Vice City, sadece bir oyun olmanın ötesine geçmiş, 80'ler kültürünü dijital ortama taşıyarak bir döneme damgasını vurmuş eşsiz bir yapımdır. Özellikle oyun içi radyolarda çalan klasik şarkılar ve Vice City’nin atmosferi, oyunculara zamanının Miami'sini hissettiren nostaljik bir deneyim sunar. Flash FM gibi radyo istasyonları, sadece oyunculara değil, oyunu oynamayan insanlara dahi tanıdık gelen efsanevi şarkılarla doludur.

Serideki diğer oyunlarla kıyaslandığında, Vice City'nin benzersizliği daha da belirginleşir. GTA V, geniş açık dünyası ve modern yapısıyla öne çıkarken; GTA IV, karanlık tonları ve karakter derinliği ile farklı bir yol izler. San Andreas ise büyük haritası ve serbestliğiyle oyunculara bambaşka bir özgürlük sunar. Ancak Vice City, dönemin ışıltısını, müzikleri ve kültürel göndermeleriyle birleştirerek 80'lerin altın çağına dair büyüleyici bir atmosfer yaratır. Bu açıdan bakıldığında, her oyunun kendine özgü bir tarzı olsa da, Vice City en çok hatırlanan ve sevilen oyunlardan biri olarak öne çıkar.

Vice City'nin hikayesi, suç dünyasında bir adamın zirveye çıkışını anlatan klasik bir yükseliş öyküsüdür. Baş karakterimiz Tommy Vercetti, hapse girmesinin ardından suç dünyasına geri döner. Oyunun başında yaşanan başarısız bir uyuşturucu alışverişiyle her şeyini kaybeden Tommy, avukatı Ken Rosenberg ile birlikte hem intikamını almak hem de kaybettiklerini geri kazanmak için harekete geçer.

Tommy, suç imparatorluğunu inşa ederken şehrin en güçlü uyuşturucu baronlarından Ricardo Diaz'ı ortadan kaldırır ve onun yerine geçerek Vice City'nin en büyük mafya lideri haline gelir. Hikaye, hem 80'lerin kült filmi Scarface'den bolca ilham almış hem de bu dönemin mafya temalı anlatılarından beslendiğini açıkça ortaya koymuştur. Oyun boyunca filme yapılan pek çok gönderme ve sayısız referans bulunur. Ancak oyunun en unutulmaz anlarından biri, şehrin neon ışıkları altında Flash FM'de Michael Jackson'ın ikonik parçası Billie Jean'i duymaktır.

Bu oyunun benim için anlamı sadece Vice City'nin parlak atmosferiyle sınırlı değil. Vice City, bana Michael Jackson kültürünü aşılayan bir yapım oldu. Flash FM’de çalan Billie Jean, sadece bir radyo şarkısı olmaktan öteye geçer; oyunun 80'ler atmosferini mükemmel bir şekilde tamamlar. Her açılışında çalmasını beklediğim, ama beni sabırla bekleten bu şarkı, her duyduğumda adeta Moonwalk yapma isteği uyandırırdı. Bunun yanında Laura Branigan’ın Self Control ve Michael Jackson’ın Wanna Be Startin' Somethin' gibi parçaları da oyunun müzik yelpazesine renk katar.

Eğer bu oyunu çocukken oynamadıysanız, çok şey kaçırmışsınızdır. Ama hâlâ geç kalmış sayılmazsınız; kahvenizi alın, Flash FM’i açın ve Ocean Beach boyunca Billie Jean ve Self Control eşliğinde sahil yolunda süzülün. 80'lerin eşsiz atmosferini yaşamaya hazır olun.

https://www.youtube.com/watch?v=Zi_XLOBDo_Y

https://www.youtube.com/watch?v=RP0_8J7uxhs

https://www.youtube.com/watch?v=1XMvPTFzgVU