Instalează Steam
conectare
|
limbă
简体中文 (chineză simplificată)
繁體中文 (chineză tradițională)
日本語 (japoneză)
한국어 (coreeană)
ไทย (thailandeză)
български (bulgară)
Čeština (cehă)
Dansk (daneză)
Deutsch (germană)
English (engleză)
Español - España (spaniolă - Spania)
Español - Latinoamérica (spaniolă - America Latină)
Ελληνικά (greacă)
Français (franceză)
Italiano (italiană)
Bahasa Indonesia (indoneziană)
Magyar (maghiară)
Nederlands (neerlandeză)
Norsk (norvegiană)
Polski (poloneză)
Português (portugheză - Portugalia)
Português - Brasil (portugheză - Brazilia)
Русский (rusă)
Suomi (finlandeză)
Svenska (suedeză)
Türkçe (turcă)
Tiếng Việt (vietnameză)
Українська (ucraineană)
Raportează o problemă de traducere
Bir çocuğun bana baktığını fark ettim öylece beni izliyordu. İçim el vermedi onada meyve suyu sandviç ve çikolata aldım verdim bir kenara oturup yemeye başladı. Tam o sırada annesi geldi. Bir çocuğa bakıp bir bana baktı. Gözleri yaşardı ağladı ağlayacak.
Bunu sen mi aldın dedi. Bende evet dedim. Kadın birden ellerini açtı ve bana ;
Allah senin belanı versin. Aç karnına tahlil yaptıracaktık. Senin yüzünden yarın tekrar bu kadar yolu çekmek zorunda kalacağım dedi. Ağzımın kenarından marul sarkık bi şekilde yüzümdeki şok ifadesiyle dona kaldım.