''İşittim ki, bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla milli meclise davet etmedim. Herkes kararında özgürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu mukaddes davaya inanmış bir insan sıfatı ile buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta, hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağını alır, bu şekilde Elmadağı’ na çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı savunurum. Kurşunlarım bitince de bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunları ile yaralanır, temiz kanımı, mukaddes bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim! ''

Atatürk'ün 23 Nisan 1923 tarihindeki konuşması.

"I heard that some of our friends wanted to go back to their hometown, using our poverty as an alibi. I have never invited anybody to the national assembly by force. Everybody is free in their decision, others can join them too. I have decided not to go to anywhere as a person who have believed this sacred cause. In fact, all of you can go. This Asker Mustafa Kemal takes his mauser, puts his ammunition on top of his chest, takes his flag with his other hand, climbs mountain Elmadağı with this loadout, defends his country until his last bullet. When I run out of bullets, I wrap my incapable body with flag, get wounded by enemy projectile, die alone and let the flag drink my clean blood. I have sworn for that! "

Atatürk's speech on 23'rd of April, 1923 (The day when national assembly has opened.)