ricecakes




(Nasıl hissediyorsun?)
- İçimde tarifi olmayan bir his var. Bazen bunun varlığı bile yetiyor insana.
(Yine de hâlâ endişelisin, değil mi?)
- Ne yazık ki, hatta ve hatta dehşet içerisindeyim. O kadar belli ediyor muyum?
(Yukarıya bakmamak için elinden geleni yapıyorsun da...)
- Ah, o mu...
- Sana ondan bahsettiğimi hatırlıyorum.
(O da ne?)
- Ufak tefek şeyler işte.
(Ufak tefek şeyler seni niye bu kadar korkutuyor?)
- Bunu açıklaması biraz... güç.
Demir korkuluklara tırmanıp bacaklarımı aşağı sarkıtıyorum. Dipsizliğe ara ara ürkek bakışlar atıyorum, o da bana hırçın ve buz gibi nefesiyle karşılık veriyor. Biz de böyle anlaşıyoruz işte, tıpkı iki eski dost gibi.
- Bazen tüm dünya deli taklidi yapıyormuş gibi geliyor.
- Sanki beni var olmayan bir şeyin varlığına ikna etmeye çabalarcasına...
(Çok garip, değil mi?)