Nedávné recenze uživatele 0ld3ubo1

Oyun içi pankartlarda ''bu öğrenci yapımı indie oyunu destekleyin.'' yazıları var. Bu işi neyse ki türkiyede yapmamışsınız. Öyle rezil bir oyun ki muhtemelen okuldan falan atılırdınız. Araştırma ağacı ( ağaçtan çok bir çalı büyüklüğünde ) bir takım oyunlardan çalma. Online a girip yarış yapayım dedim adamın teki başlangıç çizgisinde beklediği için benle birlikte dört beş kişi öylece bekledik, oyuna almadı bizi. yeni bir odaya girmek için çık gir yaptım, aynı odaya attı sanki başka bir oda yokmuş gibi. çevrimiçi oyuncu sayısı 5 idi. yapay zekaya karşı yarışayım deseniz yapay ama zeka yok, yarışın 5. saniyesinde önceliği elinize alıp bir daha da bırakmıyorsunuz. Sürüş mekanikleri gta3 ü andırdı bana. hani san andreas bile daha makul ölçüdedir. Nasıl rezil bir okulda veya coğrafyadasınız bilmiyorum ama çevrenizdeki hiçkimse size bu oyunu yaparken dur demediyse o insanlardan veya çevreden bir cacık olmaz.

Muhteşem bir uygulama. Eğer gereklilikleri karşılıyorsanız, gerçekten vaat ettiği gibi güzel bir yükseltme sunuyor. Benim gibi günümüzde (2024) orta seviyelerde kalmış bir ekran kartı veya işlemci kullanıyorsanız gayet yardımcı oluyor. O kaybettiğiniz 10-20 fps i tekrardan size kazandırıyor. Ayrıca videolarda gösterdiği 60 fps performansı da güzel. Özellikle eski animeleri ve bir çok filmi, adeta sosyal medya editi kıvamına getiriyor akıcılık açısından. Kısaca fiyatından çok daha fazlasını hak eden, muhteşem bir program. düşünmeden satın alabilirsiniz. NOBK'a selamlar.

Hoş bir idle rpg oyunu. Anlatılacak fazla bir şey yok aslında. Ekibini geliştir, belirli bir noktaya gel, başa dön, daha ileri seviyelere git, tekrar başa dön. Bu sırada karakterlerinizi daha güçlü yapan etmenleri yükselt vs vs. Türkçe dil desteği olması ayrı bir güzel olmuş. Bir idle oyundan ne bekliyorsanız veriyor oyun.

Ne desem bilemedim. Zamanında bazı sitelerde tekrar tekrar oynadığım bir oyunun devam oyunu gelmiş, bize de yapımcılarına destek olmak düşer deyip satın aldım oyunu. Beklediğim en fazla biraz daha genişletilmiş bir hikaye veya oynanıştı. Lakin yapımcılar nedense hikayeyi bir islam misyoneri gibi yazmış. Hangi oyunda olursa olsun, hangi ideoloji, din, inanç vb. şey olursa olsun, bir oyunun böylesi olguların savunuculuğunu yapması bence hatadır. Elbette ki 45 lira verdiğim bir oyundan AAA kalite bir hikaye beklemiyorum ancak birilerinin cebini ve menfaatini düşünerek yazılmış bir hikayeyi de tahmin ediyorum ki kimse onaylamaz. Konu islam dini değil, aynı naneyi yiyen muhtemelen yüzlerce oyun veya mod vardır ki karşılaştım da (bkz : nova aetas mod/MB warband). Bu gibi çabalar şahsen onaylamadığım hareketler. Allah'ın zilyon ışık yılı ötesindeki gezegende, beypazarı evleri mimarisinde dizayn edilmiş köyün içinde bir ''şeyh''ten medet umarak oyunda ilerlemek, bana absürtlüğün de ötesinde bir saçmalık hissi verdi. keşke ilk oyunu unreal engine de aynen tekrar yapsaydınız, o bile kafiydi. Göndermelerden ayrıca keyif aldım orası ayrı. Tenet filminden yeşilçama, hatta kendi oyununa dair bile göndermeler var. Hoş bir dokunuş olmuş.

Kotor hikayenin ve ambiyansın eğer doğru bir şekilde yaratılır ise ne kadar kuvvetli olduğunu gösteren muhteşem bir oyun. 2024 yılında oynamama rağmen oyunun yer yer 2003 yapımı olduğunu unuttuğum oldu. Çünkü oyuncuyu içine çeken ve sürükleyen bir kaliteye sahip. Öncelikle bu oyun görüldüğü üzere gayet eski, ve bu durum tahmin edebileceğiniz gibi oyunun tüm içeriğine yayılmış durumda. Maksimum çözünürlüğün 1280x720 de takılı kalması, (modlar ile üstesinden gelinebiliyor.) ara sahnelerin 360p veya belki de daha alt bir çözünürlükte olması ve bazen ara sahne ve oyun geçişleri arasında sizi oyundan atması, mekaniklerin niş kalması gibi durumlar geçerli. o yüzden eğer yeni nesil bir oyuncuysanız ve eski bir oyun sizi rahatsız edecekse alınmasını tavsiye etmem. lakin oyunun kalitesi sizin için ön plandaysa kesinlikle oyun dünyasının en güzel oyunlarından biri ile karşı karşıyasınız. ilk olarak oyunun hikayesi ve karakterleri olağanüstü bir yeteneğin ürünü. ana karakterler, yan karakterler veya düz bir npc olsun, derinlemesine ve yetenek ile yazılmış. bir satıcı ile konuşurken bile o karakterin farklı olduğunu hissettiriyor. hikaye gayet sürükleyici ve akıcı. ne olacağını merak ederken aynı zamanda o karakter ile ilgili daha çok bilgi öğreniyorsunuz. ayrıca oyun tam bir rol yapma oyunu olarak karşımıza çıkıyor. isterseniz ikna kabiliyetlerinizi kullanabiliyor, isterseniz bilgisayar beceriniz ile kapalı kapıları açabiliyor veya düşmanları kızartabiliyor, isterseniz de dümdüz bir savaşçı olarak ortalığı dağıtıp geçebiliyorsunuz. bir görevi yapmanın genelde 2-3 farklı yolu oluyor ve bu yollar yeteneklerinize dağıtılmış. ayrıca neredeyse her birinde farkı bir macera yaşadığınız için tekrar tekrar oynama isteği uyandırıyor. Bunların yanında swoop yarışlarına katılıyor, pazaak oynuyor (kesinlikle önermem), ekibinizdeki karakterlerin hayat hikayelerini dinliyor ve star wars evreninde yazılmış bu eserin içinde kaybolup gidiyorsunuz. fiyatı kesinlikle hak ettiği değerin altındadır, ancak artacağını sanmıyorum çünkü eski bir oyun. eğer genel olarak tek oyunculu oyunları seviyorsanız kaçırmamanız gereken bir başyapıttır kotor. BioWare stüdyosunun çöküşünden çok önce, oyun dünyasının muhteşem oyunlar ortaya çıkarttığı dönemlerden kalma, nadide bir mücevher.

Ben hayatımda bu kadar bozuk, bu kadar çalışmak istemeyen başka bir program daha görmedim. Satın aldığım ilk aylarda gayet normal çalışırken yavaş yavaş arıza vermeye başladı. Durduk yere çökmeler veya hiç açılmamalar gibi. Sonra bilgisayarı her açtığımda çökmeye başladı. Sildim geri yükledim düzelmedi. başka şeyler denedim olmadı. Şuan her bilgisayarı açtığımda program çöküyor. Ancak teknik olarak amacını yerine getirebiliyor o yüzden öneriyorum. Yoksa bu kadar sorun çıkartan başka bir programla daha karşılaşamazsınız.

Tam manasıyla fiyasko. Oyunu oyun yapan eğlence adındaki unsura bir türlü ulaşamıyorsunuz. en küçük hatanızda yeniden başlamak durumundasınız. adamım biraz dayanıklı olsun hata yapsam da devam edebileyim yok. 33 saniyelik aptal bir parkur için 30-40 tekrar atmanız gerekiyor. kontroller tepkisel olmadığı için bolca hata yapıyorsunuz ve bu da sürekli parkurun başında zaman geçirmenize yol açıyor. karakterinizin kolu 2.5 milisaniyeliğine bir dala çarptıysa geçmiş olsun, kafanıza 130g kuvveti yiyorsunuz nasıl oluyorsa. kısacık bir parkur için o kadar zamanınız gidiyor ki parkuru altın olarak tamamladığınızda hissettiğiniz şey tatmin değil rahatlama oluyor. bitse de gitsek tarzı bir rahatlama. kısaca steep kesinlikle iyi bir oyun değil. bunun yerine windows xp dönemlerindeki kayak oyununu oynayın daha iyi.

Red Dead Redemption 2, Mükemmel olmaya en çok yaklaşan oyunlardan biri. Tam bir başyapıt. Uzun uzun anlatılacak kadar materyal vermiyor bize maalesef. Muhteşem hikaye, muhteşem oynanış, muhteşem müzikler ve daha bir kaç tane daha muhteşem sıfatıyla yaptığı iş var. Öyle ki oyunun tek eleştirilebilir yanı sizin zevkiniz yönünden ve hataları yönünden mümkün. Zira hoşunuza gitmese bile oyunun güzelliği yadsınamaz seviyede. Vereceğiniz her kuruş hakkıdır, iyidir, hoştur ve her oyun sever tarafından oynanmalıdır. Hatta oyunlar belirli bir oyun geçmişi istemeyen şeyler olsalar muhtemelen gördüğüm herkese oynamasını önereceğim oyunlardandır. Oyunda yer yer hatalara denk geliyorsunuz ve maalesef bu hataların bazıları sizin odağınızı hikayeden çekip alabiliyor, lakin merak edilecek seviyede değiller. Zaten öylesine kitlenmiş olacaksınız ki hatalar size oyun oynadığınızı hatırlatacak. Gerçekçi yanı, arcade yanı, hikayesi şusu busuyla oyun dünyasında kendisiyle kıyas edilebilecek oyun bile bulmak zor. Kısaca taş gibi oyun. Alın, aldırın, oynayın.

Yakuza 0 Beat'em Up etiketinin hakkını veren, her tarafından aksiyon ve drama fırlayan bir yapım. Temel olarak anlatmanın biraz zor olacağı bir oynanışa sahip. Oyunun yaptığı iki güzel şey var, birilerini eşşek sudan gelinceye kadar dövmek ve hikaye(ler). Dövüş mekanikleri çeşitliliği, yaratıcılığı, vuruş hissiyatı ve verdiği gaz ile gayet muhteşem. Ki zaten oyunu sadece ana hikayeyi oynayarak bitirmeye çalışanlar için 30-40 saatlik sürecin yarısından fazlasının birilerini dövmek ile geçeceği bir oyun için, anlaşılabilir bir durum. Eğer ilk kez yakuza oynayacaksanız, dövüş mekaniklerine kapılıp oyunu bile unutabilirsiniz. Diğer yön bahsettiğim gibi hikayeler. Ana hikaye tam bir drama turşusu. Diğerlerinde olduğu gibi yakuza, adından da mütevellit her tarafı mafya ve insan draması dolu bir ana hikayeye sahip. Kriptik kesinlikle değil lakin hikayenin anlatılış hızı ile başta anlatılsa cidden bayacak bir hikaye, oyun süresince karakterlerin de sağlamlığı ile o acı tadı vermiyor. Karakterler gayet detaylı ve üstüne düşünülerek yazılmış, zaten karakterlere ısındığınız an oyun sizi içine çekmiş oluyor. Bunun yanında zilyon adet yan görevi ve minigame i ile anlatacak farklı tatlarda hikaye barındırıyor oyun. Bay libido adındaki sapkın lafının canlı tasviri olan bir eleman ile arkadaş olmak, 1 milyon yen karşılığında bir doktorun yeni ilacının deneği olmak veya bir bürokratın vergiler hakkındaki serzenişini dinlemek gibi gayet geniş bir yelpazede hikayeler de barındırıyor. Ancak bu oyun hala wall of text kullanan, ana hikaye görevlerinde bile animasyonlu ara sahneden aciz olan bir oyun. Çoğu yönüyle ve özellikle grafikleriyle eski duran bir oyun. Orta-üst seviye oyuncular için kaçırılmayacak bir oyun olmasına rağmen casual veya alt seviye oyuncular için boşa para demek. Eğer koca koca kaslı erkeklerin tam bir male-fantasy aurasında biribirlerine drama eşliğinde yumruk atması fikri size cazip geliyorsa alın. 250 lira edeceğini hiç sanmıyorum lakin indirimlerde bahsettiğim sınırlamalar ile rahatlıkla alınabilir.

Warframe, temel olarak bir MMOTPS oyunu olmasına rağmen içinde barındırdığı zibilyon ayrı mekanik ile aslında bundan daha fazlası olan bir oyun. Gene temel olarak Warframe adı verilen üstün biyo-mekanik robotları yöneterek belirli görevleri ve objektifleri tamamladığımız bir serüven. serüven çünkü ben 500 küsür saat gömmeme rağmen daha oyunu bitirmeye yakın dahi değilim. zaten oyunun da böyle bir iddiası yok, zira bu tip oyunlar bir ''son''dan çok erken-orta-geç oyun safhalarına sahip olurlar. eğer bir tane bile bu kafada oyun oynadıysanız warframe in de deliler gibi grind gerektireceğini çözmüşsünüzdür. Tahmin edebileceğiniz üzere warframe F2P bir oyun olduğu için eğer para yatırmak istemiyorsanız feci miktarda grind yani aynı veya benzer görevleri, objektifleri ve düşmanları tekrar tekrar yapmalı ve öldürmeli bir sürece sahip. Lakin diğerlerinin aksine warframe bu grind muhabbetini hem eğlenceli kılabilmiş, hem de mekaniklerinin desteği ile uzun süre sıkıcı olmaktan uzak kalabilmiş bir oyun. Bunun elbette iki temel sebebi var, biraz önce söylediğim gibi mekanikler gerçekten eğlenceli, ikincisi oyunun ağzına kadar içerik ile dolu olması. Bilim-kurgu türünün diplerine kadar inen oyun ve hikayesine daldıkça bir bakıyorsunuz sağda solda mavi turuncu maden arıyorsunuz. Ertesi gün düşmanlarının kafasına meteor yağdıran warframe'iniz ember ile gidip balık avlıyorsunuz. Bunların yanında gayet sıkı silah-yakın dövüş mekaniklerini de eklediğinizde oyunun koca ilk 50 saati su gibi akıyor. Oynadıkça oynayasınız geliyor. Oyunun şahsen en sevdiğim yanı F2P oyunların vazgeçilmezi oyun-içi gerçek para birimi olan platinum'un ticaret yaparak tek kuruş harcamadan kazanılabiliyor olmasıydı. Her ne kadar oyun bedava olsa da oyunun içerisindeki kozmetik, hızlandırıcı, silah veya warframe yuvası gibi bir nevi ekstra olan içeriklere ulaşabilme özgürlüğünüzün olması DE firmasının oyuncusuna değer verdiğine işaret. Kısaca warframe eğer severseniz oyun dünyanıza atom bombası gibi düşüp uzun süreler sizi bilgisayara kitleyebilecek gayet güzel bir oyun. Stray'in 140, quarrynin 400 küsür lira olduğu günümüzde muhtemelen piyasa ederi 500 liranın üstündedir. Bedavayken kaçırılmaz, en azından denemek mantıklı olur.