Steam telepítése
belépés
|
nyelv
简体中文 (egyszerűsített kínai)
繁體中文 (hagyományos kínai)
日本語 (japán)
한국어 (koreai)
ไทย (thai)
Български (bolgár)
Čeština (cseh)
Dansk (dán)
Deutsch (német)
English (angol)
Español - España (spanyolországi spanyol)
Español - Latinoamérica (latin-amerikai spanyol)
Ελληνικά (görög)
Français (francia)
Italiano (olasz)
Bahasa Indonesia (indonéz)
Nederlands (holland)
Norsk (norvég)
Polski (lengyel)
Português (portugáliai portugál)
Português - Brasil (brazíliai portugál)
Română (román)
Русский (orosz)
Suomi (finn)
Svenska (svéd)
Türkçe (török)
Tiếng Việt (vietnámi)
Українська (ukrán)
Fordítási probléma jelentése
Yalnızdı, parasızdı, açtı.
Üç gündür karnına sıcak bir lokma girmemişti.
Bir akşam, karda yürürken gücü tükendi.
Bir evin kapısına geldi.
Çalamadı…
Sadece fısıldadı:
“Ezbırçime…”
(Açım… Affedin…)
Kapı açıldı.
Yaşlı bir kadın gözlerinin içine baktı.
Hiçbir şey sormadan içeri aldı.
Sofraya bir tas çorba, biraz pilav, kuru ekmek kondu.
Cemal ağladı…
Çünkü ilk kez yalnız olmadığını hissetti.
Yaşlı adam şöyle dedi:
“Biz açlığı biliriz evlat.
‘Ezbırçime’ diyorsan, sofraya oturursun.”
O gün, Cemal’in sadece karnı değil, kalbi doydu.
CéHèNNëm ßĕKçiSi SøRåR
+ ßu Nę YãPMıŞ
- ÖLďüRMüŞ
+ ÃTıN ĄŤeŞe YãNSıN !
+ ßu Nĕ YąPMıŞ
- KēSMiŞ
+ ĀTıN AŤeŞe YâNSıN !
+ ĔĚ ßu Nę YaPMıŞ
- SēVMiŞ
+ ßıRaKıN Ø ZaTeN yHaNMıŞ
CéHèNNëm ßĕKçiSi SøRåR
+ ßu Nę YãPMıŞ
- ÖLďüRMüŞ
+ ÃTıN ĄŤeŞe YãNSıN !
+ ßu Nĕ YąPMıŞ
- KēSMiŞ
+ ĀTıN AŤeŞe YâNSıN !
+ ĔĚ ßu Nę YaPMıŞ
- SēVMiŞ
+ ßıRaKıN Ø ZaTeN yHaNMıŞ
CéHèNNëm ßĕKçiSi SøRåR
+ ßu Nę YãPMıŞ
- ÖLďüRMüŞ
+ ÃTıN ĄŤeŞe YãNSıN !
+ ßu Nĕ YąPMıŞ
- KēSMiŞ
+ ĀTıN AŤeŞe YâNSıN !
+ ĔĚ ßu Nę YaPMıŞ
- SēVMiŞ
+ ßıRaKıN Ø ZaTeN yHaNMıŞ