Mount & Blade: With Fire and Sword

Mount & Blade: With Fire and Sword

55 ratings
Hamdi Alp'in WFAS Evrenindeki Maceraları
By Hamdi Bey
Bu rehberde 30 saatlik oynanışımın ardından karakterimle beraber yaşadığım maceraları bir senaryo tadında anlatacağım. Keyifli okumalar.
4
2
2
   
Award
Favorite
Favorited
Unfavorite
Önsöz
Geçenlerde bazı sevgili arkadaşlarımın Mount & Blade WFAS oynadığını gördüm ve uzun zamandır M&B oynamadığımı fark ettim. Birden eski günler aklıma gelince de tekrar bir Mount & Blade aşkı geldi bana. Fakat bu sefer farklı olmalıydı. Madem WFAS lafı geçmişti, o zaman bende WFAS oynayayım dedim ve oturdum oyunun başına.
3 günde yaklaşık 30 saat oynayarak neredeyse hayatımın rekorunu kırıyordum. Harbiden çok özlemişim. Ancak bu sefer hilesiz oynadığım için bu kadar süreye rağmen doğru dürüst krallık indirecek güce gelemedim. 30 saatin sonunda artık sıkılmaya başladığımdan dolayı oyunu bırakmaya karar verdim ama bu kuru kuru olamazdı. Bunun içinde aklıma karakterimin senaryosunu yazmak ve yayınlamak geldi. Tabii ki ne edip ne yaptığımı teker teker yazmayacağım hatta işin içine roleplay katacağım birazcıkta. Yani anlattıklarımın hepsi fonksiyonel olmayacak. Bir kısmı benim hayal gücümden oluşacak. Sonunu açık bırakacağım ve daha sonra oynar isem senaryoya devam edeceğim. Beğenirseniz takip edebilirsiniz.
(Tarihin bu puslu vadisinde anlattıklarımız tamamen hayal ürünü olup, hiç bir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır)
Season 1 : Prologue
Hamdi bin Murad, asıl adıyla Şehzade Faruk, 1632 yılında Sultan 4. Murat Hanın ilk oğlu olarak dünyaya geldi. Babasının ona baskı uygulamamasından ve az ilgi göstermesinden ötürü rahat bir çocukluk geçirdi. Mütevazi, yardım sever, içine kapanık bir çocuktu. Hiç bir şeyde gözü yoktu. Onun tek isteği basit bir dükkan açıp hayatını sürdürmekti. 1654 yılının Ocak ayında babası öldüğünde kardeşleri arasında taht kavgaları başladı ama kısa bir süre sonra birlik sağlandı. Her ne kadar istemese de taht ona kalmıştı. Tam tahta çıkmaya hazırlanıyordu ki Sarayın muhafız kumandanından kendisine kardeşleri tarafından suikast yapılacağı haberini aldı. Kaçarsa korkak olarak görüleceğini bildiği için yüzleşmeye karar verdi. Gece yarısı uyuyormuş gibi yaparken gizlice gelen suikastçiyi yastığının altından çıkardığı piştov ile yere serdi. Artık Osmanlı sarayında kalamazdı. İstemediği bu soylu hayatı daha başlamadan bile kendisine zarar vermeye başlamıştı. Yanına 300 Taler para ve bir kılıç alarak olaydan 10 dakika sonra atıyla uzaklaştı. Karadenize doğru yol aldı. Oradan da gemiyle Kırım Hanlığına geçti.
Burada yerli halktan bir köye gitti. Köylülere kendisinin Anadoludan geldiğini, babasının bir demirci olduğunu ve isminin ise Hamdi olduğunu söyledi. Köylüler tavırlarından şüphe duymadıkları için çok fazla sorgulamadan yanlarına aldılar. Hamdi tam 1 yıl boyunca dış dünyadan habersiz köylülerin işleriyle uğraşarak istediği gibi mütevazi bir hayat sürdü.
(Çiftçilik yaptığı zamanlarda Hamdi)
Episode 1 : Yeni Bir Diyar
Bir gün Hamdi çiftçi dostlarından birisinin bir mektubunu Leh Krallığının bir köyüne iletmek için yoldaydı. Bahsedilen köye yaklaştığında uzaktan silahlar patlamaya başladı. Kılıcını kaptığı gibi o yöne doğru atıyla ilerlediğinde bir takım İsveçli silahşörün bazı haydutlarla çatıştığını görünce İsveçlilere yardım için koştu. Kısa bir vuruşmanın ardından beraber oradan ayrıldılar. Silahşörlerin lideri ünlü Jaques de Clermont'dan başkası değildi. Uzunca bir muhabbetin ardından bu diyarlar hakkında bol bol bilgi toplamıştı Hamdi. Jaques de Clermont ile bir daha görüşmeye sözleşip ayrıldılar.
Sonrasında Hamdi boş oturarak vatanına hizmet edemeyeceğini anladı ve köylü dostlarıyla vedalaşıp üstüne başına bir şeyler aldı. Hanlarda kendisi gibi vatan, din davasına hizmet edecek silahşör ve nişancılar buldu. Bu küçük birliğiyle köylere musallat olan çapulcu haydutlar ile savaşmaya başladı. Namı günden güne arttı. İnsanlar "Bir Hamdi Er var, ne zaman sıkışırsak yardıma gelir. Yiğit adamdır" diye konuşmaya başladılar. Ordusuna daha fazla Kırım nişancısı katarak süvari ve tüfekçilerle dolu bir 50 adamlık Kırım milis birliği kurdu. Artık şanı iyice yayılmıştı.
Bundan faydalanan Hamdi Er, İslam Giray Hanın huzuruna çıktı ve onunla ilişkilerini geliştirmek için uzunca bir süre isteklerini yerine getirdi. Vergi toplama, adalet sağlama, asker eğitme gibi işlerde ona çok yardımcı oldu. Sonrasında artık namı ve tecrübesiyle karşısında gerçek bir Alp duruyordu. Onu Kırım Hanlığına hizmet için kabul etti. Hamdi Er ise artık Hamdi Alp oldu.
Episode 2 : Büyük Kırım Hanlığına Doğru
Hamdi Alp'in Kırım Hanlığının bir neferi olduktan sonra yaptığı ilk iş paralı askerlerini dağıtıp ordusunu Seymen ve Yeniçeri birlikleri ile doldurmak oldu. Ardından emri altına verilen Ordaş köyünü zenginleştirdi, geliştirdi. Gelen vergilerle ise ordusuna ve kendisine yeni ekipmanlar aldı. Hamdi Alp Kırım Hanlığına girdiğinde Hanlık, Kazaklar ve Ruslar ile savaş halindeydi. Ruslar ile savaş durgun olsa da Kazakların kalabalık hafif süvari orduları büyük tehdit oluşturuyordu. Diğer mirzalar ve paşalar meydanlarda sürekli yenilgiye uğruyorlardı. Hamdi Alp ise ordusunda ki tüfekçiler sayesinde Kazak süvarilerine karşı zorlanmasa da verdiği kayıplar yüksek idi. Uzunca bir süre Kazak lordları ile meydanlarda savaşıldı, köyler yağmalandı, esirler alındı. Hamdi Alp kurduğu savaş taktikleri ve cesareti ile en önlerde savaşarak namına nam kattı. Tabii bu sırada çoktan Ruslar ile barış antlaşması imzalanmıştı.
Onun taktiklerinden rahatsızlık duymaya başlayan Kazak kumandanları artık meydanlarda değil kalelerde çarpışmaya karar verdi. Tüm güçleri ile Kırım Hanlığının ana topraklarına hücum ettiler. Hanlık büyük ölçüde kayıplar verdi. Sürekli kaleleri kaybetti, geri aldı. Kaybetti geri aldı. Kaybetti geri aldı. En sonunda Hamdi Alp ve silah arkadaşları toparlanarak Kazakları Kırım topraklarından sökmeyi başardı. Kısa bir süre sonra gücü kesilen Kazaklar çaresiz kaybettikleri toprakları alamadan barış yapmak zorunda kaldılar.
Episode 3 : İsveçliler, Piyadeler ve İlk Kale
Kısa süren barış sürecinde Hamdi askerleri ile bol bol dinlendi, kitaplar okudu, yoldaşlar edindi. Barış sürerken Kırımın müttefiki Leh Krallığı, İsveç ordularına savaş açtı. Kırım da müttefiklerine destek olmak için İsveçlilere savaş açtı. Bu fırsatı sancak beyi olmak için uygun gören Hamdi Alp adamlarıyla İsveç ordularının kalelerini kuşatmak için yola çıktı. Yolda iken bir İsveç kumandanıyla karşı karşıya geldiler. Hamdi yine özel yaylım ateşi taktiklerini uyguladı ancak bu sefer Kazaklardan farklı olarak çok daha az kayıp vardı. Hamdi buna içten içe sevinmişti. İsveç Krallığının Avrupalı ağabeylerinden destek aldığı için çok güçlü olduğunu tahmin ediyordu ancak Kırımlıların böyle bir taktikleri olduğunu bilmiyorlardı. Ama Hamdi ilk defa kale kuşattığında çok ağır kayıplar verdi.
Ordusunun yarısı yaralanmış, diğer yarısı şehit olmuştu. Çok geçmeden sorunun tüfekçiler de olduğunu anladı. Ancak ordusunu dağıtmak istemedi. Geri dönerken beklenmedik bir gelişme oldu ve Kazaklar tekrardan Kırımlılara savaş ilan etti. Kaybettiği toprakları geri almaya başladı. Hamdi ise meydanlarda savaşarak lordları avlamaya devam ediyordu. Sonraları kaleleri fetheden Kazak kumandanlarının kalelere az adam koyduğunu öğrenince sayı üstünlüğünden bir çok defa kaleleri savaşmadan teslim aldı. Ama Kalelerin kendisine verilmesi için kendisini daha büyük bir savaşla kanıtlaması gerekiyordu. İsveçliler geri planda kalırken Kazaklarla çekişmeli savaşlar geçiyordu. Hamdi'nin ise tüm bu olaylarda daha çok söz sahibi olup davayı savunabilmek için sancak beyi olması gerekliydi. Artık bir kale alabilmek için ordusunun tamamını dağıtarak yeniden Azaplardan ve Tatar Piyadelerinden oluşan sağlam bir ordu kurdu. Diğer tarafta da Mirzalar Kazaklara karşı üstünlük sağlıyorlar, kalelerini düşürüyorlardı. Hamdi en merkezi ve zayıf kalenin ise İsveçliler tarafından Kazaklardan alınmış Bar kalesi olduğuna karar vererek kaleyi kuşattı. Kale düştüğünde belki çok fazla şehit vardı ama artık İslam Giray Han tarafından kale Hamdi'ye verilmişti ve artık ünvanı Kumandan Hamdi olmuştu....
Episode 4 : Durgunluk ve Veda
Hamdi fethin ardından İsveçlilerin tekrar kaleyi kendisinden almaması için tüm askerlerini kaleye yerleştirdi ve merkez şehirlere gidip oradan yeniden asker toparladı. Topladığı yeni askerleri de kalesine doldurdu. Ardından savaşın durgunluğundan faydalanarak halkının problemlerini dinledi. Yine bir gün kalenin valisiyle konuşurken uzun süren savaştan dolayı çok fazla ticari kayıp verdiklerinden ve bu savaşı durdurmak istediklerinden bahsetti. Bu barışa İsveç Lordlarından Prens Fredirick William ve Kırım Hanlığından Mirza Argun engel oluyordu. Hamdi bu ikisini ikna etmeyi başarırsa barışın sağlanacağını düşündü. Lordları ikna ettikten kısa bir süre sonra barış tekrar sağlandı. Ancak bu bazı krallıkları sevindirmemişti ki Kumandan Hamdi'yi düşmanları olarak görmeye başladılar. Ancak Hamdi hiç bir şekilde onlara karşılık vermedi. Hiç bir lorda saldırmadı, köy yağmalamadı. Hamdi sadece gerçek düşmanları olan Kazaklar ile çarpışıyordu. Ama sonuçta savaş durulmuş gibiydi. Hamdi kalesinde ki 700 kişilik sağlam birliğin başına yoldaşlarından dürüst İsveçli Silahşör Victor'u bırakarak Osmanlı topraklarına ailesini görmek üzere Sivastopol'dan yola çıktığında tarihler 15 Aralık 1656'yı gösteriyordu...
Sezon 1'in Bitimi
Evet arkadaşlar oynadığım kısımdan çıkartabildiğim senaryo buraya kadardı. Tabii her şey anlattığım kadar kısa sürmedi. Olayların hepsini özetledim. Eğer hatam olduysa yorumlara yazarsanız düzeltirim. İnşallah bir daha oynama isteğim gelirse devam edeceğim. Sonuna kadar okuduğunuz için teşekkür ederim.
Season 2: Prologue
Hamdi Bey 25 Ocak 1657'de Kırım topraklarına geri döndü. Geri döndüğünde Kazaklar ile olan savaş tüm hızıyla devam ediyordu. Kumandan Hamdi ordusunun başına geçip Kazak lordlarıyla savaşlar yaptı. Bu süre içerisinde de kendisine piyadelerden ve esir askerlerden oluşan bir kuşatma ekibi kurdu. Artık tüm Avrupa Kırım Hanlığının önünde titreyecek, İslamın nuru Avrupayı saracaktı.
Episode 1: Kazakların sonu
Kumandan Hamdi tüm gücüyle Kazakların kalelerini kuşatmaya başladı. Kiev, Çernigov ve Poltova şehirleri art arda düştü. Kumandan Hamdi, yavaş yavaş yaşlanmasına rağmen canını dişine takarak savaştı. İslam Giray Han ise bu sırada seferberlikler düzenleyerek Kumandan Hamdiye yardımcı oluyordu.
Hamdi bey bu savaşların ardından yönünü güneye çevirerek Ladyzhyn ve Zbarazh kalelerini fethetti.
Artık Kazaklara ait son merkez şehri Pereyaslav kalmıştı. Hamdi bey Mart 1660'da oraya da akın düzenleyerek son şehri düşürdü.
Fakat Kazak kumandanları boş durmuyor, her fırsatta saldırıyorlardı. Hamdi Bey bir süre meydanlarda onlarla savaştı. Ve savaşlardan Allah'ın yardımıyla galip çıktı.1662 yılına gelindiğinde Hamdi Bey Kazakların son uç kalesi olan Dorpat kalesine akın düzenledi ve galip gelerek Kazak Atamanlığını bitirmiş oldu. Kazak lordları yavaş yavaş taraf değiştirerek başka ülkelere katıldılar.
Episode 2: Şenlikler ve terfi
Savaştan sonra Kumandan Hamdi'nin dostu ve hanı İslam Giray Han bir şenlik ve rütbe töreni düzenledi. Törende ilahiler söylendi, mevlidler okundu, fakirler davet edildi. Kumandan Hamdi terfi ettirilerek Mirza rütbesine yükseldi. Şenlikler 3 gün sürdü.

3. Günün sonuna doğru baş masada Han ve Mirza Hamdi otururken bir hizmetçi bıçak çekip aniden Mirza Hamdi'ye saldırdı. Mirza Hamdi çevik hareketlerle bu casusu yere serdi. Çok geçmeden Kazak casusu olduğu öğrenildi ancak merhamet şiarına uygun davranılarak casus affedilerek uç bölgelere sürgün edildi.
Episode 3: Rusların İhaneti
Kazak Atamanlığı yıkıldıktan sonra uzun yıllar barış hakim oldu. Ancak bir sorun vardı. Rus Çarlığı'nın kağıt üzerinde Kırım Hanlığına bir husumeti bulunmamasına rağmen Çarlık, her fırsatta Mirza Hamdi'nin üzerine yürüyordu. Ancak Mirza Hamdi diplomatik krize sebep olmamak için geri çekiliyor, savaşmıyordu.
Bir gün bir Rus kumandanı Mirza Hamdi'nin bir köyünü yağmalamaya kalktı. Buna çok sinirlenen Mirza Hamdi ordusunu sürerek köylüleri kurtardı ve Rus kumandanını hezimete uğrattı. Ardından İslam Han'ın emrini beklemeden Rus şehirlerine yürüdü. Ruslar Kırım'ın güçsüz ve teknolojik olmadığını düşünerek önlem almamışlardı. Türk mücahidleri gaza ruhuyla Mirza Hamdi'nin yanında aslanlar gibi savaşarak Rusları hezimete uğrattı.
Ardından Kırım Ruslar'a savaş açtı. Hamdiyle beraber tüm Mirzalar Rus diyarına akınlar düzenledi. Yıllar geçtikçe Rusya kalelerini ve şehirlerini kaybederek zayıfladı.
Son üç şehri kalan Ruslar çaresiz kalmıştı. Meydanlarda da Mirza Hamdi'ye yeniliyorlardı.
En sonunda Moskova'yı kuşatarak fetheden Mirza Hamdi, Rus Çarlığını da yenmişti.
Episode 4: Sona doğru
1672 yılında Rusların da Avrupa'dan atılmasının ardından, Mirza Hamdi'ye "Han Vekili" unvanı verildi. Mirza Hamdi bu unvanla Avrupa gaza hareketini hızlandırdı. Çünkü ömrü bitmeden bu işi yapmak istiyordu.
(Mirza Hamdi artık yaşlanıyordu.)

1 yıl boyunca dinlendi, ülke işi asayişi sağladı, haydutlarla savaştı, Han'ın istekleri ile ilgilendi. Artık içişlerinde mükemmel bir nizam kurulmuştu.
Han Vekili Mirza Hamdi 1673 yılının Eylül ayında Lehistan'dan yardım talebi gelmesi üzerine İsveç Krallığı üzerine yürüdü. Kahramanca savaşarak İsveç Krallığını da yendi, tüm şehirlerini yıllar içinde fethetti.
Episode 5: Leh Krallığının düşüşü ve Avrupa'da Türk-İslam Hakimiyeti
İsveç'in düşüşünden sonra yine bir sessizlik oldu ancak 1683 yılında Leh Krallığı taşkınlık yapmaya başladı. Han tahammül göstermeden seferberlik ilan ederek ordunun başına da Mirza Hamdiyi vererek Leh Krallığına savaş açtı. Leh Krallığı fazla dayanamadan 2 yıl içinde savaşı kaybetti ve teslim oldu. Artık Doğu Avrupa'nın tek hakimi bir Türk-İslam devleti olan Kırım Hanlığıydı.
Osmanlı'nın da bu olanlardan haberi vardı tabi ki. Durmadan Kırım'a silah ve erzak yardımı yapmışlardı. Bu son haber ise İstanbul'da büyük bir sevinç yaşattı. Şenlikler düzenlendi. Başta Sultan IV. Mustafa olmak üzere Osmanlı devlet ricalinden Kırım'a tebrik mesajları yağdı.
Final Episode: Ayrılık ve Veda
Artık Hamdi görevinin tamamlandığını ve ayrılık vaktinin yaklaştığını hissetti. Zaten memleketini çok özlemişti ve yaşlanmıştı. 1690 yılında Mirzalar ve İslam Giray Han ile vedalaşarak Bahçesaray-Sivastopol gemiyle limanından ayrıldı.
Ömrünün son 10 yılını bir camide sohbetler vererek geçirdi. İnsanlar onu çok severdi. 1701 yılının Ocak ayında vefat etti. Cenazesine gelen bir sürü insan olmuştu. Bir efsane daha ahirete göçmüştü...
Teşekkür
Evet serüvenimiz bu kadardı. Okuyan destek veren herkese teşekkür ederim.
40 Comments
Hamdi Bey  [author] 28 Dec, 2024 @ 11:21am 
eyvallah
ryben 28 Dec, 2024 @ 11:06am 
ne güzel la kitap gibi like attım
Razoryum 19 Oct, 2024 @ 10:32pm 
Bu senaryoya göre kısa olmuş. Acaba uzar mı ?
Hamdi Bey  [author] 10 Jul, 2024 @ 7:58am 
teşekkürler :)
eafonnn 10 Jul, 2024 @ 7:34am 
bu rehberde gerçek olmayan tek şey baştaki ''hayal ürünü'' yazısıydı...
Razoryum 10 Apr, 2023 @ 1:59am 
Bitti diye bitmemeli... devam edebilir.
bacisever27 9 Apr, 2023 @ 12:25am 
ah be abi
Hamdi Bey  [author] 8 Apr, 2023 @ 8:00pm 
bitti
Razoryum 8 Apr, 2023 @ 2:32pm 
Sezon 3 GELSİN ARTIK YA.
Hamdi Bey  [author] 7 Apr, 2023 @ 12:16pm 
eyvallah