Hyperly26 の最近のレビュー

Bu oyunu uzun zamandır "anime gibi gözüküyor" diye oynamamıştım. Yaptığım en büyük hata olmuş. Çünkü birçok kez tavsiye edildikten sonra ve istek listeme ekledikten tam 1 yıl sonra indirime girmesiyle birlikte sonunda aldım, indirdim ve oynadım. Unutamayacağım bir tecrübe oldu bu oyun. Eğer siz de benim gibi düşünüp oyunu almaktan vazgeçtiyseniz, kesinlikle tekrar düşünün ve alın oynayın.

Yalnız klavye ve fare ile oynayacaksanız kesinlikle ve kesinlikle "Nier Automata Input Overhaul Mod (NAIOM)" modunu yükleyin. Çünkü oyunu klavye ve fare ile oynamak biraz kanser. Bu modu yükleyince benim için oyundaki tek sorun da ortadan kalkıyor.

Half-Life: MMod, Half-Life 2: MMod'un yapımcısıyla aynı. Eğer HL2 MMod'u daha önce oynadıysanız, bundan da ne bekleyeceğinizi öngörebilirsiniz.

Half-Life MMod, orijinal Half-Life'ın elden geçirilmiş bir halidir. Ayrıca HL2 MMod'da da olduğu gibi ayarlardan çoğu şeyi açıp kapatabiliyorsunuz. Bence MMod, orijinal oyunun yerine geçebilir (ki ben Black Mesa hakkında böyle bir şey söyleyemem). Oyuna eklenilen şeyler ve yapılan değişiklikler şu şekilde:
- Ses düzenlemesi. Yeni ses efektleri, elden geçirilmiş ses efektleri, restore edilmiş HEV diyalogları
- Görsel efektler. Patlama efektleri, Gargantua'nın alevleri gibi efektler gerçekten çok hoş. Ayrıca ceset parçalama (gib) da daha detaylı ve tam bir kan gölüne dönüyor.
- Yapay zeka iyileştirmeleri
- Yeni silah (şu anlık sadece bir yeni silah)
- Yeni silah işlevleri. Neredeyse her silahta bir değişiklik var. Hepsini görmek için sağ tık ve üçüncül saldırı tuşlarına basın (tekerlek tuşu)
- Yeni silah animasyonları
- Ufak harita düzenlemeleri

Notlar:
- Bazı oynayanlardan duyduğum kadarıyla oyunun daha da piksel görünmesini beğenmemişler. Eğer siz de beğenmezseniz, "MMod Settings" kısmından "Detail textures" özelliğini devre dışı bırakın. Bu sayede eski görünümüne geri döndürebilirsiniz.
- Oyunda birkaç bug var ve bunların düzeltileceğine eminim. Bir bug asansörlerle alakalı. Asansörlerde dikkatli olun, aşağı inip çıkarken çok fazla hasar yiyebilir ve hatta ölebilirsiniz. Bir diğer bug da kumandalı patlayıcıyla alakalı. Bazen hemen bir C4 atıp patlatıp silah değiştirirseniz ve daha sonra tekrar C4'e dönerseniz, yeni bir C4 atamıyorsunuz ve elinizde sadece kumanda tutuyorsunuz.

Oyunu bitirene kadar bir inceleme yazmak istemedim. Bu yüzden de biraz geç oldu aslında. Ayrıca çıkış saati de iyi değildi çünkü gece 12'de çıktı. Çoğu kişi gibi ben de sabah oynama fırsatı buldum ve tek oturuşta bitirdim. 5 senenin ardından sonunda çıktı gönlümüzün efendisi. Ve tıpkı beklediğim gibi muhteşemdi. Eğer Half-Life'a en ufak bir ilginiz varsa bu oyunu oynayın, oynattırın. Ayrıca oyun dedim, mod demedim çünkü bu o kadar kaliteli ve o kadar çok emek harcanmış ki buna mod demek hakaret olur. Mod olmayı geçmiş, oyun kalitesinde olmuş.

Oyunun hikayesi Episode 1 ve Episode 2 arasında geçiyor. Citadel üzerindeki patlamadan sonra Freeman Combine tarafından öldü kabul ediliyor ve Combine da Bad Cop'u uyandırıp ikinci en büyük hedefe yönlendiriyor. Yani Judith Mossman'a.
Oyun ilk Entropy : Zero oyununun devamı ve bu oyunda karakterimiz hakkında da birçok şey öğreniyoruz. Gerçek adı, geçmişi vs.
Oyunumuzda standart Half Life 2 oynanışının üstüne ilk Entropy : Zero'da olduğu gibi silahların çoğu buff'lanmış bir şekilde sunuluyor. Bunun üzerine oyunda yeni silahlar, ve zaten var olan silahların yeni modellemeleri ve animasyonları da oyunu yeni hissettiriyor. Kullanılan Mapbase modu sayesinde de Source SDK 2013'de olmayan, diğer Source versiyonlarında olan bazı özellikler bu SDK'ya eklenmiş.
Silahlar dışında düşmanlarda da bir dizi farklılıklar var. İsyancılar kullandıkları silahlara göre ya daha agresif oluyor (yivsiz tüfek kullananlar), ya da uzaktan temkinli davranıyor ve yaralandığında da sıhhiyeci tarafından tekrar sağlık kazanıyorlar. Ayrıca bir isyancı ekibinin çoğunu öldürünce geriye kalanlar daha da pasifleşiyor ve hatta silahlarını bırakıp kaçabiliyorlar. İsyancılar dışında zaten var olan düşmanların farklı versiyonları ve en önemlisi de hem önceki Half Life oyunlarında olup da bu oyun ile geri dönen, hem de bu oyuna özel yeni düşmanlar var.

Oyunu bitirebilmek için sağlam kafa gerekiyor. Toplamda 2 ya da 3 test odasında falan internetten bakmak zorunda kaldım.
Hikaye olarak ufak bir hikayesi vardı ama yine de güzeldi. Oyunun sonu güzel, tatmin edici ama öte yandan da tahmin edilebilirdi. Ama yine de sevdim.

Oyun aynı söylenildiği gibi üçüncü bir portal koyarak şimdiki zaman ile gelecek zaman arasında geçebilmenizi sağlıyor ve bu portal testleri çözebilmek için gerekli bir şey. Bir zamanda olmayan ya da çalışmayan bir şey başka bir zamanda çalışabiliyor. Ya da şimdiki zamanda bir duvarda portal koyulacak yer varsa gelecekte olmayabiliyor. Oyunu oynarken bir şeyi aklınızdan çıkarmamanız gerekiyor: Sebep-sonuç ilişkisi. Şimdiki zamanda yaptığınız her şey geleceği etkiliyor ama gelecekte yaptığınız hiçbir şey şimdiki zamanı etkilemiyor. Testleri çözerken bunu aklınızdan çıkarmayın.

Eğer daha önceden Portal oyunlarını oynayıp da daha fazlasını istiyorsanız, bunu kesinlikle oynayın. Sağlam emek sarfedilmiş.

Dinlemesi çok zevkli bir müziği var oyunun.


Mod fena değildi. Eğer çok sıkılırsanız da oynayacak başka bir şey bulamazsanız oynayabilirsiniz.

Artılar:
+ Haritalar iyi tasarlanmış.
+ Yeni müzikler.
+ AR2 ve SMG atış sesleri farklı ve her ateş ettiğimde daha da çok ateş etmek istedim. Vuruş hissiyatini değiştirmiş.

Eksiler:
- Neredeyse hiç hikaye yok.
- Sıradan bir HL2 modu. Yine Gordon Freeman olarak oynuyorsunuz ve yine size verilen görevleri yaparak Combine öldürüyorsunuz. Bu kadar basit.

Moda emek harcanmış, bu kesin ve bu yüzden oyuna olumlu oy veriyorum. Yoksa yukarıda belirttiğim eksiler yüzünden olumsuz oy verirdim. Dediğim gibi, oynayacak bir şey bulamazsanız oynayabilirsiniz.

Oyunu çıktığı günden beri oynayan birisi olarak, yok abi, artık oynanmaz bu oyun. Sizin zamanınıza değer vermeyen, sadece paranızı önemseyen bir oyun. Oyun çıktığı ilk günden beri bir seri sorunlar var. Ses sorunları mesela, yanınıza koşa koşa düşman geliyor, ancak duymuyorsunuz. O derece berbat. Daha sonra bok gibi sunucuları var. Hem 20 tick, ki bunun yüzünden bir binaya girip hemen arkanızdan kapıyı kapatsanız dahi mermi sanki kapıdan geçiyormuş gibi ölebilirsiniz. Bunun nedeni siz ne kadar kapıyı kapatsanız da düşmanınızın ekranında kapı hala açık olmuş oluyor, 20 tick sunucuların suçu. Ayrıca 20 tick olmasının dışında da hep bi lag ve yüksek ping sorunu var, diğer oyunlarda yok.
Bir diğer sorun da eşleştirme sistemi. Her ne kadar oyunu çıktığı günden beri oynasam da aman aman bir oyuncu değilim. Ortalama bir oyuncuyum. Ve bu da oyunu sizi kanser etmesi için yeterli. Eğer KD değeriniz 1.0'ın üstündeyse bu oyun size hayatı dar edecek. Karşınıza hep en yüksek derecedeki düşmanlar gelecek, o sırada takımınıza oyunu oynamayı bilmeyen insanlar gelecek.

Sırada da neden sadece paranıza önem verdiğine geldik. Gelen etkinlikler sadece yeni skin ekliyor. Hiç süreli yeni mod gelmiyor artık oyuna. Eskiden her yeni etkinlik geldiğinde yeni, daha önce görülmemiş yeni bir mod gelirdi. Şimdi sadece skin ekleyip daha önceden eklenen modlar geliyor. Armed and Dangerous bilmem kaçıncı kez geldi mesela. Hani skinler iyi de değil çoğu zaman, daha önce satılan skinlerin sadece farklı renkli versiyonları. Bir de bu da yetmezmiş gibi heirloom'ları da farklı renklere boyayıp 160 dolara satmaya başladılar. Olabildiğince az efor sarf edip olabildiğince çok para kazanmaya çalışıyorlar.
Kaçırma korkusunu (FOMO) yenip bu oyunu silmek yaptığım en iyi seçimlerden olabilir. TITANFALL BU OYUN İÇİN Mİ ÖLDÜ LAN?

Aşağıdaki inceleme bu oyun ilk Steam'a geldiği sırada yani 7. sezon zamanında atılmıştır. Yukarıda da okuduğunuz gibi fikrim değişti.

Origin'de çıktığı günden beri oynuyorum. Kesinlikle en iyi Battle Royale oyunu. Diğer Battle Royale'lerin aksine, oyunda pusma yok ve oyun hızlı oynanan bir oyun. Karakterlerin özellikleri var ama yine de silahlardan güçlü değil. Yani demek istediğim, özelliklerle öldürmüyorsunuz, özellikler sadece savaşı kazanmanıza yardım ediyor. Ama oyuna başlayacak olan arkadaşların bilmesi gereken birkaç şey var.

-Sbmm (Skill Based Matchmaking) diye bir şey var. 1.0 KD üstüne çıkınca oyun size zehir oluyor. Hep sizden daha iyi oyuncular geliyor ve ağzınıza s*çıyor.
-Oyunda bazen ses sorunları oluyor ve oyunu yapan kodumun Respawn'ı oyun çıktığından beri bi düzeltemedi şu sorunu.
-Oyunda nerdeyse hiç bug yok ama eğer yeni bir bug bulunursa Respawn'ın bunu düzeltmesi aylarını alıyor çünkü adamlarda hotfix diye bir şey yok. Bir sonraki etkinliğe kadar anca düzeltiyorlar.
-Oyunda hileci de neredeyse hiç bulunmuyor. Dediğim gibi, oyunu çıktığı günden beri oynuyorum ve şu ana kadar ya 1 ya da 2 kez falan gelmiştir. Ama şöyle de bir durum var, yüksek ranklarda hileciler oluyor (Master ve Apex Predator) ama yine de çok değil. Bazen Respawn'da çalışan bazıları manuel olarak banlıyor onları.

Ama söylediğim negatif şeylere rağmen kesinlikle ortada bundan daha iyi bir Battle Royale yok. Yeni başlayacaklara kesinlikle bir denemelerini öneririm.

Entropy: Zero benim oynadığım en iyi HL2 modu olabilir. Human Error daha fazla şey katsa bile (sürülebilir apc, başka xen uzaylıları vs.), bence bu mod dizaynı, haritaları, müzikleri ve hikayesiyle şu anki en iyi Combine olarak oynadığınız mod olabilir. Oyunu ilk defa oynuyorsanız 2 ila 4 saat arasında sürebilir. Eğer bir veya iki defa oynadıysanız modu öğrendiğiniz için bu süre 1 saate kadar düşebilir. Şu an benim kayıtlarımda 14 saat diyor, bu demek ki en az 14 defa bitirmişimdir modu :D. Yani o kadar güzel bir mod. Hatta ne zaman Half-Life'ı baştan sona tekrar bitirmek istesem Entropy: Zero'yu da mutlaka oynuyorum, eksik etmiyorum. Modun sadece bir kişi tarafından yapılmış olması ise daha da etkileyici. 3. versiyondan sonra takıma daha fazla kişi geliyor tabii, ama yine de bir kişi tarafından yapıldığı ve 3. versiyona kadar tek bir kişi tarafından geliştirildiği gerçeğini değiştirmez.
Oyun, Gordon Freeman Şehir 17'ye G-Man tarafından salınmadan 11 ay öncesinde, Şehir 10'da geçiyor. Oyun ilk başta bir asi binasına baskınla başlıyor, daha sonra bir trenle Şehir 17'ye yolculuğa başlıyorsunuz. Bu iki olay arasında hemen bir atlama yapılmasının nedeni, aslında Bad Cop'un (evet karakterin adı bu) maskesiyle kaydedilmiş kayıtları oynuyorsunuz. Daha sonra asiler daha fazla erzak alabilmek için treni rayından çıkartıyor ve treniniz kaza yapıyor ve oyun başlamış oluyor.

Aslında oyunun başladığı yerden önce de bir hikaye var. Şehir 10'da Xen'de türeyen bir hastalık yayılıyor ve bu hastalık hem insanları hem de Combine'ları etkiliyor ve öldürüyor. Daha sonrasında sağlıklı olan siviller ve Combine askerleri Şehir 17'ye taşınıyor. Daha sonra farkediliyor ki bu hastalık soğukta daha az baskın oluyor. Bu yüzden oyunda oynarken mevsim kış ve hala bir sürü asi var. Hatta hastalığın yayılmaması için ölü bedenleri kazdıkları kuyulara atıyorlar. Üçüncü bölüm Low'da bize olan da bu. Barney bizi vurduktan sonra öldüğümüzü zannedip bizi bir çukura atıyorlar ve burada da hastalık kapıyoruz. G-Man de bu sırada Şehir 10'la bayağı bir ilgileniyor çünkü Combine Şehir 10'u terkettiğinden beri asiler Combine silahlarını falan çalıyor ve Şehir 17'ye gönderiyor. Bunun sonucunda da G-Man asileri yemek ve suyla ödüllendiriyor.G-Man daha sonrasında asilere son bir istek olarak treni raydan çıkarmalarını istiyor ve oyun başlıyor.
Bu arada oyundaki taretlerin bize karşı olmasının nedeni Lazslo'nun onları hacklemesi ;). Half Life 2'de görünen Lazslo'ya da böyle güzel bir önem ve arkaplan hikayesi vermeleri güzel olmuş.
Entropy: Zero oynanması biraz zor bir oyun. Bu bir eksi değil, tam tersine zor olmak için tasarlandığı için ve gerçekten de zor olduğu için artı bir yönü. Dark Souls gibi düşünün. Zor olması gerekiyordu ve gerçekten de zor olmuş. Aslında tam olarak zor da sayılmaz. Sadece oyuncular daha fazla hasar almaya ve daha fazla hasar vermeye alışmamışlar. Bu yüzden oyunun her yerinde bir sürü sağlık ve zırh buluyorsunuz.
Oyun Half-Life 2 ve modlarını çok oynayanlar için de yeni bir şey sunuyor ki oyun o kadar da boş olmasın. O da silah sekmeleri. Bu sayede oyun daha da eğlenceli oluyor. En azından benim için.
Oyunda aksiyon sahneleri bol ve gayet eğlenceli. Sizi tek başınıza hissettirmekte gayet başarılı. Sonuçta Şehir 10'da mahsur kalmış bir metro polisisiniz.
Ha bu arada, oyunu ilk açışınızda oyun zaten zor zorluk derecesine ayarlanmış şekilde başlıyorsunuz. Daha kolay olmasını istiyorsanız ayarlardan zorluğu düşürün.
Benim için bir oyunda müzik vazgeçilmezdir. Müziksiz oyun olmaz, çok boş olur. Entropy Zero'da duyduğunuz müzikleri muhtemelen daha önce de duymuşunuzdur çünkü oyundaki müzikler Half Life 2 ve Episode'larında bulunan müziklerin remixlenmiş versiyonu. Bir de birkaç tane de mod çıkmadan önce Spencer Baggett tarafından bestelenmiş Half Life'tan esinlenilmiş müzikler var ve bence gayet de güzel müzikler. Spencer Baggett'i tebrik ediyorum. Spencer Baggett aynı zamanda Entropy: Zero 2'nin de müziklerini yapıyor. Evet, oyunun devamı geliyor ve ilk oyundan çok daha büyük olacak :)
Bu modun da eksileri var mı? Tabii ki, her oyunda olduğu gibi.
-Bazı haritaların bazı bölümlerinde fps düşüşleri ve kısa takılmalar olabiliyor. Ama bu fps düşüşleri çok kısıtlı ve çok sık rastlanmıyor, sizi oyundan bıktırmıyor. Bu sadece bende de oluyor olabilir çünkü başkasının oynanış videolarını izlediğimde onlarda böyle bir sorun göremiyorum.
-Fener yerine bir gece görüş gözlüğünüz var. Fenere kıyasla ekranın tamamını parlattığı için daha avantajlı. Peki bunun neresi eksi diye sorarsanız gece görüş gözlüğünü açtığınızda ekran az da olsa pikselleşiyor. Ama bence bu görmezden gelinebilir bir eksi çünkü gece görüşü gayet iyi bir şey, her yeri görüyorsun.
- Bu arada bazıları mod çok karanlık demişler. Bunu 4. versiyonda düzelttiler, gönül rahatlığıyla indirip oynayabilirsiniz.

Genel olarak gayet güzel bir mod ve herkese indirip oynamalarını öneririm. Özellikle ikincisi geleceğini ve 2020 sonu veya 2021 başında çıkacağını düşünürsek o zamana kadar biraz oynayıp alışmakta fayda var çünkü oyunun ikincisi çok daha fazla şey vadediyor. Daha uzun oynama süresi, daha fazla silah, daha fazla düşman, ve en önemlisi, daha fazla Half Life hikayesi!

Açıkçası, mod kötü değil, ama iyi de değil. Oyun bildiğin normal Half-Life ama sadece birkaç değişiklik ile. Oyuna Beta ve Alpha versiyonundan bir şeyler eklemeye çalıştığının farkındayım, ama iyi yapamıyor.

-Gölgeler bug'lu, Anomalous Materials başlar başlamaz anlarsınız zaten, Barney'in gölgesi masadan geçiyor. Ama en azından gölgeleri kapatabiliyorsunuz (cl_shadows 0).
-Human Sergeant o kadar da iyi değil. Normal bir Human Grunt gibi, sadece skin'i değiştirilmiş gibi. Zaten Surface Tension'a kadar görmüyorsunuz bile. Surface Tension'a gelince de gördüğün Human Sergeant'lar bir elin parmağını geçmez.
-Normal oyunda olmayan buglar var. Mesela yivsiz tüfeğin mermisi kalmadıysa, başka bir silahtan tüfeğe geçiş yaparsanız, belli bir süre mermi doldurmuyor.
-Map geçişlerinde müzik duruyor, normal oyunda durmuyor.
-Aslında bu mod Steam'a gelmeden önce ModDB'den indirebiliyordunuz. Steam'daki Restored ve ModDB'deki Restore-Life arasında ufak birkaç farklılık var. Mesela Restore-Life'da giysi sesini açıp kapatabiliyordunuz. Auto-aim açıp kapatabiliyordunuz. Ama Steam versiyonunda öyle bir seçenek yok.
-Lazer mayınının duvara koyma animasyonunun son Half-Life versiyonunda neden kaldırıldığını anlayabiliyorsunuz. Mayını duvara koyana kadar çok süre geçiyor, özellikle bir çatışmada iseniz koyana kadar ölürsünüz zaten.
-Yeni modeller HD yapılmaya çalışılmış, ama yağlı boya tablosu gibi duruyorlar.

Ama artı yönleri de var mı? Tabii ki var. Ama eksileri geçemez.
+Gluon Gun'un mod değişimi iyi çalışıyor.
+El bombasını yakına atma animasyonu güzel bir yenilik. Normal oyunda zaten yakına hafifçe atılabiliyordu (yere bakarak atarsanız), ama sadece animasyon yoktu.
+Barney silahını kullanmadığı zaman yerine koyuyor.
+Yivsiz tüfek ve arbaletin idle animasyonları güzel.

Baktım Black Mesa erken erişimden çıkıyor, ben de çıkmadan bir inceleme yazayım dedim :)

Black Mesa, Crowbar Collective'in orijinal Half Life'ı daha iyi grafiklerle ve çok daha fazla iyileştirmelerle tekrar yaptığı bir oyun. O iyileştirmeler oyunun tamamında olsa da özellikle Xen bölümlerinde farkedeceksiniz. Oyunun her kısmı ayrı bir zevkli. Oyunun müzikleri bir harika, Joel reisin müzikleri efsane. Her Half Life severin denemesi gereken bir oyun bu.

• Oyunun grafikleri çok iyi
  
• Oyunun müzikleri harika
  
• Türkçe olmasa bile altyazı desteği bulunuyor. Orijinal oyunda altyazı olmadığı için çoğu kişi oyundaki karakterlerin ne dediğini dinlemeden oynamıştır. Altyazı sayesinde karakterlerin az çok ne dediğini anlayabilirsiniz.
  
• Xen. Orijinal oyunda Xen o kadar da iyi değildi ve aceleye getirilmiş gibiydi. Bu oyunda Xen baştan sona yeniden yaratılmış ve muazzam olmuş.

• Fps. Aslında fps beta 1.0'dan önce çok daha kötüydü ve çoğu zaman 60 fps altı alıyordum, en düşük ayarlarda bile. Şimdi fps çok daha iyi ve çok nadiren 60 fps altına düşüyor. Xen bölümlerinde 60'ın altına daha sık düşüyor ama yine de oldukça iyi. En az 60 fps almama rağmen bunu bir eksi olarak söylememin nedeni, bilgisayarım çok da iyi olmamasına rağmen 60 fps görüyorum ve Türkiye'de çoğu kişinin bilgisayarı CS:GO'da bile zar zor 60 fps veriyor ve bu tür bilgisayarlarda fps sıkıntı olabilir.