Recent reviews by murat

Animesini izlememe ve tüm spoilerlarını bilmeme rağmen oynarken -sanki ilk oynaşımmış gibi- beni bir kez daha şaşırtan, hüzünlendiren, güldüren, içine çeken bir oyun oldu. Sen bambaşka bir şeysin STEINS;GATE. Kimse bizim STEINS;GATE sevdamızı sorgulamasın! El Psy Kongroo.

fallout 3 b*kundan daha iyi

Kesinlikle Öneririm. Son Yıllarda Çıkmış En İyi RPG Oyunu. Oldukça İyi Bir Evrene Sahip. Karakterler, Olaylar, Hikaye, Krallıklar Hepsi İlgi Çekici. Oynanış Da Gerçekten Çok İyi. Muhtemelen Çoğunuz Bu Seriyi Bu Oyunla Tanıdınız. Size Önerim, 1 Ve 2'yi Atlayıp Direkt 3'e Geçmeyin. Çünkü 1 De 2 De Oldukça İyi Oyunlar. Birinci Oyunda RPG Ağırlıktayken, İkinci Oyunda İse Oynanış Ağırlıkta Ve Daha Linear Bir Oyun. Bu Oyun İse İkisinin Bir Karışımı; Hem 1'de Ki Gibi RPG Ve Yan Görevler Kuvvetli, Hem De 2'de Olduğu Gibi Oynanış Eğlenceli Ve Modern. Kesinlikle Alın Ve Oynayın.

Puan:9,5/10

Outlast 2013'te Red Barrels Studios tarafından çıkarılmış bir FPS korku oyunudur.

Hikaye:
Ana karakterimiz Miles Upshur adında bir gazetecidir. Bir gün bize bir adam tarafından Monte Massive Akıl Hastanesi'nde insanlık dışı deneylerin yapıldığı bilgisi geliyor ve biz de bu gerçekleri açığa çıkartmak için sadece bir kameramızla beraber akıl hastanesine giriyoruz. Tabi ki de burada başımıza pek de iyi şeyler gelmiyor. Öncelikle hikayeyi beğendim. Gerçekten iyi bir hikaye yaratmışlar. Hikaye anlatımı genel olarak etrafta gördüğünüz deney mağduru hastaların konuşmalarıyla ve yine etrafta bulduğunuz dökümanlarla yapılıyor. Karakterler iyi diyebilirim. Bizimki zaten oyun boyunca heyecanlı bir şekilde nefes alıp veriyor korkudan ödü kopuyor. Onun dışında hastanede bulunan ilginç karakterlerde var. Bunların hepsi zaten üzerlerinde deneyler yapıla yapıla insanlıktan uzaklaşmış değişik şeyler. Kısacası hikayeyi beğendim.

Oynanış:
Bu oyun bir korku oyunu ve FPS kamera açısından oynuyoruz. Lakin bu oyunda tek yapabildiğimiz şey saklanmak, yürümek ve koşmak. Kulağa birazcık sıkıcı geliyor olabilir ama oyun zaten kısa bir oynanış süresine sahip olduğu için çok sıkmıyor. Aynı zamanda savunmasız olmanız korkunuzu ve geriliminizi daha da arttırıyor diyebilirim. Bulmacalar ise aşırı derecede kolay ancak onları zorlaştıran genellikle peşinizde birileri varken bulmaca çözmeye çalışmanız. Aslında bulmaca bile demeyebiliriz, genel olarak şuranın karşısına geçmek için şu iki vanayı çevirmeliyim ama bu sırada arkamda bulunan steroid basmış yaratığa görünmemeliyim gibi. Oyunun korku öğelerinden bahsedeceksek, ben oyunda çok korkmadım. Zaten oyun genel olarak jumpscare tarzı korkutuyor onlar da beni çok korkutamadı. Yani korku öğeleri zayıf.

Grafik&Tasarım:
Grafikler bence hala iyi. Oyun karanlık bir ortamda geçiyor doğal olarak. Mekan tasarımlarının da iyi olduğunu söyleyebiliriz. Duvarlardaki kanlı yazılar, hasta tasarımları oyunun atmosferini ve hikayesini güçlendiriyor.

Müzik&Seslendirme:
Müziklerin iyi olduğunu düşünüyorum atmosferi güçlendiriyor gerçekten. Onun dışında seslendirme hakkında pek bir bilgim olmadığı için konuşmayacağım ama beni rahatsız eden bir şey olmadı.

Teknik:
Oyunda optimizasyon sıkıntıları çok yok. Arada sırada frame rate düşüyordu ama çok az gerçekleşen olaylar. Sadece oyunu bitirdikten sonra Exit tuşuna basmamla beraber oyun bir anda dondu ve bilgisayarı yeniden açmak durumunda kaldım, onun dışında herhangi bir sıkıntı yaşamadım. Bug veya glitche de rastlamadım.

Özet:
Özetlersek Outlast hikayesi gerçekten çok iyi yazılmış, süresi kısa ve oynanış olarak sadece koşmak ve yürümekten ibaret olsa da bence iyi bir oyun ve oynamanızı tavsiye ederim

Puan:7,8/10

2012 Flashbacks

Neden bu kadar popüler oldu anlamıyorum. Sıradan bir oyun işte. Bir noktadan sonra çok sıkıyor

Bu versiyonu satışta olmadığı için muhtemelen kimse görmeyecek ama yine de yazıyorum.

Skyrim iyi bir oyun olmakla beraber bazı kişiler tarafından gereksiz yere övülüyor. Kesinlikle iyi bir oyun, ama gelmiş geçmiş en iyi oyun, en mükemmel oyun falan da değil. Ben oynarken zevk aldım ama ciddi eksiklikleri de var. Şöyle bir dizecek olursam Main questline'ın kötü olması ilk sırada gelir. Konsept kesinlikle iyi, oyunun Nord atmosferine uyuyor (kendi sonunu bildiğin hikaye, kader teması vb.) ama işleniş çok kötü be abi. Öncelikle main quest çok kısa, max 5-10 saat arasında bitirirsiniz. Bir RPG oyunu için bu kadar az bir süre kabul edilebilir değil. Onun dışında main questin en önemli eksiği (bence) arkaplandaki hikaye ile bağlanmaması. Arkaplan hikayesi dediğim Skyrim İç Savaşı mevzuları. Ta oyunun başından beri İmparatorluk ve Fırtınapelerinliler arasındaki savaştan bahsediliyor, hatta tüm bu ejderha mevzularının ortaya çıkması ile Thalmor Embaccy (Tamriel'in USA'i gibi bir şey) arasında bir bağ olma ihtimali üzerinde bile duruluyor; ama neticeye bakınca, Dragonborn'umuz Sovngarde'e gidip Alduin'i kesip geri dönüyor. Main questi bitirdiğinizde İmparatorluk kazandı mı, Fırtınapelerinliler Skyrim'i kurtardı mı falan hiçbiri bir sonuca bağlanmıyor. Kısacası oyun için bu denlisine önemli olan bu hikaye, bizimle alakası olmamasına rağmen bizim hikayemize bağlanıp, bizi önemli bir karar verme noktasına getirmiyor. Fallout NV'ye bakacak olursak, oyundaki hikayemiz bir noktada arkaplanda dönen olaylarla birleşiyor, ve biz tüm Mojave Wasteland'ın politik kaderini belirleyecek kararları alırken buluyoruz kendimizi. Skyrim de ise tüm bu iç savaş olayları dünyanın en sıkıcı side questline'ı ile oldu bittiye bağlanıyor. The Great War sonucu Aldemeri Dominion'un kuklası haline gelmiş İmparatorluk'a karşı başkaldıran Skyrimlilerin ilgi çekici, entrika dolu iç savaş hikayesi hak ettiği değeri görmüyor maalesef.

Side questler oldukça iyi. Ana hikaye kadar (hatta ondan daha fazla) özenle hazırlanmış ve ilgi çekici hikayeler bunlar. Ama maalesef ki birçok side questte size bir seçim hakkı sunulmuyor. Siz sadece var olan bir hikayeyi oynuyorsunuz o kadar. Bir RPG oyununda böyle bir hata çok kötü olmuş. Misal Dark Brotherhood görevinde yapabileceğiniz doğru düzgün bir seçim yok. Hani Commander Maro'ya yardım edeyim Dark Brotherhood'u patlatayım deseniz bile, öylesine kısa kesilmiş ve diğerinin yanında hiçbir ilgi çekiciliği ve oyun içi avantajı bulunmayan bir senaryo ile karşılaşıyorsunuz ki, seçim yapmayayım daha iyi diyor insan.

Oynanış mevzusunda hiç aksiyon dinamiklerine falan girmeyeceğim. Vuruş hissiymiş vs. önemli değil benim için. Bu oyunun en büyük (oynanış yönünden) en büyük eksiği rpg tarafında. Hocam oyunun karakter yaratma ekranı çok detaysız. Bakın apperance kısmını demiyorum, direkt karakteri oluşturma ekranından bahsediyorum. Skyrimde statlarımızı, skillerimizi, backgroundumuzu, classımızı, büyülerimizi, perklerimizi ve traitlerimizi kendimiz seçemiyoruz. Tek seçebildiğimiz şey ırkımız. Ve diğer tüm statlar buna göre belirleniyor. Bu durum çok uygunsuz. Zira şu soruyu sorduruyor insanlara: "Ulan biz high elf olduk da illa büyücülük özellikleri iyi mi olacak bizim karakterin? Belki ben ırkımının çoğunluğunun aksine kılıç sanatlarında ustalaşmışımdır." Onu bunu geçtim oyunda stat sistemi yok direkt. Yani bir strenght belirleyeyim, wisdoma basayım falan yok. Oyunda 3 tane stat bile olmayan sayısal değer var. HP, Magicka ve Stamina. Abi olay şu ki bunlar diğer oyunlarda da var. Ama bunlar gerçekten stat olanlara göre belirlenen şeyler. Ve her level atladığınızda bunlar sizin keyfinize göre onar onar artmıyor. Aksine hp'niz endurance zarınıza göre, magickanız int ya da wisdom zarınıza göre vesaire artıyor. Bu roleplay olayını çok daha geliştiriyor çünkü sırf benim sarı saçlı mavi gözlü kaslı mı kaslı nord warriorum level atladığında magicka upgradeini seçti diye, magickası staminasına göre daha fazla artmıyor.

Oyunda class sistemi yok. Oyunun başında classınızı seçemediğiniz için oyun sizi bir şekilde sınırlandırmıyor. Bu da, nord warrior abilerin rest almadan ardarda 10 tane büyü yapabilmesi gibi ilginç durumları ortaya çıkarıyor. Ya da wizard abilerin heavy armor kasması gibi ilginç şeylerle karşılaşıyorsunuz. Bu durum sadece rpg mekaniklerine değil hikayeye de yansıyor. Gidip aynı anda College of Winterholdun archmage'i aynı anda dark brotherhoodun listener'ı, aynı anda companionların başı olabiliyorsunuz. Düşünsenize college of winterholdda hocaların hocası bir nord warrior...

Diyalog seçenekleri çok kısıtlı. Birçok diyalogda sadece bir seçenekle ile kısıtlanıyorsunuz. Roleplayi baltalıyor.

Level atlama ve skill kasma sistemi gerçekçi ama bana uygun değil şahsen. Evet bir skilli kullandıkça o skillin daha da gelişmesi gayet mantıklı ve gerçeğe uygun. Ama böyle olunca da bazı skiller geride kalıyor. Mesela speechi lockpicke göre çok daha az geliştirebiliyorsunuz. Roleplay gereği bard bir karakter olsanız bile!

Ama yine de bu oyunu tavsiye ediyorum. Neden mi? Çünkü bu saydıklarım cidden o kadar önemli mevzular değiller. Hani olmasa daha iyi olurmuş, ama olmaması oyunu rezil bir oyun mu yapmış? Hayır. Şahsen bu oyunda bu kadar saati olan biri olarak, hala daha oyunu oynamaya devam edecek, ve işin ilginç tarafı hala daha yeni side questlerle, yeni karakterlerle yeni diyalog opsiyonları ile karşılaşacağım. Türünün güzide örneğidir Skyrim. Aksiyon ile rpgyi böylesine içiçe başka hiçbir oyun serisinde bulamazsınız Elder Scrolls dışında. Keyifli oynamalar.

Çok İyi Bir Oyun, Yakında E-Spor Turnuvalarına Katılacağım Takımımla Hazırlanıyorum.

asadsdasa 130 tl olmuş

Oynamayan çok şey kaybediyor