğrenir.
  
  Crucible adındaki süper silahı inşa edebilmek ve Dünya’yı geri alabilmek için Shepard ve ekibi, galaksi boyunca müttefik toplamaya başlarlar. Reaperlar ile Dünya üzerindeki son mücadele sonucunda, Galaksi’nin kaderi Shepard’ın seçimi ile belirlenir.

• Garrus Vakarian
  Turian ırkına mensup olan Garrus, tanınmış bir keskin nişancı ve savaş mühendisidir. Garrus, inatçı yapısı, zekası ve ölümcül çatışma becerisi ile ME serisinin en ünlü isimlerinden birisi; Shepard’ın da en yakın arkadaşlarından biridir (Belki de en yakını?).
  
  
• Tali’Zorah
  Son derece parlak bir makinist olan Tali’Zorah, 2161 yılında, Rayya adındaki gemide doğmuştur. 300 yıl önceki Geth istilası sonucunda gezegenlerini kaybeden diğer Quarianlar gibi Tali de 50.000 gemiden oluşan Migrant Fleet ile yolculuk etmektedir. Admiralty Board (Amiraller Kurulu) üyesi Rael’Zorah’ın kızı olan Tali, mekanik alanındaki dehası ile genç yaşına rağmen tayfanın önemli bir üyesi haline gelmiştir.
  
  
• Dr. Liara T’Soni
  Liara, Prothean kültürü ve teknolojileri üzerine bilimsel araştırmaları bulunan, information broker (veri simsarı) olarak ünlenmiş bir Asari’dir. 2077’de Thessia’da doğan Liara, yalnızca 106 yaşındadır (Bir Asari için oldukça genç.). Yetenekli bir araştırmacı olmasının yanında son derece güçlü bir biotic’tir. Bu da O’nu, en zorlu görevler için bile önemli bir ekip üyesi haline getirir.
  
  
• Urdnot Wrex
  Krogan Battlemaster sınıfının son üyelerinden biri olan Wrex, ünlü bir paralı asker ve kelle avcısıdır. Battlemaster, yıkıcı ateş gücüne sahip gelişmiş silahlarını güçlü biotic yetenekleri ile birleştiren ve nadir bulunan askerlere verilen isimdir. Uzun ömründe birçok macera yaşamış olan Wrex’in Shepard’a karşı büyük bir saygısı vardır.
  
  
• Dr. Mordin Solus
  Mordin, usta bir genetikçi olmasının yanı sıra Salarian ırkının Special Tasks Group ekibinde görev almıştır. Kroganlar’a karşı kullanılan genophage projesindeki katkılarıyla ünlenmiştir. Parlak bir zekaya sahiptir ve olayları keskin bir şekilde mantığa dayandırır; duygularınının kararlarını etkilemesine asla izin vermez.
  
  
• Thane Krios
  Galaksideki en ölümcül suikastçi olarak bilinen Thane, bir Drell’dir. Uzak mesafeli saldırılar yerine gizlilik, ateşli silahlar, yumruk yumruğa dövüş ve biotic yeteneklerinden yararlandığı yakın teması tercih eder. Ancak Thane, yalnızca bir ölüm makinesi değildir. Güçlü bir manevi tarafı vardır: Her görev öncesinde ve aldığı canlardan sonra dua eder.
  
  
• Miranda Lawson
  Eski bir Cerberus ajanıdır ve İnsan biotic kullanıcılarından biridir. Miranda, genetik mühendisliği ile neler başarılacağını tek başına kanıtlamaktadır. Zekası ve görmüş geçirmişliği sayesinde kurduğu geniş ağ ile önemli kişileri tanır ve bu sayede Shepard’ın görevlerinde önemli katkı sağlar.
  
  
• Jacob Taylor
  2157’de doğan Jacob, kariyerine Systems Alliance askeri olarak başladı ancak burada uğradığı düş kırıklığı sonrasında Cerberus’a katıldı. Jacob, tecrübeli bir savaşçıdır ve biotic ile silah kullanımında yeteneklidir.
  
  
• Jack
  Jack, kötü nam salmış bir suçlu olsa da galaksideki en güçlü İinsan biotic kullanıcılarından biridir. İncelikten (ya da kendini kontrol etmekten) yoksun olduğu taraflarını, yıkıcı yetenekleriyle korkusuz bir biçimde telafi eder. Eğer bir görevde bir yıkım uzmanına ihtiyaç duyuluyorsa Jack, listenin en tepesinde olmalıdır.
  
  
• Samara
  Bir Asari Justicar’ı* olarak Samara, katı ahlak kurallarına sahip bir biçimde yaşar ve adaletin peşinde koşar. Bir milenyuma yakın süredir hayatta olmasından ötürü silah ve savaş teknikleri üzerinde uzmanlaşmıştır ama asıl gücünü biotic yeteneklerinden alır.
  
  *Justicar, Asari kültüründe adaleti sağlamakla görevli olan ve kendisini bu amaca adayan kişilere verilen isimdir.
  
  
• Kaidan Alenko
  Binbaşı Alenko, SSV Normandy’ye atanan bir Systems Alliance subayı ve İnsan biotic kullanıcısıdır. Gemideki askeri konuları yönetir. Çocukken kendisine takılan ilk model L2 biotic implantları yüzünden kronik baş ağrıları yaşamaktadır. L2 implantları, nörolojik hasar riski sebebiyle durdurulmuştu.
  
  
• Ashley Williams
  Teğmen Williams’ın Systems Alliance bünyesindeki subaylık görevi devam etmektedir. 2158’de asker bir ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir ve güçlü bir inanç yapısı vardır. İnançlarından bahsederken, özellikle yabancı bir ırk ile karşılaştığı zaman çekinmez. Bu yüzden bir takım arkadaşı ve mürettebat olarak azcık zorlayıcıdır.
  
  
• Grunt
  Grunt, genetik mühendisliği ile yaratılmış ve tankta eğitilmiş olan bir Krogan süper askeridir. Normal bir Krogan gibi yetiştirilmediği için sabırsız ve şiddet yanlısıdır; tahmin edilmesi zor bir takım arkadaşıdır.
  
  
• Kasumi Goto
  Galaksinin en gizemli hırsızı Kasumi’dir. Kanunun her iki tarafında da düşman edindiği için gölgelere yakın durmaktadır. Bundan dolayı gizlilik ve sızma işlerinde uzmandır. Bir yere sızılacaksa, sabotaj yapılacaksa veya çevik yakın dövüş gerekiyorsa yetenekleriyle son derece fayda sağlayacaktır.
  
  
• Zaeed Massany
  Galaksinin en korkulan kelle avcısıdır ve eski bir paralı askerdir. Blue Suns’ın bu eski lideri, çabuk sinirlenen yapısını yılların tecrübesiyle birleştirir. Zaeed, çok sevdiği tüfeği Jessie olmadan nadiren görülür.
  
  
• James Vega
  Systems Alliance askeri olan James, başarılı bir asker, sert bir savaşçı ve Shepard’a derin bağlılık besleyen bir ekip üyesidir. Görevlerde son derece faydalı olsa da politika konusunda toydur; bu da onu biraz dar görüşlü yapar.
  
  
• EDI
  Açılımı Enhanced Defence Intelligence’dır ve Cerberus üretimi bir yapay zekadır. İlk halinde Normandy sistemlerine kurulmuş haldeydi ancak daha sonra Cerberus’un sentetik sızma biriminin vücudunu ele geçirdi. Vücudu modern ateşli silahlara ve çok yüksek ısıya karşı dirençlidir. Ayrıca son derece çevik ve dengelidir.
  
  
• Javik
  Hayatta kalan (bilinen) son Prothean’dır. 50.000 yıl boyunca statis tankı* içerisinde hayatta kalan Javik, uyandığında Reaperlar’a karşı dizginlenemez bir intikam duygusu besliyordu. Javik, harika bir savaşçıdır ve çok güçlü biotic saldırıları yapabilir.
  
  * Canlıların çok uzun yıllar boyunca dondurularak hayatta kalmalarını sağlayan sistem.
  
  
• Legion
  Gethler, ağdan oluşmuş bir zekadır; sayısız vücuttaki tek bir varlıktır. Legion ismi, ender bulunan bir Geth “mobil platformunda” yerleşik halde bulunan 1183 Geth programının oluşturduğu gestalt zihin (kolektif zihin) tarafından alınmıştır. Legion, keskin nişancı ya da saldırı tüfeği kullanabilir. Ek olarak, yapay zekaları hackleyebilir ve savaşçı bir drone kullanabilir. Bu yetenekleriyle birçok görev için değerli bir takım arkadaşıdır.