Recente recensies door Gökhan

Japon yemeklerini sefer tasımıza şekilli şukullu yerleştirerek yavru kediler için daha lezzetli gözükmesini sağladığımız bir bulmaca oyunu.

127 bulmaca var. 45 tanesini çözdüm. Başta çok basit başlıyor fakat gittikçe zorlaşıyor. Opeth'in yeni albümünü dinlerken çözerim diye oynayayım derken bir ânda kafa patlatmaya dönmeye başladı. İlerisi nasıl merak ediyorum. Yine de absürt bir zorluk beklemiyorum.

Japon yemeği dedim de canım Tteokbokki çekti, acilen Korelee'ye gitmem lazım.

https://gtm.steamproxy.vip/sharedfiles/filedetails/?id=3370295090

https://gtm.steamproxy.vip/sharedfiles/filedetails/?id=3366825715

Güzel, hoş düşünülmüş ama bende çok fena "Motion Sickness" yaptı. Normalde "Third Person" açılı oyunlarda bu şekilde rahatsız olmam fakat bu cidden rahatsız etti. Ben yaşlanıyor da olabilirim, bilemiyorum.

Kod yazarken odağımı toplamak için arada Arı Vız Vız Vız şarkısını söylerim, o yüzden fiyatı da %95 indirimle $0.64 USD'ye düşünce bir denemek istedim. Normal arıyız, uçuyoruz. Beetro denen Nitromuz var daha hızlı uçabilmek adına. Arılara özel Bee Vision'umuz var özel çiçekleri görebilmek adına. Bunun dışında çiçeklerden polen toplayıp milleti sokuyoruz ama sokmalarıma tepki veren olmadı. Bir ara bir eşek arısıyla karşılaştım ve vs attık.

Çok detaylı bir şey değil. Motion Sickness olmasam etrafta chill chill uçmak için almıştım ama maalesef 30 dakika bile dayanamadım. %95 indirimli fiyatına deneyebilirsiniz, daha fazlasına gerek yok. Bölünmüş ekran co-op da var sanırım ama denemedim.

Bu arada oyunun bana önerdiği nick Beescuit, çok hoş. Bir diğer not da açık havada yemek yemekten nefret ederim çünkü arılar hep bana musallat oluyor.

Warhammer 40,000: Gladius'un yaratıcılarının elinden çıkmış, yine ona benzer tur bazlı 4X strateji oyunu. Öncelikle bu türe aşina olmayanlar için strateji oyunu nedir, onu açıklayayım.

4X aslında Explore, Expand, Exploit, Exterminate anlamında kullanılmaktadır. Bu türdeki oyunlarda, ki en bilinen örneklerinden birisi Sid Meier's Civilization, yönettiğiniz bir ülke veya faction olur. Bu yönettiğiniz faction'ı genişletirsiniz, güçlendirirsiniz, kaynakları ele geçirir ve diğer factionları sömürürsünüz ve düşmanlarınızı yok edersiniz. Tabii, tur bazlı olmak zorunda değil. Bu oyun tur bazlı bir 4X strateji oyunu olduğu için Civilization örneğini verdim.

Bu oyun post apocalyptic dediğimiz kıyamet sonrası bir evrende geçiyor. Aralarında "İnsanoğlu"nun da bulunduğu 8 farklı faction seçebiliyoruz. Bu post apocalyptic evrende, yönettiğimiz uygarlığı hem haritada başı boş saldıran yaratıklara karşı savunarak hem de diğer uygarlıklarla savaşarak veya diplomasi gibi diğer yöntemlerle hayatta kalmaya çalışıyoruz.

Oyunda direkt bir hikâye anlatımı yok. Oyuna başlarken o evrene giriş olarak kısa bir hikâye anlatımı var, sonrası oyunda gerçekleşen eventlerle tetiklenen metin okumalarla ve keşiflerle lore'u öğrenme denilebilir. Bir nevi bu tarz oyunlarda zaten hikâyemizi kendimiz yazıyoruz.

Grafikler üst düzey olmasa da yansıtmak istediği atmosferle uyumlu ve böyle bir strateji oyunu için yeterli. Yine aynı şekilde birim seslendirmeleri, müzikler ve diğer sesler de o evrenin atmosferiyle uyumlu ve sizi o atmosferin içine çekiyor. Kullanıcı arayüzü biraz basit kalmış ama karmaşık değil. Bu türe yeni girecek oyuncular için tutorial yok denecek kadar yetersiz fakat Compendium denen bir oyun içi yardım arayüzü var. Oyunun ayrıca multiplayer desteği de mevcut.

Oyun genel mânâda hoşuma gitti açıkçası. Bu tarz oyunları zaten çok sevdiğim için ve birinden sıkılınca diğerine geçtiğim için gerek tema gerek atmosfere girme açısından hoşuma gitti. Oynanış zaten bana yabancılık hissettirmedi, alışık olduğum oynanış.

Normalde oyun $39.99 USD gibi bir fiyata satılırken MENA fiyatlandırması $19.99 USD olmuş. Ama bu fiyata değer mi? Eğer bu türün hastası değilseniz ve/ya bu tarz oyunlara yeni giriş yapacaksanız bu kadar parayı bu oyuna vermek yerine indirimde deneyebilirsiniz. Muhtemelen kısa sürede indirim de görür.

Bu oyunun videosunu ilk gördüğüm zamandan beri oyunu hayranlıkla bekliyorum. Öyle ki, normalde kolay kolay oyunların demosunu oynamam, tamamen vakit kaybı olarak görürüm; fakat demosunu denediğim nadir oyunlardan birisidir Empire of the Ants. Önce demoda kafamda soru işareti oluşturduktan sonra, oyunu Digital Deluxe Edition satın aldığım için çıkışından 2-3 gün önce oynamamam sonucu bu soru işaretleri daha da netleşti ve bende biraz hayal kırıklığı oluştu.

Oyunun grafiklerine, seslerine ve müziklerine diyeceğim bir şey yok. (Karıncaların seslendirilememesini bir nebze anlıyorum.) Grafikler güzel. Aşırı üst düzey bir şey olmasa da motion blur ve birkaç teknik sayesinde güzel görüntüler elde ediliyor. Oyun zaten Unreal Engine 5 ile geliştirilmiş ve bu yönden tatmin edici. Müzikler de rahatlatıcı, hoş türden müzikler. Böceklerin ayak, uçuş sesleri vs. de böcek fobiniz varsa irrite edici cinsten.

Oynanışa gelirsek, burada biraz hayal kırıklığı yaşadım. Oyunda bir komutan karıncayı kontrol ediyoruz. Bu komutan karınca ile savaş alanında dolaşıp, lejyon karıncalarımıza emirler yağdırarak ve inşa ettiğimiz binalarla elde ettiğimiz çeşitli buff yeteneklerle onları destekleyerek düşmanlara karşı savaşıyoruz. Buraya kadar her şey tamam aslında. Strateji oyunlarını da severim ve bu tarz sahada bir karıncayı kontrol ederek yönettiğimiz ordular aslında Mount & Blade benzeri bir savaş deneyimi sunuyor.

Oyun size üs olarak her yere inşa etmenize izin vermiyor. Haritada "Outpost" dediğimiz önceden belirlenmiş noktalar, yuvalar var. Oraları ele geçirip oralara binalar inşa edebiliyoruz. Yani haritada istediğim yere gideyim şuraya bir yuva kurayım bir üs kurayım yapısı mevcut değil. Takdir edersiniz ki bu da aslında böyle bir oyunda elimizden büyük bir özgürlüğü alıyor. Outpost'lara inşa ettiğimizde farklı farklı türde binalar inşa edebiliyoruz ama bunlar da biraz sınırlı olsa da bir RTS oyunu için yeterli de diyebilirim. Burada bir başka sıkıntı ortaya çıkıyor, her bir outpost sadece bir tane lejyon üretmenize izin veriyor. Yani atıyorum o outpost'tan bir "Worker Lejyonu" çıkarttıysanız "Warrior" ya da "Ranged" lejyonu çıkartamıyorsunuz veya 2. bir Worker lejyonuna da izin yok. Sadece bunu 1'den 2'ye yükseltmek için bir bina yapmanız gerekiyor, o zaman o Outpost'tan 2. bir lejyon çıkartılabiliyor. Bu da bence oynanışı sınırlıyor ama zaten bunun asıl sebebi Outpost sisteminin olması. Yani baştan yanlış.

Birimler çok sınırlı. Worker, Gunner, Warrior temel birimlerimiz. Worker birimler haritadan kaynak topluyor. Bu kaynaklar da yiyecek ve odundan ibaret, bu da oldukça sınırlı. Warrior, yakın mesafeli temel saldırı birimimiz. Gunner ise Uzak mesafeli temel saldırı birimimiz. Bunlar dışında Support ve Predator birimlerimiz var. Multiplayer'a girerken bir tane Support ve Predator birimi seçebiliyoruz ve oyunda onları üretebiliyoruz. Support olarak Aphids, Snail ve Rhino Beetles var. Predator olarak ise Dor Beetles, Rose Chafers, Hornets mevcut. Ürettiğimiz birimlerin upgradeleri ise o kadar detaylı değil. Örneğin Warrior birimimizi Veteran Warrior yapabiliyoruz. Çok detaylı bir upgrade seçeneği mevcut değil.

Fakat oyunda benim için en büyük sıkıntı dediğim gibi Outpost sistemi. Bu sistemin getirdiği bir başka olumsuz şey ise aslında karınca yuvalarına giremememiz. Yahu ben yer üstünde gezebildiğim gibi inşa ettiğim Outpost'un içinden yer altına da girmek isterim. Madem outpost yapıyorsunuz, her yere özgürce yuva kuramıyoruz, neden yer altına da giremiyoruz? İyice özgürlüğü sınırlıyor bu durum ve benim hiç hoşuma gitmedi. Hikâye modunda, 20-25 saatlik olduğu söyleniyor, hikâye icabı yer altına girebildiğimiz yerler olabilir emin değilim ama normal bir durumda yer altında özgürce dolaşamıyoruz.

Oyunun bir de hikâye modu mevcut, görevleri yaparak ilerliyoruz ve basit yan görevler de var. İşte şu cismi keşfet, şunlarla konuş gibisinden. Bana çok ilgi çekici gelmedi. Zaten hikâyede aldığımız görevde de konuştuktan sonra harita yükleniyor ve gidip karınca yönetip savaş yapıyoruz yani çok bir esprisi yok. Bu hikâyeye kasacaklarına oynanışı biraz daha özgür tutarak bir Sandbox hâline getirselerdi daha güzel olurdu.

Online modlarına gelecek olursak, 1v1, 3FFA ve Custom mod mevcut. 1vs1 ve 3FFA için Ranked deniyor ama çok uzun ömürlü olup olmayacağından emin değilim. Custom Mod'da baktığıma göre 21 tane harita mevcut. 2 ve 3 kişilik haritalar mevcut, daha fazla oyuncuya izin vermiyor. Online ve Custom modda sadece karıncalar birbiriyle savaşıyor. Hikâyede çok ilerlemedim ama Termit ve Firebuglarla savaşıyorsunuz, ileride başka böceklerle savaşlar var mı bilmiyorum.

Oyunu gamepad ile de sıkıntısızca oynayabilirsiniz, benim tercihim klavye - fare oldu. Yönettiğiniz karıncanın direkt bir savaş yeteneği yok, emir ve buff veriyorsunuz. Bunun dışında düşman yaratıklara yakın kalırsanız ve canınız sıfıra düşerse basede tekrar doğuyorsunuz.

Bu fiyata değer mi? Bence değmez. Benim için, özellikle Sandbox olma ve özgürce yuva yapma, hem yerin altında hem yerin üstünde dolaşma açısından büyük bir hayal kırıklığı oldu. Oyunun sadece yerin üstünde olmasını değil yerin altında da olmasını isterdim.

Kısa sürede %50 indirim göreceğine inanıyorum ve iade edeceğim. Standart sürüm 10-15 dolar civara düştüğünde ilginize göre deneyebilirsiniz.

https://gtm.steamproxy.vip/sharedfiles/filedetails/?id=3356728953

Red Dead Redemption 2 bilgisayara ilk çıktığında bitirip hayran kalmıştım. Oynadığım en iyi oyun diye kesinlikle söyleyebilirim RDR 2 için. Daha sonra merakla RDR 1'in bilgisayara çıkışını bekledim ve sonunda o gün geldi. Oyun konsola 2010'da çıkmıştı, bilgisayara 2024'te yani tam 14 yıl sonra çıktı.

Oyunun hikâyesi RDR 2'den sonrasını konu alıyor. Yani RDR 2'nin bittiği yerden devam ettiği bir oyun. Hikâye olarak sıralama ters. Benim açımdan bu yönden önce RDR 2'yi oynamış olmak daha iyi oldu, zira hikâyede sıralama benim için önemli bir konu.

Grafiksel olarak bir iyileştirme mevcut değil, yani bir RDR 2 grafiği beklemeyin bu oyundan. 2010 dönemine göre iyi olsa da günümüze göre eski olduğunu hissettiriyor fakat öyle bariz bir bunaltıcı eskilik veya sıkıcılık mevcut değil. Rahat rahat oynarsınız yani, grafik konusunda aşırı takıntılı biri değilseniz. Müzikler, seslendirme, karakterler, hikâye vs. zaten güzel.

Optimizasyon konusuna gelirsek, 3840x2160 çözünürlükte Ultra ayarlarda DLSS kapalı bir şekilde i9 12900k ve 3080 Ti ile V-Sync açık 60 FPS sabit oynuyorum. Tabii o döneme ait sistemlerle asıl kıyası yapmak lazım ki optimizasyon konusunda net bir şey söyleyebilelim.

Tabii bu oyun 2. oyunla ister istemez kıyaslanıyor ama dönemi düşünüldüğünde yine adamlar yaşayan bir dünya yapmışlar ve oynarken gerçekten keyif almaya başlıyorsunuz. Yahu kasabada dolaşıyorum boş boş, uzaktan 5-6 atlı havaya ateş ede ede kasabaya giriyor. Bir baktım atlılardan birinin arkasına bir adam bağlamışlar sürüklüyorlar. Kasabanın çevresinde bir iki tur attılar ve havaya sıka sıka gittiler. Ağzım açık izledim bunlar n'apıyor diye. Her neyse, biraz dağda takıldım şerife yardım ettim görev yaptım sonra çiftliğe döndüm eve gireceğim dükkanlardan birinin önünden bir dal yaprak bana selendi. "Tavuk kafa, gel kapışalım errrrrrrkeksen gel" diyor. İyi dedim sen kaşındın. Geçtik düelloya, adamı delik deşik ettim. Sonra da üzerinde bulunan 6 mermisiyle 4 dolarını aldım ve şimdi eve gidiyorum yatıp uyuyacağım.

O vahşi batının vahşiliğini sonuna kadar hissettiriyor anlayacağınız. Derseniz ki 50 dolara değer mi? O biraz size bağlı. Bence değer ki verdim. Oyun 14 yıl öncesinin bir oyunu ama her ne kadar 14 yıl öncesinin bir oyunu olsa da benim için yeni bir oyun, çünkü ben konsol oyunlarını takip etmiyorum, bilgisayara geldiğinde alıp oynuyorum.

Oynanışın nasıl olduğunu gösteren tutorial tarzı bir şey yok. Sadece ayarlara yazılmış. Bir şekilde deneye yanıla nasıl tost yapacağımı çözdüm. Malzemeleri hazırladım. Müdürün kantinciye yaptığı tostu yapıp zengin olma hayalleri kurarak dükkanı açtım. İlk müşterim geldi, siparişi verdi. Tostu bir güzel yaptım. Yahu tostu adama teslim ediyorum kolasıyla beraber adam almıyor. Kese kâğıdına koyuyorum almıyor. Önüne koyuyorum almıyor. Kafasına fırlatıyorum yine almıyor. Adam tost yemeye gelmemiş bildiğin dalga geçmeye gelmiş. Siparişte eksik de yok.

https://gtm.steamproxy.vip/sharedfiles/filedetails/?id=3356485751

Yahu bir tutorial koymak bu kadar mı zordu? Oyun zaten tost yapmaktan ibaret. Şu tost makinesinin kapağını nasıl açacağını, müşteriye tostu nasıl fırlatacağımızı göstermek çok mu zordu? Basit bir tostu bile satamadım. Erzurum'dan daha iyi ama 4.5 dolara değmez.

Adından ve ekran görüntülerinden merak ettim ve denemek için aldım. Giden $0.99 oldu. Okul projeleri daha oynanabilir olur. Böyle bir oyun neden var, bilmiyorum. Anlam veremiyorum. Bir de %77 olumlu yorum atılmış. Hiçbir şekilde anlamlandıramıyorum bu durumu.

Hâlâ anlam veremiyorum. Yapımcı Türk değil. Yapımcının diğer oyunlarına bakıyorum, alayı hentai. O kadar anlamsız ki...

X-Plane 12'ye bir oyun, hatta bir simülasyon oyunu demek yanlış olur. İçerisinde birçok toolun bulunduğu, plugin desteğine sahip bir ultra gerçekçi uçuş simülasyonu diyebiliriz. Kendi içerisinde gelen birçok uçağın yanı sıra plane maker toolu sayesinde kendi uçağınızın modelini istediğiniz gibi tasarlayabilirsiniz. Bu uçağınız isterseniz insanlı olabilir isterseniz insansız bir araç olabilir. İster fixed-wing tasarlayın ister quadrotor. Bunun yanı sıra geniş plugin ve geliştirme desteği ile tasarladığınız uçağı da gerçek bir otopilota bağlayıp gerçekçi bir uçuş simülasyonu elde edebilirsiniz.

Piyasada açık kaynak birçok otopilot yazılımı var ve bunlar genel olarak ticari amaçla kullanılan çeşitli dronelarda kullanılıyor. Ardupilot veya Px4 verebileceğim en bilinen örnekler.

https://ardupilot.org/

https://px4.io/

Bu otopilot yazılımlarını, X-Plane 12'ye bağlayıp otopilotları gerçek bir uçuştaymış gibi gerçek parametrelerle simüle etmeniz mümkün. Bunları bir de çeşitli açık kaynak yer kontrol istasyonu yazılımlarıyla, benzer iletişim protokolüne sahip örneğin bu verdiğim örnek otopilotlar MAVLink konuşuyor, kontrol etmeniz de mümkün. En bilinenleri QGroundControl ve Mission Planner.

https://qgroundcontrol.com/

https://ardupilot.org/planner/

Bu tarz simülasyon araçlarıyla ve elinizin altında internet varken yapabilecekleriniz tamamen sizin hayal gücünüz, bilgi birikiminiz ve yapma isteğinizle sınırlı. (Biraz da İngilizce bilginiz.) Limit sizsiniz. ;)

https://youtu.be/aRJxsnf24k4

This game aims to simulate global politics by making nearly every country in the world playable. However, it lacks proper research into basic aspects of the countries it portrays, such as the people, politicians, military strength, and culture. For instance, Turkey is inaccurately represented as if it were an Arab country, with the head of state depicted as an Arab and every army commander and politician appearing the same. This is a major oversight and fails to reflect the true diversity and characteristics of Turkey. (Just look my profile photo, do I look like an Arab?)

https://gtm.steamproxy.vip/sharedfiles/filedetails/?id=3353122175

The lack of detailed research means many countries feel generic and untrue to reality, undermining the game's core objective. Furthermore, the graphical user interface is poorly designed, making navigation frustrating. While the game appears to offer a wide range of options related to politics and diplomacy, most are superficial and lack meaningful impact. The AI frequently makes illogical and unrealistic suggestions.

I cannot recommend this game. Do not waste your money or time. I will be requesting a refund.

Bakireyi kurtarmak için bir maceraya atılmaya ne dersiniz?

https://gtm.steamproxy.vip/sharedfiles/filedetails/?id=3346912336

Oynanış, diyaloglar okuyup bunlara göre seçim yapma üzerine ilerliyor ama değişik bir oynanış tarzı var. Oyunda 4 farklı karakter var. Bu karakterleri oynayarak seçimler yapıyoruz ve karakterlerin bazı traitlerini açıyoruz. Bu traitleri açtıkça, bir karakteri oynarken diğer karakterin hikâyede nasıl davranacağını sahneyi oynamaya başlamadan traitler sayesinde seçebiliyoruz ve buna göre farklı sonlara erişebiliyoruz. Her bir karakterin 4 traiti var. Bir sürü son var. Her bir karakterin tüm sonlarını tamamlayınca mektup elde ediyoruz ve hikâyenin sonuna doğru ilerleyebiliyoruz. Karakterlerin farklı sonlarına ulaşmaya çalışmak, diyalogları ezberleyince sıkıcı gelmeye başlayabilir fakat oyun zaten toplamda 2 saat falan sürüyor ve bazı diyalogları eğer ezberlediyseniz hızlıca geçebilirsiniz. Tüm karakterlerin tüm sonlarına erişince de oyunun son kısmına başlıyoruz ve gerçekten duygu dolu bir sonu var bence. Gerek oynanışı gerek hikâyesi, sonu ve müzikleriyle oynanmayı kesinlikle hak ediyor. Çizimler de ayrıca çok tatlı.

Fiyatı yüksek gelebilir, mâlûm dolar kuru. En fazla %30 indirim görmüş ve $4.05 gibi bir fiyata düşmüş. Daha da düşük bir fiyata görürseniz alın derim. Ben USD'ye geçmeden önce almıştım ama şuanki hâli fazla bence.

Dipnot: Türkçe dil desteği var, çeviri idare eder.