Recent reviews by Xyrelius

Bu oyunu yaklaşık 20 saat boyunca oynadım ve gerçekten etkilendim. "This War of Mine", sadece bir oyun değil, aynı zamanda bir deneyim. Savaşın acı gerçeklerini ve sivil insanların yaşadığı zorlukları görmek adına beni derinden etkileyen bir deneyim yaşadım.

Oyunun atmosferi ve müzikleri sizi tamamen içine çekiyor; savaşın yıkıcı etkilerini her an hissediyorsunuz. Karakterlerin duygusal hikayeleri, onları hayatta tutmaya çalışırken duygu dolu anlar yaşamanıza neden oluyor. Kararlarınızın gerçekten önemli olduğu bir dünya, her seçimin sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalıyorsunuz.

Oyunun zorluğu ve stratejik derinliği sizi her an tetikte tutuyor. Kaynakları yönetmek, barınak inşa etmek ve karakterlerin psikolojik durumlarına dikkat etmek gibi unsurlar, oyunu gerçekten bağlayıcı kılıyor.

Eğer duygusal olarak etkileyici ve düşündürücü bir oyun arıyorsanız, "This War of Mine" kesinlikle harika bir seçenek. Savaşın insanlar üzerindeki etkilerini derinden hissetmek istiyorsanız, bu oyunu mutlaka denemelisiniz. Herkese tavsiye ederim!

Umarım keyifli vakit geçirirsiniz!

Arkadaş tavsiyesiyle aldım mükemmel bir oyun. Arkadaşlarınızla birlikte girince ekstra daha eğlenceli oluyor.

Oyunda Divine Source isimli bir nesneyi arıyoruz ve bunun için de Kitezh isimli antik bir şehre bulmaya çalışıyoruz. Burası Moğolistan-Rusya yakınlarındaki yüksek dağlı ve karlı bir arazide. Hikaye bakımından spoiler vermeyeceğim için kısa birkaç cümleyle özetleyeceğim. Oyunun hikayesi bize ara sahnelerle anlatılıyor ve toplanan günlükler, antika eserler de hikayeye katkı sağlıyor. Hikaye bakımından hem Kitezh şehri ve oradaki peygamberi hikayesini dinlerken hem de bunun Lara Croft'un hayatıyla olan bağlantısını görüyoruz. Aynı zamanda Lara Croft'un şehri ararken yaşadıklarını da görüyoruz elbette. Hikaye güzel anlatılmış olmasına rağmen çok iyi olduğunu söyleyemem. Yine de hikayesi kötü bir oyun değil.

Oyun oynanış bakımında eski Tom Raider oyunlarına çok benzer. Yine ana görevlerde hızlı bir oynanışsa sahip. Bir yer veya bir şeylerden kaçarken atlıyor, koşuyor, yüzüyor ve aksiyona giriyoruz. Oyunun aksiyon mekanikleri bakımından başarılı olduğunu söyleyebilirim zira ben silah kullanmayı da ok kullanmayı da sevdim. Önceki Tomb Raider oyunlarından farklı olarak bu oyun bir de açık dünya teması eklemeye çalışmış ancak bunda başarılı olduğunu söyleyemem. Bu açık dünya zayıf olmasının yanı sıra keşfedilecek olan günlük ve eserler size sadece hikaye bakımından katkı sağlıyor ancak bu zahmete değecek bir hikayesi yok maalesef. Çok küçük bir açık dünyayla sanki ne yapacağını bilemeyen bir oyun olmuş. Açık dünya işi baydığı için direkt olarak ana görevleri oynadım ben. Silah geliştirmesi de iyi anlatılamamış ve oyun içinde gereksiz gibi duruyor. Hiç silah geliştirmeden de kolayca bitirmeniz mümkün. Benim önerim açık dünyayı unutp direkt ana görevleri yapmanız olacaktır. Açık dünya hiç dahil edilmeseydi daha iyi olacağını düşünüyorum.

Grafik bakımından gayet güzel bir oyun. Gerçekçi ve mekana uyan grafiklere sahip. Bazı yerlerde detaylar cidden ürkütücü olabiliyor. Sistem gereksinimleri ise normal bir AAA oyun kadar. Ben RX 570 ile 2K orta ayarlarda oynadım oyunu.

Oyunu indirimlerde 20 TL gibi bir fiyata almanız mümkün. Maalesef indirimsiz fiyatı olan 89 TL'yi hak etmediğini söyleyebilirim. Puanlamada da indirimsiz fiyatı dikkate alacağım.

Sonuç olarak oyun sadece ana görevlerden gidilirse hızlı oynanış ve aksiyona sahip, yeterli bir hikaye barındıran iyi bir aksiyon oyunu. İndirimlerde alınabilir. İsterseniz puanlamaya geçelim.

Oynanış (Son puanın %40'ı): 7/10
Hikaye (Son puanın %30'u): 7/10
Fiyat (Son puanın %20'si): 3/10
Grafik (Son puanın %10'u): 8/10
Ortalama puan: 6.3/10

Gentlemen, Welcome to Dubai.

===[ Hitap Edilen Kitle ]===
☑ Herkes
☐ Standart Oyuncular
☐ Pro Oyuncular
☐ Yetişkinler (+18)

===[ ☼ Grafikler ]===
☐ Patates
☐ Çok Kötü
☐ Kötü
☐ Normal
☐ İyi
☐ Güzel
☑ Muazzam

===[ $ Satın Alınabilirlik ]===
☑ Kesinlikle Tavsiye Ediyorum
☑ İndirim Bekle
☐ Bence Almalısın
☐ Paran Fazla İse Al
☐ Sakın Alma
☐ Bedava Zaten

===[ ☣ Sistem Gereksinimleri ]===
☐ Hesap Makinesi
☐ Düşük
☐ Orta
☑ İyi
☐ Üst Düzey

===[ ☼ Zorluk ]===
☐ Çok Basit
☐ Kolay
☑ Öğrenilmesi Kolay Ustalaşması Zor
☐ Zor

===[ ۞ Oynanabilirlik Süresi ]===
☐ Çok Kısa (0 - 2 Saat)
☐ Kısa (2 - 8 Saat)
☐ Yeterli (8 - 12 Saat)
☐ Uzun (12+ Saat)
☑ Sonsuz (Sınırsız Eğlence)

===[ ♬ Hikaye] ===
☑ Hikayesi Yok
☐ Hiç Yoktan İyidir
☐ Normal
☐ İyi
☐ Muazzam

===[ § Buglar ]===
☐ Oyunlu BUG
☐ Buglar Oyunu İşgal Etmiş
☐ Çok Buglu
☑ Az Buglu
☐ Bugsuz

♛ Puanım : 10/10

Merhaba Arkadaşlar Bu yazımızda Knight Online adlı yılların online oyununu ele alıyoruz. Çoğunuzun bildiği gibi yıllardır akıllara kazınmış ve 7’den 70’e herkesin severek oynadığı Knight Online artık tamamen kalıplaşmış oyuncu kitlesi ve bağımlılarına bağlı kalmış bulunmakta. Çünkü bundan 5 – 6 sene önce ben okulu ekip hatta kız arkadaşımla buluşmak yerine internet kafeye gidip bu oyunu oynardım arkadaşlarımla şimdi ise birkaç grup dışında herkes akşam kafa dağıtmak için oynar oldu bu oyunu. İlk açıldığı yıllarda serverların sayısı azdı fakat oyuncu kitlesi maximuma ulaşmıştı bu yüzden her serverdan 3 tane vardı ve genel olarak premium a sahip olanlar 1. serverda gerisi ise 2 ve 3. serverlardaydı. Şimdi ise yaklaşık 18 – 19 server olmasına rağmen 15 tanesi ( yanlış hatırlamıyorsam) tek server yani herkes bir yerde. Şunu da hatırlatmak gerekir ki eskiden en fazla ulaşabileceğiniz seviye – buna oyunda herkes level der. – 80 ‘di fakat birkaç yıl öncesi bu seviyeyi 83 ‘e çıkarttılar ve oyuna biraz daha hareket gelmiş oldu. Ne yaparlarsa yapsınlar Knight Online ‘dan oyuncu kaybını önleyemediler. En güzel örnek; eskiden serverlarda Türk bulmak çok zordu böylece İngilizce öğrenirdik fakat şimdi toplasak 200 kişiyi geçmez tüm serverlardaki yabancı sayısı … Oyuncu kaybının nedeni oyun içi düzenin sağlanamaması ve oyun dışı item ve karakter satışının yapılmasıdır. Geçen sene NTTGAME ‘e geçen Knight Online World oyuncularının beklediği gibi bir performans sergileyemedi ve “gelen gideni aratırmış” sözünü kanıtlamış oldu. Knight Online World ‘ün tarihinden kısaca bahsettik , şimdi de özelliklere geçelim ve oyun içi bazı konulara değinelim… Bu oyunu hiç oynamayanlar için birkaç hatırlatma yapalım , oyunda 2 ırk var Karus ve Human olmak üzere , bu iki ırk birbirine düşman. Her ırkta 4 farklı karakter seçebiliyorsunuz , Warrior , Rogue , Mage ve Priest. Warrior karakteri genel görünüşüyle korkutucudur ve oyunda gerçekten korkulması gerekir çünkü en kuvvetli ve dayanıklı karakter warrior’dur. Fakat tek dezavantajı yavaş olması ve fazla yeteneğinin bulunmamasıdır ve genel olarak tek skille oynanır bu yüzden bazıları için can sıkıcı olabiliyor ancak sağlam bir warrior karakteriniz varsa oyundan çok zevk alırsınız. Rogue karakteri ise oyundaki en hızlı ve çevik karakterdir. Diğer karakterlerde olmayan bazı özellikleri vardır , hızlı koşma ve görünmezlik gibi ve oyundaki en büyük damageyi Rogue karakterleri vururlar. Yaklaşık 5 – 10 tane skilleri vardır ve hepsini kullanmak zorundasınızdır. Ben hızlı oynarım vurup kaçarım diyorsanız Rogue karakteri tam size göre. Gelelim Mage karakterlerine , bunlar oyunun neşesidir bana göre , tek başlarına pek fazla etkileri yoktur ancak 5 – 6 mage gördüyseniz yavaşça ordan kaçmanızı tavsiye ederim çünkü alan atma özelliğiyle birçok oyuncuya aynı anda vurabilirler ve skilleri oyundaki tüm karakterlerden uzağa gider yani kaçmakta tam çözüm olmuyor bazen. Ancak dezavantajları biraz fazladır çünkü canları çok fazla değildir ve genelde 8 kişilik bir partyde ilk mageye dalarlar. Buda onları biraz zor durumda bırakır. Magelerin diğer karakterlerden en farklı özellikleri skillerinin farklı elementlerden olmasıdır , Flame (ateş) , Glacier (buz) ve Lightning (yıldırım) güçleri sizi yakabilir , yavaşlatabilir hatta kilitleyebilir bu yüzden tercih edilen renkli bir karakterdir. Gelelim oyunun vazgeçilmezine yani Priest karakterine, bu karakterler tamamen sizi korumak ve sıkışınca yardım etmek için yaratılmışlardır. Priest karakterlerinin canı ve defansı fazladır böylece kolay lokma olmazlar. Her partynin olmazsa olmazıdır çünkü priest olmadan bu oyun tamamen çöp ve hiç zevk almazsınız. knightonline3Knight Online World oyunun da diğer oyunculara göre daha çok avantaja sahip olmak için premium denilen paketler satılır ve bunlar gerçek parayla alınır. Bronze , Gold ve Platinum başlıca premium çeşitleridir fakat bunların yanında exp kasmak ve seviyesini 83 yapmak isteyenler için Disk ve Exp premiumlarda satılmaktadır. Bütçenize ve oynama isteğinize göre bunlardan satın alabilirsiniz. Premiumlu olmak oyuna 7 / 24 giriş yapma imkanı ve çeşitli avantajlar sağlar. Oyun için de itemler ise +0 dan başlar legal olarak +9 ‘ a kadar gider ancak illegal olarak alınan itemler de var +10 gibi. Geçtiğimiz aylarda yönetim +10 illegal itemlerle ilgili güzel bir temizlik yaptı ancak oyun içinde hala görmeniz mümkün. Knight Online oyunu dediğim gibi çok eski bir oyun olduğu için sistem gereksinimleri neredeyse şuan kullandığımız tüm bilgisayarlara uyuyor , zaten aşağıdaki yukardaki resimlerede göz attığınız zaman gülersiniz. :)

İnsanlar için H1Z1 oyunu gibi hayatta kalmak için verilen mücadeleler her zaman en çok ilgi çeken konular arasında olmuştur. Dolayısıyla gerçek hayatta karşılaşılan durumlar hayal gücüyle de birleşince zombiler, vampirler, kurt adamlar gibi insan hayatına kasteden canlılar türetilmiş, çizgi romanlara ve filmlere konu olmuştur. Daha sonra bunları konu edinen diziler ile devam edilmiştir.

Oyunlar da her zaman bu hikayelere paralel olarak ilerlemişlerdir. Çevrimdışı oyunlar ile bu konular bol bol işlenmiş ve gelişen çevrimiçi oyun dünyasına uyarlamaları sıkça denenmiştir. Çevrimiçi hayatta kalma oyununa ilk adım Arma 2 oyununa ek oyun paketi olarak tasarlalan DayZ Mod ile atılmıştır. Arma 2 oyunun motorunu kullanan bu modda insanlar belli bir araziyi istila etmiş zombilerden korunma ve hayattaa kalma çabasındadırlar. Bütün bu zombilerin oluşturduğu ölümcül risk yetmiyormuş gibi daha rahat yaşamanın peşinde olan insanlar da tehlike oluşturmaktadır. Ne kadar üzücüdür ki bir süre sonra insanlar zombilerden daha tehlikeli hale gelirler.

The Walking Dead dizisini takip eden okuyucularımız varsa oyunun mantığını daha iyi kavracaklardır. Daha sonra DayZ mod geliştiricileri oyunun çok fazla talep gördüğünün farkına varınca bağımsız bir sürüm olan DayZ Standalone oyununu çıkarma kararı alırlar. Pazarı oldukça artan bu kategorideki oyunu diğer oyun geliştiricileri de es geçemez ve ortaya Rust gibi çeşitli hayatta kalma oyunları çıkar. En nihayetinde Sony Entertainment olaya dahil olur ve H1Z1 oyununu 2014 yılının sonunda piyasaya sürer. Bu oyunların hepsi Early Aplha Test, Türkçe adıyla erken erişim oyunu olmasına rağmen Steam üzerinde en çok satan oyunlar listesinde en üst sıralara yerleştiler. DayZ Standalone başta ipi göğüslemişken aylar süren güncellemeleri, yüksek fiyatı ve önü alınamaz oyun hataları satışlarını olumsuz etkiledi ve H1Z1 oyununu ön plana çıkardı.

Aynı türde olan, daha az hataya ve daha hızlı güncelleştirmelere sahip olan oyun, arkasına Sony gibi bir şirketi de alarak hızlı bir yükselişe geçti ve Steam’de ilk sıraya oturdu. Oyun piyasaya sürüldükten kısa bir süre sonra Sony ile bağlarını koparıp Daybreak Game Company çatısı altında yoluna devam etmeye başladı. Bu değişim, oyunun geliştirici ekibinde bir değişiklik oluşturmadı ve geliştirmelerde de hızını kesmedi. Hemen hemen her hafta büyük bir güncelleme paketi sunan oyun, hafta aralarında ise güncelleme sonucu oluşan hataların giderilmesini sağlıyor. Ana oyunu daha stabil hale getirmek amacıyla da yine Steam üzerinden bir test server açtılar ve ilk güncellemeleri orada deneyip, daha sonra ana oyuna entegrasyonunu sağlıyorlar. Artık oyunun içeriği hakkında konuşmaya başlayabiliriz.

Artılarıyla ve eksileriyle H1Z1 oyununun değerlendirmesi, oynanış biçimleri, oyunca karşılaşabileceğiniz durumlar

Oyun dünyasında ilk olarak yaklaşık 40 kilometrekarelik bir alanın her hangi bir yerinde üzerinizde kıyafetleriniz, bir kaç sargı bezi, bir adet el feneri ve bir tane işaret fişeği ile ortaya çıkıyorsunuz. Tek bir amacınız var. Hayatta kalmak. Hayatta kalmanız için yapmanız gerekenler ise yiyecek bulmak, zombilerden kaçmak veya onları yok etmek ve diğer insanlar ile karşılaştığınızda son derece dikkatli olmak. Bu oyunda insanlara olan güveniniz oldukça sarsılacaktır çünkü sizi görür görmez saldıranlar, dostça yaklaşanlardan çok daha fazla olacaktır. Oyunda kaderinizi kendiniz belirlersiniz. İster ormanlık arazide güvenli bir yer bulup kulubenizi inşa edip orada yaşayabilir, ister şehire gidip bir binaya üssünüzü kurabilir, ister kırsalda bir ev bulup orada yaşamınızı devam ettirebilirsiniz. Yani oyunu nasıl oynayacağınız tamamen size kalmış.

H1Z1 Oyunu Silahları

Oyunda yay ok, bıçak, balta gibi aletlerin yanı sıra tabanca, pompalı tüfek, makinalı tüfek gibi silahlar da edinmeniz mümkün. Ancak bunları edinmek için bölgede bolca araştırma yapmanız gerek ve etrafta dolaştığınız her an bir tehlikenin karşınıza çıkma ihtimalini unutmamanız gerekiyor. Etrafınızı zombiler sarabilir, kötü niyetli insanlara denk gelebilir ve hatta karşınıza aniden bir ayı çıkıp sizi yorgunluktan tükeninceye kadar kovalama ihtimali bile var. Oyunda size avantaj sağlayacak çeşitli araçlar mevcut. Ayrıca çeşitli erzakları bir araya getirip yeni icatlar ve keşifler yapabiliyorsunuz. Mesela yaralandınız, kanamanız var ve üzerinizde sargı bezi kalmadı. Hemen oracıkta tişörtünüzü yırtıp sargı bezi olarak kullanabilme imkanına sahipsiniz. Araçlardan edindiğiniz metal parçalarını, çalılıktan topladığınız sopa ile birleştirip kesici aletler edinebilir, ağaç kesebilir ve ağaç evinizi inşa edebilirsiniz. Kamp ateşi yakıp yakaladığınız tavşan veya geyik etini pişirip yiyebiirsiniz. Kısacası gerçek hayatınızda böyle bir durumla karşılaşsanız yapabileceğiniz ne varsa bir çoğunu oyunda gerçekleştirebiliyorsunuz.

Oyunun bazı dezavantajları da yok değil tabii ki. Bunlardan en çok ön plana çıkanı ise yine oyunu oynayan insanlardan kaynaklanıyor. Evet hackerlardan bahsediyoruz. Daha doğrusu hackerların programlamış olduğu yazılımları satın alıp kullanan insanlar. Zaten oyuna para verip almışken, bir de bir kaç güncelleştirme sonrasında hiçbir değeri kalmayacak bir yazılıma insanlar neden para öder anlaması zor. Bu işi meslek edinip de satışını yapan insanların cebini doldurmaktan başka bir şey değil. Bunun haricinde oyun içerisinde oynanışı çok etkilemeyen ufak tefek grafiksel hatalara rastlayabiliyorsunuz. Nişan alma sisteminin de biraz daha geliştirilmesi gerekmekte. Oyuna çok fazla zaman ayıramayanların mevcut nişan alma sistemine alışması başlarda zor oluyor ancak zamanla üstesinden gelinebiliyor. Dolayısıyla hackerlar haricinde oyunun çok fazla bir eksisi yok. Hackerlara da sadece en kalabalık serverlarda rastlıyorsunuz.

Şüphesiz ki Skyrim, video oyunları tarihinin en çok konuşulan beş oyunundan birisidir. Asıl çıkışının üzerinden çok uzun yıllar geçmesine rağmen hala çılgınca modlanan ve yüzlerce, binlerce saat oynanan bir oyun olduğundan dolayı aslında bu ününün de boş bir çabadan doğma olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Benim pek haz almadığım bir seri olmasına rağmen Elder Scrolls'un oyun dünyasında yarattığı inanılmaz etkiyi ve çıkan her oyunu ile yarattığı devrimleri çok iyi biliyorum. Zaten Elder Scrolls'u sevememe sebebim de oyunun kullanmakta olduğu grafik ve animasyon motoru. Bir türlü ısınamadım Elder Scrolls'a. Ancak incelemenin objektif olması için kendi subjektif düşüncelerimi bir kenara bırakıp, Elder Scrolls V: Skyrim'in PlayStation 4'te nasıl bir deneyim sunduğunu siz oyunculara aktarmam gerekiyor.
Oyunun yeni çıkan versiyonu, bir bakıma Remastered sürümü gibi bir şey aslında. Sadece ismi değişik. Oyunun çeşitli görselleri geliştirilmiş ve modsuz daha iyi bir görsel deneyim sunması amaçlanmış. Aslında bu konuda çok da başarılı olmuş sayılmaz. Zira oyunu PlayStation 4'te ve PC'de denememe rağmen öyle ahım şahım bir grafiksel gelişme ile karşılaştığımı söyleyemem. Bana yine aynı Skyrim gibi geldi. Zaten Skyrim'i grafik modları olmadan PC'de oynamak da artık pek akıl karı bir iş değil. Ancak konsolda maalesef seçenekler biraz daha kısıtlı. Zaten bu bir bakıma Remastered incelemesi olduğu için oyunun ana hatlarından bahsetmeye gerek duymuyorum. Sadece PlayStation 4 açısından sunduğu yeniliklere değinsem yeter değil mi? Öncelikle bildiğiniz üzere Skyrim, PlayStation 4'e uzun zamandır beklenen mod desteği ile geldi. Ancak maalesef bu desteğin Sony'den kaynaklı bazı sıkıntıları var. Öncelikle mod desteği sadece 1 GB ile sınırlı. Yani öyle sınırsız, her istediğiniz modu yüklemeniz pek mümkün değil. Zaten o kadar mod da bulunmuyor. Bu da bir diğer sıkıntı. Hem PC'ye mod yapan çoğu kişi PlayStation 4'ü es geçiyor, hem de hali hazırda var olan modlar da PC'nin yanına pek yaklaşamıyor. Ancak buna rağmen yine de gayet kullanışlı ve oyunu da belirli seviyelere kadar değiştiren modlar mevcut ve bu mod kütüphanesi de her geçen gün genişlemeye devam ediyor.
Bu açıdan Skyrim'in PlayStation 4 üzerinde 'neresi special' diye bir düşünceye sahip olmanız normal. Ben de bu düşünceye sahibim. Direkt olarak aynı oyunu, mod desteği kısıtlı bir şekilde konsola aktarmışlar. Üstelik performans açısından da oldukça yetersiz kalıyor. Her ne kadar yenilenmiş bir sürüme sahip olsa da eski bir oyun olan Skyrim'in PlayStation 4 üzerinde 60 FPS, ya da hiç olmadı 45 FPS aralığında çalışmasını dilerdim ancak maalesef oyun 30 FPS'ye çakılı bir şekilde çalışıyor. Bu da günümüzde çıkan birçok oyuna göre oldukça sönük kalmasını sağlıyor.
Bethesda'nın, Skyrim'de bulunan hatalar üzerine de yoğunlaşmasını dilerdim ancak kullanıcı yorumlarına baktığımda çoğu hatanın aynı şekilde yeni versiyonda da bulunduğunu ve birçok şeyin düzeltilmeden aynı şekilde oyuna aktarılmış olduğunu görüyorum. Elbette Bethesda'nın düzelttiği hata sayısı da azımsanmayacak düzeyde ancak ismi 'Special' olan bir sürümden insan haliyle daha büyük bir özen bekliyor. Maalesef Skyrim Special Edition'da o özeni bulamadım.

Bahsettiğim ufak tefek eksilerin dışında Elder Scrolls V: Skyrim hala ilk günkü ihtişamını korumakta. Eğer daha önce PC'de oynama şansını yakalayamadıysanız ve bir konsol oyuncusuysanız, Skyrim kesinlikle alıp denemeniz gereken bir deneyim. Sony'nin bazı dayatmaları yüzünden eksik kalan mod sistemi ve Bethesda'nın yeni nesil konsollara ayak uyduramayışı yüzünden çıkan 30 FPS sorunsalı hevesinizi biraz kırabilir ancak Skyrim'in devasa açık dünyasına daldığınız takdirde tüm bu sorunları unutacağınıza eminim.

Şuana kadar bir çok türden oyun oynadım ama beni bu kadar etkileyen bir yapım iki elin parmaklarını geçmez. :) İlk episode u uzun zaman önce oynayıp kenara atmıştım indirimlerde alıp tekrardan oynamaya başlayınca hikayenin nasıl içine çektiğinin farkına vardım sizi direk içine çekiyor ve daha çok şey öğrenmek istiyorsunuz. Hikaye başta oldukça basitken iyice komplike bir hal almaya başlıyor ve şaşırıyorsunuz. :) Karakterler ve kişiliklerini ise çok iyi yansıtmışlar hiç bir zaman yapay hissettirmiyor. Arkaplanda çalan soundtrack seçimleri ise harika o anki duruma ve psikolojiye iyice ayak uydurmanızı sağlıyor. :)

Şu ana kadar oynadığım ve eğlendiğim en güzel strateji fps oyunlarından birisi. Cs go !!!!
Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz ve maçlarda çok keyifli sürüyor. Arkadaşlarınızla grup halinde girerseniz daha eğlenceli oluyor...