20
Products
reviewed
289
Products
in account

Recent reviews by xeltz

< 1  2 >
Showing 1-10 of 20 entries
1 person found this review helpful
1 person found this review funny
9.9 hrs on record
The Quarry, gençlerin “tatil kampı” deyince neden ısrarla lanetli ormanları seçtiğini sorgulatan bir oyun. Karakterlerin çoğu, “Hadi ikiye ayrılalım” klasiğiyle sanki korku filminde ölmek için yarışa girmiş. “Hayatta kalma” oyunu gibi başlıyor, ama çoğu zaman “En aptal kim ölecek?” yarışmasına dönüyor. sadece yanında birini tut, zira gülmekten ya da korkudan birine sarılabilirsin. Haa birde, karakterlere ne demeli yemin ediyorum götümü kesicem... beni çıldırttı bunlar.

Jacob – “Kas gücü var, beyin gücü DLC’de kalmış.”

Emma – “Influencer ama kamp yerine Wi-Fi’yi bıraksaydınız keşke.”

Ryan – “Sessiz, gizemli ve yüzde 90 zamanını boşluğa bakarak geçiriyor.”

Dylan – “Mizah anlayışıyla ölmeye gelmiş; şaka yaparken can vermesi an meselesi.”

Kaitlyn – “Zombi mi var? Önce selfie, sonra nişan alırım.”

Nick – “Tatlı çocuk, ama kurda dönüşmeden önce bile tehlikeliydi.”

Abi (Abigail) – “Tatlı, utangaç ve başına kesin bela gelecek tipi var.”

Laura – “Veteriner ama kurt adamlarla başa çıkmada uzmanlık yaptı.”

Max – “Oyunun başında kaybolur, sonunda ne oldu hatırlayan yok.”

Travis Hackett – “Şerif mi, yoksa sadece canavarlardan bıkmış bir baba mı?”

Constance Hackett – “Güzel kek yapar, ama seni sandalyeye çivilerken.”

Jedediah Hackett – “Yaşlı, sessiz ve ‘Benim zamanımda kurt adamlar daha az agresifti’ havasında.”

Bobby Hackett – “Dev gibi ama kalbi pamuk; şefkatli dev kontenjanından.”
Posted 31 May.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
1 person found this review funny
22.0 hrs on record (9.2 hrs at review time)
Abi bu oyunu Tommy ve Vito abimizin hatrına oynayıp bitireceğim. Gerisi vallaha boş. Oyunla alakalı düşüncelerime gelicek olursak.

Lincoln Clay abimiz Vietnam'dan dönüyor, arkasına New Bordeaux'u alıp intikam ateşiyle yanıyor... ama sonra oyun biraz:
– "Abi buraya 4 kule, 6 karakol, 3 mafya karargâhı koyduk. Hadi hepsini ele geçir."
– "Ee sonra?"
– "Sonrası için 40 saat daha aynı şeyi yapacağız!" kafasıyla beynimi yedi yemin ediyorum.
git, vur, ele geçir, git, vur, ele geçir. Araya bir çay molası koysan, Clay’in bardak yıkamaya başlayası geliyor. Vallaha bunaldım :)
Posted 31 May.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
10.8 hrs on record
Beyond: Two Souls: Bir Ruhun Hikayesi

Beyond: Two Souls, benim için sadece bir oyun değil, adeta derin bir empati ve varoluşsal sorgulama yolculuğuydu. David Cage ve Quantic Dream ekibinin imzasını taşıyan her yapımda olduğu gibi, burada da hikaye anlatımı ve karakter gelişimi en ön planda. Ancak Beyond: Two Souls, diğerlerinden farklı olarak, sizi Jodie Holmes'un ruhunun en derinlerine inmeye davet ediyor.

Oyunun temelinde yatan fikir o kadar çarpıcı ki: doğduğundan beri sizinle birlikte olan görünmez bir varlık, Aiden. Bu bağ, Jodie'nin hayatını baştan sona tanımlıyor ve her kararı, her anı bu ikili dinamiğin gölgesinde yaşanıyor. Bir an çocukluktaki masum oyunlara tanık olurken, bir sonraki an Jodie'nin CIA ajanı olarak yaşadığı travmatik olaylara sürükleniyorsunuz. Bu kesintisiz ve parçalı anlatım, Jodie'nin yaşadığı duygusal karmaşayı ve zaman atlamalarını o kadar doğal hissettiriyor ki, kendinizi onunla birlikte savrulurken buluyorsunuz.

Jodie'nin çaresizliği, yalnızlığı ve Aiden'a olan bağlılığı içime işledi. Özellikle çocukluk ve gençlik dönemlerindeki sahneler, bir çocuğun hayal gücünün sınırlarını zorlayan ama aynı zamanda onu toplumdan soyutlayan bir yeteneğe sahip olmasının ne denli zor olduğunu gözler önüne seriyor. Aiden'ın varlığı, bazen bir koruyucu melek, bazen de bir lanet gibi. Onunla birlikte görünmeyeni görmek, dokunulmayana dokunmak başlı başına büyüleyici bir deneyimdi.

Benim için, empati kurmayı, yaşamı ve ölümü sorgulamayı öğreten, duygusal izler bırakan bir deneyimdi. Hikaye odaklı, karakter gelişimi seven ve farklı bir anlatım arayan herkese şiddetle tavsiye ederim. Bitirdiğinizde, Jodie ve Aiden'ın hikayesi sizi düşündürmeye ve iç dünyanızda yankılanmaya devam edecek.
Posted 20 May.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
3 people found this review helpful
10.4 hrs on record
Selamlar! Mafia II: Definitive Edition'ı oynamış biri olarak sana bu oyun hakkında edindiğim izlenimleri aktarayım:

Hikaye ve Atmosfer: Oyun, 1940'ların sonu ve 1950'lerin başlarında New York'tan esinlenilmiş Empire Bay şehrinde geçiyor. İtalyan göçmeni Vito Scaletta'nın savaş dönüşü ailesinin borçlarını ödemek için mafyaya bulaşmasını ve yükselişini konu alıyor. Hikaye oldukça sürükleyici ve dönemin atmosferini başarılı bir şekilde yansıtıyor. Ara sahneler ve karakter diyalogları hikayeyi destekliyor ve oyuncuyu içine çekiyor. Özellikle araçla bir yerden bir yere giderkenki sohbetler dönemin ruhunu hissettiriyor.

Oynanış: Mafia II, açık dünya unsurları barındıran bir aksiyon-macera oyunu. Şehirde serbestçe dolaşabiliyor, çeşitli görevleri yerine getirebiliyor ve yan aktivitelerle vakit geçirebiliyorsun. Araç sürüş dinamikleri döneme uygun olarak biraz daha ağırbaşlı ve gerçekçi. Çatışmalar genellikle üçüncü şahıs nişancı mekaniklerine dayanıyor. Oyunda gece ve gündüz döngüsü ile mevsim geçişleri bulunuyor, bu da atmosfere katkı sağlıyor. Ancak belirtmek gerekir ki, şehir çok canlı ve dolu dolu değil, daha çok hikaye odaklı bir deneyim sunuyor.

Grafikler: Definitive Edition, orijinal oyuna göre grafiksel olarak iyileştirmeler sunuyor. Karakter modelleri daha detaylı, ışıklandırma efektleri geliştirilmiş ve çözünürlük artırılmış. Ancak bu yeniden yapım, Mafia: Definitive Edition gibi sıfırdan inşa edilmiş bir oyun değil. Dolayısıyla grafikler günümüz standartlarında devrimsel bir yenilik sunmuyor. Yine de orijinal oyuna göre gözle görülür bir fark bulunuyor. Bazı incelemelerde optimizasyon sorunlarından ve grafik hatalarından bahsedilmiş olsa da, genel olarak görsel açıdan tatmin edici bir deneyim sunuyor.

Ses ve Müzikler: Oyunun müzikleri dönemin ruhunu yansıtan harika parçalardan oluşuyor. Ortam sesleri de Empire Bay atmosferini tamamlamada oldukça başarılı. Ancak bazı incelemelerde ara sahnelerdeki ses miksajında sorunlar olduğu belirtilmiş (konuşmaların tek bir hoparlörden gelmesi gibi).

Sonuç: Mafia II: Definitive Edition, sürükleyici hikayesi, dönemin atmosferini başarılı bir şekilde yansıtması ve geliştirilmiş grafikleriyle seriyi sevenler veya ilk kez deneyimleyecekler için kesinlikle oynanmaya değer bir yapım. Eğer Mafia 1'in yeniden yapımındaki gibi devasa bir grafiksel yenilik beklemiyorsan, bu versiyon oyunu deneyimlemek için iyi bir fırsat. Özellikle daha önce oynamadıysan, Vito Scaletta'nın hikayesine ortak olmak oldukça keyifli olacaktır.
Posted 17 May.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
27.5 hrs on record
Witcher 2 ha? İşte bu oyun, ilkine göre çıtayı bambaşka bir seviyeye taşımıştı benim için. Hikaye anlatımı hala muazzamdı ama bu sefer politik entrikalar çok daha derinleşmiş, seçimlerin ağırlığı daha da hissedilir olmuştu. İki farklı ana hikaye kolu sunması bile başlı başına olaydı! Verilen kararların oyunun gidişatını bu kadar etkilemesi inanılmazdı.

Dövüş sistemi de büyük bir evrim geçirmişti. Çok daha akıcı, çok daha taktikseldi. İşaretleri daha efektif kullanmak, doğru zamanlamayla karşı saldırılar yapmak büyük önem taşıyordu. Canavar tasarımları da çok daha detaylı ve ürkütücüydü.

Grafikler ise o dönem için adeta bir şölen gibiydi. Mekanların detayları, karakter modellemeleri, ışıklandırma... Her şey çok daha canlı ve etkileyiciydi. Müzikler yine o karanlık ve epik atmosferi mükemmel bir şekilde destekliyordu.

Witcher 2, sadece bir rol yapma oyunu değil, aynı zamanda olgun ve karmaşık bir hikaye anlatımı sunan bir başyapıttı benim için. Türü seven herkesin kesinlikle deneyimlemesi gereken, unutulmaz bir maceraydı. Hala ara sıra açıp o dünyayı tekrar ziyaret etme isteği duyuyorum.
Posted 16 May.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
42.4 hrs on record
Ah be Witcher 1... Türü seven biri olarak söylüyorum, bu oyun bambaşka bir atmosfer sunuyordu. Geralt'ın o kasvetli dünyası, politik entrikalar, ahlaki seçimler... Hikaye anlatımı gerçekten sürükleyiciydi. Her görevde farklı bir olay örgüsüne dahil oluyor, verdiğin kararların sonuçlarını görüyordun.

Dövüş sistemi ilk başta biraz alışmak gerektirse de, o ritmik vuruşlar ve farklı yağlarla canavarları avlamak kendine has bir tat veriyordu. İksirler, işaretler... Hepsi Geralt'ı Geralt yapıyordu işte.

Grafikler günümüz standartlarında biraz eski kalsa da, o dönemin karanlık ve gotik atmosferini yansıtmakta başarılıydı. Müzikler ise o dünyaya tam anlamıyla eşlik ediyordu.

Evet, belki oynanışı biraz "eski usul" gelebilir ama The Witcher evrenine adım atmak ve o derin hikayeyi deneyimlemek isteyen herkesin kesinlikle oynaması gereken bir yapım. Unutulmaz karakterler ve unutulmaz anılar biriktiriyorsunuz. Kesinlikle tavsiye ederim!
Posted 16 May.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
9.1 hrs on record
Tamamdır, X-Blades'e şöyle bir göz atmış gibi yazayım:

X-Blades, hızlı ve aksiyon dolu bir oyun gibi duruyor. Ayumi karakteri kılıçları ve büyüleriyle ortalığı kasıp kavuruyor. Dövüşler bayağı hareketli ve kombolarla düşmanları indirmek eğlenceli. Oyun eski olmasına rağmen grafikler de fena değil, özellikle Ayumi'nin stili dikkat çekici. Hikayesi sanki biraz basit gibi ama yaratıklarla savaşmak keyifli. Hızlı bir aksiyon oyunu arayanlar için denenebilir.
Posted 16 May.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
42.3 hrs on record
Ah, Dragon Age: Origins... İşte gerçek bir RPG şöleni! Daha karakter yaratma ekranında o dünyaya adım atıyorsun resmen. Irkını, geçmişini seçiyorsun ve o seçimler oyun boyunca seni takip ediyor. Bir soylu cüce olarak başlayıp bambaşka bir hikayeye sürüklenebiliyorsun, ya da bir şehirli elf olarak hayata tutunmaya çalışırken kaderin seni bambaşka yerlere götürüyor.

Hikaye mi dedin? Grey Warden oluyorsun, kadim bir kötülük uyanıyor ve Ferelden'ı kurtarmak senin omuzlarında. Ama bu öyle basit bir "kahraman kötüyü yener" hikayesi değil. Siyasi entrikalar, ihanetler, ahlaki ikilemler... Her kararının sonuçları oluyor ve oyunun gidişatını derinden etkiliyor.

Parti üyeleri desen, her biri ayrı bir dünya. Alistair'in o naif ama cesur halleri, Morrigan'ın gizemli ve alaycı tavırları, Leliana'nın tatlılığı ve ölümcüllüğü... Onlarla kurduğun bağ, sohbetler, kişisel görevler... Oyunu bambaşka bir seviyeye taşıyor. Onlara gerçekten değer veriyorsun ve onların kaderi senin kararlarına bağlı oluyor.

Savaş sistemi de tam bir taktiksel ziyafet. Durdurup plan yapabiliyor, her karakterin yeteneklerini en doğru zamanda kullanarak zafere ulaşmanın keyfi bambaşka. Büyüler, dövüş yetenekleri, tuzaklar... O kadar çok seçenek var ki, her çatışma farklı bir strateji gerektirebiliyor.

Ve dünya... Ferelden o kadar canlı, o kadar detaylı ki, her köşesinde keşfedilmeyi bekleyen bir şeyler var. Ormanlar, dağlar, kaleler, kasabalar... Her yerin kendine özgü bir atmosferi, bir hikayesi var.

Dragon Age: Origins, sadece bir oyun değil, adeta içine çekildiğin, kararlarınla şekillendirdiğin epik bir destan. Eğer gerçek bir RPG deneyimi yaşamak istiyorsan, bu oyunu kesinlikle kaçırmamalısın. Hala ilk günkü gibi taze ve etkileyici!
Posted 16 May.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
28.3 hrs on record
Dragon age origins'ten sonra nasıl böyle bir oyun yaratabildiniz gerçekten aklım almıyor. Oyunu oynarken kafamın içinde dönen doğrular ve yanlışlar bu oyunu bitirmemde bana hiç yardımcı olmadı.


Dragon Age 2... Ah, Hawke'ın Kirkwall'daki on yıllık macerası. İyi yanları? Kesinlikle karakterler ve aralarındaki dinamikler. Varric'le olan dostluk, Merrill'in tatlılığı, Aveline'in ciddiyeti... Hepsi çok canlı ve akılda kalıcı. Hikaye de aslında fena değil, kişisel bir yerden başlıyor, yavaş yavaş büyüyor ve Kirkwall'ın politik atmosferini iyi yansıtıyor. Diyaloglar da genelde keyifli, Hawke'ı kendi tercihlerine göre şekillendirmek güzel.

Kötü yanları ise... Aynı mekanları tekrar tekrar görmek insanı bayabiliyor. Harita kısıtlı, keşif hissi çok zayıf. Savaş sistemi ilk başta havalı gelse de, sürekli aynı düşman dalgalarıyla karşılaşmak bir süre sonra sıkıyor. Bir de sanki oyun aceleye getirilmiş gibi bir his var, bazı yerler daha detaylı olabilirdi. Ama yine de o karakterler için, o hikayenin gidişatını merak etmek için oynanır. Öyle çok büyük beklentilerle başlamazsanız keyif alabilirsiniz
Posted 16 May. Last edited 16 May.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
66.9 hrs on record
Arkadaşlar düşüncelerim kısa ve öz olacak.

Dragon Age: Inquisition'a şöyle bir göz attım da... Vay canına! Koskoca harita, keşfedilmeyi bekleyen bir sürü yerleşim yeri, zindan... Hikaye de fena değil, ortalıkta bir yırtılma var, iblisler falan çıkıyor. Biz de Engizisyon'u kurup bu işi çözmeye çalışıyoruz. Kendi karakterini yaratıp ırkını, sınıfını seçiyorsun. Yanına da bir sürü karizmatik tip katılıyor. Her birinin ayrı hikayesi, derdi var. Onlarla konuşmak, ilişkileri geliştirmek falan bayağı sarıyor.

Savaş sistemi biraz taktiksel gibi, yetenekleri falan doğru zamanda kullanmak gerekiyor. Grafikler de gayet hoş, özellikle manzaralar falan etkileyici. Ama harita o kadar büyük ki bazen insan nerede ne yapacağını şaşırıyor. Yine de epik bir fantastik RPG arayanlara kesinlikle tavsiye ederim. Uzun soluklu bir macera sizi bekliyor!
Posted 16 May.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
< 1  2 >
Showing 1-10 of 20 entries