Recent reviews by Tygrysco

Hikâyesi ve oynanışıyla gayet harika iki temel yapı üstüne kurulu oyun. Bu ikisini de berbat etmede üstüne yok.

Oyunun başlarında her saçmalıkta ‘tamam her yapımda olduğu gibi bunlar da kabul edilebilir hatalar’ dedim kendi kendime. Birçok bilinmeyeniyle hikâye başta merak uyandırıcıydı ve oyunu oynamak için bir sebep oluşturuyordu. Ancak hiç beklemediğim anda oyunun en sıkıcı ara sahnesinde olabilecek en saçma biçimde hikâye bağlanınca oyunun bir anlamı kalmadı benim için. Kağıda yazılan şeylerin gerçekleşmesi hikâye için güzel bir temel oluşturuyor ama bunu hikâyede öyle bir yere konumlandırmışlar ki sanki hikâyede sıkıştıkları an buna sarılmışlar gibi geldi. ‘Oyunda birçok gizem mi var, o zaman başka bir bilinmeyenle onu çözelim’. Ara sahnelerin de kalitesi oyun ilerledikçe düşüyor. Sonlarda iki dakikada bir aynı flashback’i gözümüze sokup etkileyici olmasını kim bekledi acaba? Oyunun sonu saçmalıyor zaten. Epik bir hikâye tasarlamaya çalışıp bir o kadar da ucuza kaçılması üzücü. Gerçi pek üzüldüğüm söylenemez.

Hikâye gibi oynanışın da yaratıcı bir temeli var. Oyunun başında ‘iyiymiş lan’ diyorsunuz. Tabii aynı şeyi bilmem kaçıncı kez yapınca başka… Oyunun dizaynı şuradan şuraya anlamsızca yollardan git, oyun ilerledikçe daha fazla olacak şekilde yine anlamsızca önüne serpiştirilen 3 çeşit düşmanı vur. Hele bazı sekanslarda hiçbir sebep yokken elimizdeki tüm silahları alıp tekrar oyunun ilk saatindeymişiz gibi 'aa hiçbir şeyin yok artık çok tehlikedesin' demesi... Oyunun 8. saatindeyim, bu kadar ucuz numarayla gerçekten oyuncuyu etkilemeye mi çalışıyorsun? Bölümleri tasarlarken bilerek mi yaptılar bilmiyorum ama birçok yeri ışıktan ışığa koşturarak geçtim zaten. Düşmanlara saldırmama bile gerek kalmadı. Tabii bence oyun tasarımının sığlığından kaynaklı.

Yeni bir Max Payne yapmaya çalışmışlar galiba. Bunu oyunun birçok yerinde hissettim. Ne kadar başardıkları ortada. Zamanında oynasaydım bu kadar gömmezdim ama zamanına göre bile kötü. Oyuna resmen sinirlendim. Yorumlarına ve puanlarına bakınca gördüğüm ve oynadığım bence en ‘overrated’ oyun.

güzel

Zamanı ileri ve geri sararak çözdüğünüz tadımlık bir bulmaca oyunu The Gardens Between. Bulmacaları çözmek keyifli ancak kolay. Kısa süresinden dolayı bulmacaların kolay olması çok da sorun olmuyor. İçinizi ısıtan minik de bir hikayesi var.

Refunct'a tam olarak bir oyun diyemeyiz. Hem çok kısa sürüyor hem de oyunun pek bir amacı yok. Oynanış mekanikleri bir birinci şahıs oyuncu oyunu için oldukça özgün. Duvardan duvara zıplayarak ilerlemek çok zevkli. Bu oynanış mekanikleri normal bir aksiyon birinci şahıs oyununda kullanılsaydı çok daha zevkli olurdu. Yine de oyun bu haliyle bile size huzurlu bir yarım saat geçirtiyor.

Önceki oyunların üzerine çok bir şey katamıyor ve eğer önceki oyunları oynamışsanız, bu oyunda biraz sıkılabilirsiniz. Yine de oyun oynamaya değer. Animeye göre biraz daha farklı ilerliyor ve büyük savaşlar çok zevkli. Multiplayer kısmında oyuncu bulabiliyorsunuz ancak öyle çok dolu değil.