Oyun zormu ???? yooo değil . Sadece oynarken sağ solunuzda kimse yada herhangi bir şey olmamasına dikkat edin .
Bazı normal canavarların bosslardan daha kanser etmesimi desem , mekanların harika tasarımları ve boss fightlardaki müziklerin şaheserliğimi desem , bossların kanser etmesini katmıyorum bile ama bi yerden sonra bossların combolarına alışılması ve her seferinde bu sefer kesicem diyip saçma bir şekilde ölmekmi desem . İşin sonucu Dark Souls 3 harika bir yapım olmuş ve bitirme layığına erişmek gurur verici :)

Oyunu birden çok kez bitirince aslında oyunun o kadar zor olmadığını anlıyorsunuz . Oyun size yapmanız gereken ipucularını vermiyor sizin bulmanızı istiyor , olayda orda patlak veriyor . Nerede ne yapmanız gerektiğini bildiğinizde oyun çok kolay geliyor . Yalnlızca Nameless King denen şahsiyet biraz uğraştirdı , diğer bütün bossları tekte veya ikinci seferde geçtim .


DLC'lere gelecek olursak ;

İlk dlc olan Ashes of Ariandel soğuk mekanları sizi iliklerinize kadar donduruyor . Buda yetmezmiş gibi kurtlar ve devasa vikingler sizi rahat bırakmıyor . İlk boss olan avcı ve kurt bossu gereğinden kolay olduğundan biraz şüphelendirmişti ki şüphelerim de haklıymışım . Sonunda gelen Sister Friede denen kadın bi güzel canıma okudu .Kadını kesmemiz yetmezmiş gibi birde babasının çıldırıp kızıyla bize saldırması. Allah'tan 2. faz kolaydı . Babayı da kestikten sonra bi Friede ablamız son fazında bir güzel sinir etti beni . İşin sinir eden yani son fazda öldüğünüzde en baştan başlaması . Neyse bir şekilde Friede denen kadını öldürdükte ilk DLC'mizi bitirdik .

İkinci dlc olan The Ringed City'de her şeyin daha zor olacağını biliyordum ama o melek yaratığının yürümemize bile izin vermediği kısımlarda , ağaç dallarında hem yürüyüp hemde meleğin ışınlarından kaçayım derken 3-5 kere ağaçtan düşüp ölmek baya bi sinir etmişti . Yine aynı şekilde bu dlc'nin başında da ilk 2 boss nedense çok kolaydı ama son boss olan Gael bana aşırı eğlenceli gelmişti . Tek can barında 3 faz olması nedense eğlenceli gelmişti . Özellikle 3. fazdaki hareketleri ve saldırılarında yarattığı efektler ve arkada çalan muazzam boss müziği acayip haz aldırmıştı bana . Son boss olan Gael'i de kestikten sonra bonfireyi yakıp kenarına oturdum ve ekrana 5-10 sn boş bakmıştım . Dark Souls 3'ün tüm DLC'leri bitmişti . Bir yandan çok sevinmiştim DLC'leri bitirdim diye öte yandan yine bir bitiş hikayesi hüzünlendirmişti . Çok acayip bir oyun ne kadar bitirseniz bitirin çekiyor oyun sizi .

Son olarak oyunu 4 kere klavye-mouse ile bitirdim . Kontrolleri hiçte zor değidli .

Oyuna ilk başladığımda ne yapacağım hakkımda bir fikrim yoktu . Hiç bir araştırma yapmadan başladık oyuna . Oyunun ortak alanı Firelink Shrine 4-5 yere açılan bir yer ve oyuna yeni başlayan birisinin ilk nereye gideceğine dahil hiç bir gösterge yok . Bende New Londo Ruins denen yere gittim daha oyunun başında . Tabi bi güzel dayak yedim geri geldim . Sonrasında ilk bölgeye ulaştık kazasız belasız . Oyunda biraz ilerledikten sonra tasarımı çok hoşuma giden Anor Londo'ya geldim . Zaten ilk başta manzaraya bakmaktan kıpırdayamıyorsunuz. Anor Londo'nun bossu olan Ornstein ve Smough denen bossa ben 35 lvl elinde onlara göre kıymık misali bir kılıçla saldırıyordum ve hasar çıkartamıyordum . Ama onlar beni her seferinde tokat manyağı yapıyolardı . Daha fazla bu zulüme dayanamayıp sinir patlaması yaşayıp oyunu bırakmıştım.

Oyuna 3-5 ay ara verdikten sonra internette iyice araştırma yaparak ''Emin Çıtak'' adlı bir YT kanalıyla karşılaşmıştım. Bu arkadaş souls-like türü oyunların piri gibiydi.Bende bu arkadaşı izledikten sonra yaşadığım onca eziyetin tam bir zaman kaybı olduğunu anladım ve oyuna tekrardan yeni bir karakterle başlama kararı almıştım .Bu arkadaşın verdiği taktikler sayesinde oyun beni için işkenceden eğlenceli hale gelmişti .

Ornstein ve Smough'a kadarki bossları hiç zorlanmadan tekte geçmiştim .Sırada bana oyunu bırakan Ornstein ve Smough bossları vardı onları da tekte geçerek ekrana bi 3-4 sn baka kalmıştım. Bana oyunu bırakan bosslar bunlarmı diye . Sonrasında oyunda hiç farm yapmamıştım . Farm yapıp karakterinizi normalden çok daha güçlü hale getirebilmek sıkıcı olsada arkada müzik açıp 1-2 saat farmlamıştım. Oyunu rahat rahat bitirmek için 1-2 saat hiç bir şeydi . Ornstein ve Smough bosslarından sonraki tek bir bossta 3 defa öldüm oda The Bed of Chaos . Bu boss sizi aşağıya atmaya kodlandığı için düz yoldan sizi aşağıya atıp öldürüyor yoksa kolay boss . The Bed of Chaos denen bossuda öldürdükten sonra oyunun kalan bosslarınıda tekte geçip (DLC'ler dahil) oyunumuza karanlık lord olarak bitiriş yaptık ve o credits ekranı akarken hüzünlü bir şarkıyla oyunumuza veda ettik .

Bu arada oyunu 3 kere klavye-mouse ile bitirdim . Hiçte zor değildi kontroller .

Oyunu ilk bitirmemde ki tüm yardımları için Emin Çıtak'a sonsuz teşekkürler :)

Bir FromSoftware oyunu daha bitmiştir . Teşekkürler Hidetaka Miyazaki :)