paradeisy
 
 
Rarest Achievement Showcase
xerax 9 Mar @ 11:22am 
Ey yolcu, bu karanlık ormanda ne ararsın? Bilmez misin ki burası kanın ve acının diyarıdır? Bak, şu ağaçların gölgesinde neler saklı… Toprak, sıcak kanla öyle bir ıslanmış ki her adımında çizmelerin kırmızıya boyanır. Hisset o kokuyu, demir gibi genzini yakar, değil mi? İleride, şu çürümüş kütüğün dibinde bir yığın görüyorsun, değil mi? Yaklaş da gör, cesaretin varsa.
xerax 9 Mar @ 11:21am 
Bir zamanlar bir bedendi o, şimdi ise parçalara ayrılmış bir et yığını. Göğüs kafesi açılmış, kaburgaları teker teker kırılıp dışarı çıkarılmış; her bir kemiğin ucunda hâlâ et parçaları asılı. Kalbi, yerinden koparılmış, birkaç adım ötede toprağa gömülü; ama sıkılmış, ezilmiş, suyu çıkarılmış gibi. Kolları mı? Onlar çoktan koparılmış, derisi ince ince soyulmuş, sanki bir kasap ustalıkla çalışmış. Parmakları tek tek kesilmiş, her bir eklemde bıçağın izi var; kemikler öyle düzgün kırılmış ki neredeyse bir sanat eseri sanırsın. Ama en kötüsü kafa… Kafası hâlâ orada, ağaca çivilenmiş, gözleri oyulmuş, ağzı son bir çığlıkla yırtılmış. Dişleri kırık, dudakları parçalanmış; kan, kururken siyah bir maske gibi yüzünü kaplamış.
xerax 9 Mar @ 11:21am 
Bir adım daha at, ey yolcu, çünkü bu manzara henüz bitmedi. Şu çalılıkların arasından gelen sesi duydun mu? Bir bıçak, ete saplanıyor, yavaşça, deriyi yırtarak. Şırrak! Kemik kırılıyor şimdi, bir balta darbesiyle omurilik ikiye ayrılıyor. Kan fışkırıyor, sıcak ve koyu, etrafa sıçrıyor; dallara, yapraklara, hatta senin üstüne… Hisset o sıcaklığı, teninde nasıl kayıyor? Bir gölge beliriyor şimdi, elinde paslı bir testere, dişleri kana bulanmış. Gülümsüyor mu, yoksa dişlerini mi sıkıyor, anlayamazsın. Ama gözleri… Gözleri bir avcı gibi parlıyor, seni görüyor, ey yolcu. Testereyi kaldırıyor, yavaşça yaklaşıyor. Kaçacak yerin yok, çünkü bu orman onun av alanı.
xerax 9 Mar @ 11:21am 
Her adımda bir çıtırtı, her nefeste bir hırıltı. Testere havada bir kavis çiziyor, sonra iniyor – önce koluna. Kemiklerin kırılırken çıkan o çatırtıyı duyuyor musun? Etin yırtılırken sıcak kanın nasıl aktığını hissediyor musun? Derin yavaşça soyuluyor şimdi, ince ince, bir soğan gibi kat kat. Acı öyle keskin ki çığlıkların bile boğazında düğümleniyor. Ama o durmuyor, ey yolcu. Parmaklarını birer birer kesiyor, her birini ağzına götürüp kemiriyor. “Taze,” diyor boğuk bir sesle, “çok taze.”
xerax 9 Mar @ 11:21am 
Senin sonun da burada, bu kanlı açıklıkta olacak. Toprak bir kez daha kana doyacak, kemiklerin bu vahşet diyarında unutulacak. Şimdi söyle, ey yolcu, hâlâ cesaretin var mı?
chronth 15 Oct, 2024 @ 6:49pm 
seni dövmek istiyorum