Neue Rezensionen von Umut A.

Güzel oyun.

NEDİR BU BREAKPOİNT?

Tom Clancy's Ghost Recon Breakpoint, Ubisoft Paris tarafından geliştirilip Ubisoft tarafından oyunculara sunulmuştur. Çıktığı an oyuncuların favorisi (!) olan Ghost Recon Breakpoint, Ghost Recon Wildlands hikayesini "Auroa" isimli Pasifik Okyanus'unda kurgusal bir ada da devam ettirmektedir. Future Soldier'dan bir yıl (2025) sonrasını anlatan oyunumuza hoş geldiniz. Helikopter ile Auroa adasına gelirken helikopterimiz dronlar tarafından yok ediliyor, ve böylece oyun başlıyor.

BİZ KİMİZ?

Bu oyunda da "Nomad" isimli ana karakterimizi yönlendiriyoruz. Değişen tek şey ise seslendireni Joseph May yerine Alex Mallari Jr. olmasıdır. Bu değişimi şahsen hiç beğenmedim. İlk oynadığımda İki Nomad farklı sanıyordum ki değilmiş.

TEK MİYİZ Kİ?

Hayır tek değiliz. Bu oyunda da bize 3 tane Yapay Zeka veriliyor, ve isimleri sırasıyla; Fixit, Fury ve Vasily bize yardım etmek için burada. Bu sefer Wildlands'den daha çok özelleştirme yeteneğine sahibiz. Silahlarına varana kadar takım arkadaşlarımızın üstünü, altını, kaskını kısacası neredeyse her şeyini değiştirebiliyoruz. Çok sevdiğim bir özelliktir. Ayrıca istersek takım arkadaşları kapatabiliyoruz, ya da yanımıza istediğimiz sayıda takım arkadaşı alabiliyoruz.

BU OYUN NASIL İŞLİYOR?

Bu sefer oyunun ana hikaye modunda eyalet yok. Ve bu da görevlere gidip gelmeyi Wildlands'den daha çok zor ve sıkıcı hale getiriyor. Wildlands gibi düşman arabalarına binip onlar gibi davranamıyoruz, düşmanlar sizi direk görebiliyor. Ya hızlı olacaksınız ya da her yere helikopter ile gidecekseniz. Oyun motoru olarak Wildlands ile aynı oyun motorunu kullanıyor (Ubisoft Anvil). Silah oynanışının daha iyi olduğunu söylemeliyim, ayrıca ceset taşıma olayı oyuna daha çok "gizlilik" eklemiş diyebilirim. Saçma bulduğum özelliklerden birisi "Prone camo" özelliği. Kısacası yere yattığınızda yattığınız yere bağlı olarak etrafınıza çamur, toprak, kar vs. atabiliyorsunuz ve bu sizi düşmanlara karşı (düşmanlar çok yakınınıza gelene kadar) görünmez yapıyor. Ama bazen üstümüzde hiç bir şey olmadan öylece yattığımız durumlarda olduğundan çok komik ve saçma bir görüntü oluyor.

Bu bölümü bitirmeden şunu söylemeliyim, bu oyunda istemediğiniz kadar üs temizleyeceksiniz. Ve oyunda yaralanma sistemi var. Yaralandığınızda yarayı iyileştirmek için bandaj kullanmanız lazım. 3 tane yara düzeyi var; "Minor", "Severe" ve "Critical". Minor ve Severe yine iyi iken Critical düzeyinde sadece tabanca kullanabiliyorsunuz. Minor düzeyinde karakteriniz topallıyor, ve Severe durumunda silahların geri tepmesi artıyor ve kollarınızda yaralanıyor. Critical durumunda ise en iyisi savaş alanından uzaklaşmak ve kendinizi iyileştirmek olduğunu söylemeliyim, çünkü sadece tabanca kullanabiliyorsunuz.


SONLARI NEDİR?

Oyunun birden çok son yerine bölümlerin sonu var. Oyunda sadece 3 tane bölüm var ve diğer ikisini oynamak için ikisine para vermeniz lazım (Episode 3 için Year 1 ya da DLC, Episode 2 için DLC). Sadece introlarını oynayabiliyorsunuz. Çok saçma bulduğum bir durum, tam bir EA mantığı ile yapmışlar oyunu. Yani "tamamen" bitirmek istiyorsanız oyuna fazladan para vermeniz lazım, büyük bir eksi. Ayrıca oyunda bir "Conquest" modu var, Wildlands'deki sistemi geri getiriyor. Onun hala yarısında olduğum için (çok sıkıcı, bitirmediğim için üzgünüm) onun sonunu bilmiyorum. Ama yakında bitireceğim.

OYNANIR MI PEKİ?

Oynanır mı sorusu tamamen size bağlı bir durum. Arkadaşlarınızla takılmalık oyun istiyorsanız kesinlikle indirimde almayı gözden geçirebilirsiniz. Ama onun dışında sadece tek oynarım diyorsanız pek almanızı önermiyorum, çünkü tek başına bir yerden sonra çok sıkıyor ve tekrarlatıyor kendisini. Yani kısaca kesinlikle arkadaşlarınızla oynayın, daha çok eğleneceksiniz.

BU OYUNUN HİÇ EKSİSİ YOK MU?

Say say bitiremeyeceğim bugları saymazsak, sadece 1 tane eksi görüyorum. O da tek başına sıkmasıdır. Ayrıca kendinizi 2 dakika da bir yerin içinde görmek veya hiç beklenmedik bir şekilde yaralanmak istiyorsanız çok güzel bir oyun. Gerçekten çıktığı günden beri bu kadar sıkıntılı bir oyun ilk defa oynuyorum.

EKSTRA NOTLAR

Sevdiğim yanları da var, evet. Mesela yaralanma sistemi çok hoş, oyuna ayrı bir "gerçekçilik" katıyor. Ayrıca oyunu istediğimiz gibi kişiselleştirmek çok güzel bir ayar olmuş. "Ghost Experience Parameters" üzerinden neredeyse istediğiniz her şeyi açıp kapatabiliyorsunuz, bu da çok güzel bir eklenti. Conquest modu oynamıyorsanız ise "World Parameters" üzerinden de dünyayı az da olsa özelleştirebiliyorsunuz. Ve ayrıca karakter özelleştirme Wildlands'den daha detaylı olmuş, en sevdiğim yanı GPNVG'lerin (L3GP) para vermeden açılabilmesi. Ayrıca bayıldığım bir diğer özellik dinamik tesselasyon olması. Yani belirli yerlerde çevre sizin yaptıklarınıza göre değişiyor. Bastığınız yer yere göçüyor tarzı şeyler.

Ayrıca oyunda bir PvP modu mevcut, ve Ghost War olarak geçiyor. 4vs4 olarak oynuyoruz. PvP yancısı olmadığım için bu modu daha oynamadım, o yüzden içeriğini bilmiyorum.

Ve oyunda ayrıca "Class" sistemi var. İsimleri "Assault", "Field Medic", "Echelon", "Mechanic", "Sharpshooter", "Panther", "Engineer" ve "Pathfinder"dır. Sizin favoriniz nedir? Benimkisi Assault.

Tam sürümle birlikte madenlerin yerleri değişmiş. Allah belanızı versin! Gözüme uyku girmeden yaptığım tüm fabrikalar çöp oldu! Oyun güzel ama.

Öncelikle oyun asla 180 TL'yi hak etmiyor. OyunBattlefield oyununun birebir roblox + minecraft birleşimi oyunu gibi. Hatta bir kaç haritası battlefield da bulunan bir kaç harita ile aynı. Alınıp arkadaşlar ile oynanabilir. Kendine ait XP Level sistemi, Silahların eklentilerini açmak için o silaha ait kill sayacı gibi bir çok özellik mevcut.

Oyunu geliştiren ekibin başında bir türk bulunuyor ve ekip 3 kişiden oluşuyor. 3 Kişilik bir ekipten böyle bir oyun çıkması güzel bir şey.

Peki oynanışı nasıl? Kesinlikle çok eğlenceli bir oynanış sunuyor, savaş alanının o karmaşık zorlu yanını çok güzel yansıtmışlar. Oyunun grafikleri gerçekçi tasarlanmamış olmasına rağmen kesinlikle savaş alanında hissettirmeyi başarıyor. Sınıfımızı ve silahımızı seçip oyunun içine atlıyoruz, çeşitli bölge ele geçirme modlarında 127vs127, 64v64, 32,32 şekilde kapışıyoruz. Aynı zamanda düşmanlarımızı öldürdükçe silahımıza çeşitli kozmetikler, eklentiler açabiliyoruz bu da oyuncuya ödüllendirme hissini veren güzel bir özellik olmuş. Ayrıca oyunda ki sesli sohbet özelliği sayesinde takım arkadaşlarımızla iletişim kurabiliyor, eğlenceli anlar yaşayabiliyoruz. Bir de oyunu oynarken hiç sunucu sorunu yaşamamam kesinlikle şaşırtıcıydı, genel olarak baktığımızda da oyunda çok fazla sunucu sorunu bulunmuyor.
Oynanış ne kadar eğlenceli olsa da minik eksikler bulunuyor, doğduğumuz gibi ölme olayını çok kez yaşadığımı söyleyebilirim. Yeniden doğduğunuz anda hareket edemeden direkt düşman tarafından vurulmak biraz sinir bozucu olabiliyor. Bir de oyunda bir derecelendirme sistemi olmadığı için oyunda ustalaşan oyuncular oyuna yeni başlayan oyuncular için can sıkıcı olabiliyor. (Özellikle uzak mesafe vuruşları. Adama sıkıyorum 20 mermi sıksam 5i denk geliyor, adam 20 mermi sıkıyor bütün mermiler vücudum da :D )

Peki Eksik olan ve benim beğenmediğim kısma, Ne kadar çok eğlenceli bir oyun olsa da bazı temel sorunları bulunuyor. Oyunun içinde kesinlikle savaş alanında olan kaostan daha çok, can sıkıcı bir kaos ortamı bulunuyor. Oyunda genelde yüksek sıralamalı insanların hafif makinalı silahlarla koşan, taktiksel oynamayan oyuncular olduğunu görünce oyunun biraz taktiksel kısımlarını sorguluyorsunuz. Bazı bombalar ve silahlar kesinlikle diğerlerine göre çok güçlü bu da biraz oyunu dengesiz yapıyor. En azından oyunun alışma sürecinde neyin ne olduğunu anlamadan ölmek can sıkıcı oluyor.

OYNANIŞ

Oyuna başladığınız ilk andan itibaren oynanışın ve ilerleyişin ağırlığı hissediliyor yani oyunun hızlı ilerleyen, durmadan boss kestiğimiz hack&slash olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ara sahneler uzun, fighta girdiğinizde yapabiliceğiniz şeyler çok kısıtlı ve temel. İlk bir kaç saat böyle geçtikten sonra yetenek ağacından farklı skillere erişim sağlanabiliyor. Siz ilerledikçe oyunda sürekli farklı faktörler devreye girip oynanıştan sıkılmanızı ciddi ölçüde engelliyor bununla kalmıyor gittikçe daha da zevk almanızı sağlıyor, oyunda girdiğiniz her fighttan keyif alıyorsunuz. Hele şu vuruş hissiyatı mükemmel, düşmanların parçalanışını ve savruluşunu görmek bu açıdan çok tatmin edici bunu da en çok baltada hissediyorsunuz. Oyundaki temel silahımız olan Leviathan Baltası oyunun ana savaş mekaniğini oluşturuyor, bu baltayı atıp istediğimiz zaman geri çekebilmemiz aynı zamanda bulmaca mantığının da temeli. Onun dışında Kaosun Kılıçları ve Kratosun silahlardan geri kalmayan yumrukları var:), kesinlikle bunlar da neredeyse balta kadar etkili. Spartalı Öfkesi ise oyunun temel mekaniklerinin üstüne enfes olmuş. Bu arada parry atmak kolay ama düşmana etkisi dark soulstaki kadar büyük değil. Bazı düşman tiplerine baltayla veya kılıçla saldıramıyorsunuz, oyun tek silahla oynayıp sürekli onu geliştirmemizi istememiş. Oyunda biraz quick time event olsa fena olmazmış ama sağa sola her yere koymalarındansa olmaması daha iyi. Oynanışın benim açımdan eksi yanlarından bazıları duvarlara tırmanışımız ve zıplama mekaniği. Oyunda heralde totalde 1 saat falan tırmanıyoruzdur en fazla ama yine de sabit bir yerden efor sarf etmeden geçmek sıkıcı geliyor, en azından nereye atlayacağımızı falan kendimiz çözsek veya sağ sol tuşlarından farklı bişey kullanmak zorunda kalsak daha güzel olurmuş çünkü sırıtıyor. Zıplama mekaniği tuhaf geldi, pek de uğraşılmamış gibi. Düşman yapay zekası çok iyi.

DÜŞMAN ÇEŞİTLİLİĞİ

Oyunun en büyük eksisi bence düşman çeşitliliği. Belki çoğu oyuna göre fazla düşman çeşitliliğine sahip ama böyle büyük bi oyun için çok kısıtlı buldum. Onu geçtim oyunda geçen adı büyük kendisi küçük bosslar var, bunları kesip geçiyoruz. Onu da geçtim iyi yazılmış zorlu ve ilgi çekici bi ana düşman/düşmanlar yok, oyunun sonlarına doğru böyle bi düşman beklesem de olmadı garip bir şekilde. Açıkçası biraz içimde kaldı daha korkutucu ve ismi çok geçen üzerinde durulmuş bosslar kesmek isterdim bu açıdan oyuna eksi veriyorum.

HİKAYE

God of War aslında Yunan Mitolojisinde geçen bir seriyken bu oyunda İskandinav Mitolojisinde geçiyor. Bence bikaç noktada tam oturmasa bir sürü boşluk kalsa da yumuşağa yakın bi geçiş yapmayı başarmışlar ya da çok hakim olmadığımdan bana öyle geldi. Oyun başından sonuna kadar bir yolculuk hikayesini anlatıyor. Kratos yaşlanmış, hâlâ sert ama aklını kullanan, aksiyon peşinde değil de sadece amacına ulaşmaya çalışan bi karaktere dönüşmüş. Atreus biraz gıcık ama hikayede ve fightta önemli rol oynayan bir karakter. Hikayeye genel anlamda bakınca boş kalan bir sürü şey var bazı şeyler yarım kalmış bunları ragnarokta tamamlayacaklardır diye düşünüyorum.

GRAFİKLER, TASARIM VE ATMOSFER

Grafikler mükemmele yakın. Dış mekan tasarımları çok sırıtmasa da iç mekan tasarımları bence oyunun ruhunu yansıtmamış. Atmosfer gerçekten iyi ama dediğim gibi iç mekan tasarımları biraz bunu da bozmuş gibime geldi. Karakterler çok iyi tasarlanmış özellikle Kratos ve Stranger'ın yüzü, sakalları ve mimikleri harika.

YAN GÖREVLER

Yan görevler hiç sırıtmıyor, gayet kaliteli ve tatmin edici. Hiçbirini boşuna yaptığınızı hissetmiyorsunuz çünkü hem eğlenceli, kaliteli hem yaptığınızın karşılığını veriyor.


SESLENDİRME VE MÜZİK

Seslendirmeler çok yerinde olmuş, özellikle Kratosun ve Brok'un sesi çok iyi. Müziklere diyecek bişey yok harikalar ama keşke adamakıllı ve epic bosslar ekleselermiş de boss fightta dark souls gibi ürperten müzikler girseymiş.

Son olarak oyunun optimizasyonu çok iyi ve dlss ve FSR destekliyor, herhangi bir buga rastlamadım, Türkçe altyazı ve arayüz destekli. Fiyatı bence makul(mevcut kurları düşünürsek) , diğer oyunlara nazaran verdiğiniz paranın karşılığını çok daha fazla alıcaksınız. Bu oyun alınmaya değer.

Oynanış 10/10
Düşman çeşitliliği 7/10
Hikaye 8.5/10
Grafikler, tasarım ve atmosfer 9/10
Yan görevler 9.5/10
Seslendirme ve müzik 9.5/10.

Oyuna puanım 9.5/10

yapacağınız oyunu s*keyim. lan ilerleme sağlıyorum, o kadar görev yapıyorum fakat her girdiğimde ilerlemeyi kaydettiği save'i sıfırlıyor. her seferinde tamam hatadır dedim ama 3 kere sıfırlanınca dayanamadım sildim. Ubisoft yapıyor yapacağını. ASLA ÖNERMİYORUM.

Oyun eğlenceli gülmekten bazen oynamaya ara veriyorsunuz fakat arkadaşlarınızla kanlı bıçaklı kavga etme potansiyeliniz var. Hele ki 2 kere 3 kere arka arkaya aynı arkadaşınızı öldürdüğünüzde rage atma garantii verebilirim. Oynayacakssanız bir kaç saat kavga etmeye razı olarak oynamalısınız :D

Oyun gayet güzel. İsminden de anlaşılacağı gibi İDLE bir oyun. gir kas işini hallet sonra maden kas, ağaç kes ve çık. Sen oyunda değilken arkada kasılsın. Oyun hemen bitmediği için uzun süreler oynarsınız.

Oyun MMORPG türünde en iyilerden. Ne kadar sistemimden dolayı oynayamasam da gerek videları gerek oynanışı beni içine çeken oyunlardan birisi olmuştur. 1 saat de olsa deneme fırsatım oldu ve bu 1 saate cidden keyif aldım. Öneririm.

EDİT: Oyunu tekrar satın aldım. Aşırı sardı!!

Öncelikle oyunu Epic Game'de oynadım ve Steamden alıp hesabımı steame aktardım. Epic Gameste 64 saat oynama sürem var.

Aftermath ek paket olarak kabul edilemeyecek kadar küçük bir ek paket olmuş.
Toplamda 6 haritadan oluşan iki yeni senaryo, Vanguard alt sınıfı ve zombi fareleri oyuna getiriyor. En önemlisi bir de First Person modu var ki, benim Aftermath’i alma sebebim oyunu bir kez de birinci kişi gözünden görmekti. Oyunu değiştirme potansiyeli olan bu özellik kesinlikle en büyük hayal kırıklığım oldu. Dürbünlü silahların dürbünleri çalışmıyor ve birinci kişi moduna uygun arayüz uyarıları da yok. Üstüne belirli silahlar da oyuncunun görüş alanını haddinden fazla sınırlıyor. Yani Saber Interactive’in yaptığı tek şey kamerayı oyuncunun gözünün önüne getirmek olmuş. Bir FPS delisi olarak böyle ucuz bir çözümü fazlasıyla rahatsız edici buldum.

World War Z'nin kendisi için söyleyeceklerimde şunlar; World War Z’i aslında Left 4 Dead serisinin ruhani devamı gibi de görebilirsiniz. Aradaki tek fark FPS yerine TPS kamerasına sahip olması ve orijinal filmin lisansıyla çıkması. Peki bu formül işe yarıyor mu? Çeşitli sorunlar olsa da, bu soruya evet yanıtı verebilirim. Her ne kadar hikâye yeteri kadar ilgi çekici ve sürükleyici olmaktan uzak olsa da, World War Z oyununun sunduğu pek çok güzel şey var.

Oyunun campaign modu dört bölüme ayrılmış durumda ve her biri dünyanın farklı yerlerini konu alıyor. Buralarda da yine özel karakterlerle karşılaşıyoruz. Nerede ve kimi oynadığınız fark etmeden, temel amacınız ise her zaman hayatta kalmak oluyor. Oyunu 4 kişi co-op olarak oynamak mümkün ve online özellikler başarıyla yedirilmiş.

Artıları:
+ World War Z’nin başarılı formülleri bozulmamış
+ Bölüm tasarımları ve detaylar muhteşem
+ Oynanış çeşitliliği
+ Farklı modlar
+ Görülmemiş sayıda ekranı kaplayan zombi
+ Tekrar tekrar oynayabilme imkanı

Eksileri:
- Oyuna bir şey katmıyor
- Fareler çok sinir bozucu
- İçerik ek paket olacak kadar büyük değil.
- Sıradan hikâye

Aftermath'de sevmediğim şey ise kesinlikle zombi fareler. Bu şerefsizler ateşli silahlarla öldürülemiyorlar. İlla ki yanıcı ve patlayıcı ekipmanları kullanmak gerekiyor. Eğer böyle bir silahınız yoksa yandınız, çünkü fareler sıkıldıkça bir oyuncudan diğerine geçip duruyorlar.