Recent reviews by STAR-LORD

🎮 Titan Quest 2 – Efsanenin Küllerinden Doğan Yeni Bir Mitoloji

ARPG (Action Role-Playing Game) türü, hızlı tempolu savaş sistemleri, karakter gelişimi ve loot odaklı yapısıyla oyun dünyasında özel bir yere sahiptir. Bu türün öncülerinden biri olan Diablo serisi, karanlık atmosferi, tatmin edici savaş yapısı ve rastgele üretilen zindanlarıyla ARPG'nin temel taşlarını atmıştır. Titan Quest serisi ise bu yapıyı antik mitolojilerle harmanlayarak kendi özgün yolunu çizdi. Titan Quest 2, Diablo’nun mekaniksel derinliğini, yetenek ağacı karmaşıklığını ve loot bağımlılığını korurken; bu yapıyı Yunan mitolojisinin görkemli evrenine taşıyarak hem Diablo hayranlarını cezbedecek, hem de mitoloji tutkunlarına bambaşka bir ARPG deneyimi sunacak güçlü bir yapım olarak öne çıkıyor. Özellikle Titan Quest 2’nin daha aydınlık ama bir o kadar da mistik atmosferi, Diablo’nun karanlık gotik havasına bir alternatif arayanlar için adeta biçilmiş kaftan.

🔱 Başlangıç: Tanrılar Yine Rahatsız Edildi

Titan Quest 2, ilk oyunun mitolojik atmosferini çok daha rafine, modernize ve derinleştirilmiş bir biçimde günümüze taşıyor. Oyun, oyuncuyu antik Yunan’ın büyüleyici ama bir o kadar da acımasız topraklarına yeniden davet ediyor. Hikâye bu kez Nemesis üzerine kurulu ve Titanlar’ın gölgelerinden çıkan yeni bir tehdidi merkeze alıyor. Zamanla tanrıların inancını sarsan bir kaos, hem tanrılar katını hem de insanların dünyasını sarsıyor.

İlk oyundaki klasik “kahramanın yükselişi” teması korunmuş olsa da, Titan Quest 2 bu hikâyeyi çok daha kişisel, çok daha karanlık ve yoğun bir şekilde işliyor. Oyuncu bu kez sadece bir "kahraman" değil; kaderin çatallanmış yollarında seçimleriyle mitleri yeniden yazabilecek bir figür.

⚔️ Oynanış: Eski Ruh, Yeni Sistemler

İlk oyun mekaniksel olarak Diablo klonları arasında öne çıkmıştı ama Titan Quest 2 bunu bir adım ileri taşıyor. Sınıf sistemi artık çok daha esnek. İki ana meslek sisteminin (mastery) kombinasyonu yine mevcut, fakat bu sefer hem yetenek gelişimi hem de silah/spell etkileşimi çok daha stratejik.

• Animasyonlar daha akıcı, savaş hissi tatmin edici. Özellikle boss savaşlarında düşmanların telegraph mekanikleri sayesinde reflekslerle harmanlanan bir oynanış sağlanmış.
• Savaş sade ama derin. Rage sistemi, özel efektlerle desteklenmiş saldırılar ve büyülerle tam bir görsel şölen.
• Crafting & Loot sistemi daha oturaklı. Rasgelelik hâlâ mevcut, ama artık daha ödüllendirici.
• Multiplayer modunda takım oyununa yönelik ufak ama etkili yenilikler var. Özellikle sinerjik build'ler oluşturmak daha eğlenceli hale gelmiş.

🌍 Atmosfer ve Harita Tasarımı: Gözlerin Bayram Ettiği Antik Diyarlar

Haritalar adeta yaşayan bir tablo gibi. Korint dağları, boğazları, antik mabetler ve tarlalar... Her bölge özenle tasarlanmış. Gece-gündüz döngüsü, ışık yansımaları, çevresel sesler ve arka planda işitilen antik çalgılar bir araya gelince atmosfer tüyleri diken diken edecek kadar başarılı olmuş.

NPC’ler arasında dolaşırken çobanların konuşmalarını, rahiplerin dualarını, pazar yerindeki satıcıların bağırışlarını duymak oyunun canlılığını artırıyor. Lore (evren bilgisi) açısından da hem yazılı metinler hem de sesli diyaloglarla doyurucu bir derinlik sunulmuş.

🧠 Yapay Zeka ve Düşman Çeşitliliği

Düşmanlar artık sadece üzerine koşup saldıran varlıklar değil. Bazıları çevresel avantajları kullanıyor, bazıları kaçıyor, bazıları ise kombolar yapıyor. Özellikle miniboss ve titan savaşlarında neredeyse soulslike bir dikkat gerektiren dövüşler mevcut.

Ayrıca yaratık dizaynı harikulade. Cerberus’tan Gorgonlara, Minotorlardan Erymanthian Domuzuna kadar mitolojik figürler hem özgün tasarımlarıyla hem de animasyon kaliteleriyle göz dolduruyor.

🎼 Müzik ve Seslendirme:

Titan Quest 2’nin müzikleri, oyunun mitolojik temasını destekleyen ezgilerle dolu. Lir, flüt, antik vurmalılar… özellikle savaş anlarında dramatik geçişlerle oyuncunun adrenalini artırıyor. Ana tema melodisi, ilk oyunun tematik izlerine gönderme yapıyor ki bu da nostaljik bir tebessüm yaratıyor.

Seslendirmeler ise profesyonel oyuncular tarafından yapılmış gibi hissettiriyor. Her karakterin aksanı, vurgusu, tavrı birbirinden farklı ve atmosferi daha da zenginleştiriyor.

🧿 Titan Quest 1 ile Bağlantısı ve Övgüleri

• Titan Quest 1’deki pek çok efsanevi eşya yeniden dönmüş, ama bu kez daha parlak bir anlatım ve görsel kaliteyle.
• Eski oyunun favori bölgeleri (örneğin Sparta yakınları ya da Delphi tapınağı) yeniden tasarlanarak nostaljik ama yenilikçi şekilde sunulmuş.
• Ana karakterin hikâyede “önceki kahramanların yolunu izlediği” detayıyla lore tutarlılığı korunmuş.
• Birçok eski oyuncunun hatırlayacağı easter egg'ler (örneğin devasa tavuk ya da komik NPC görevleri) hâlâ var!

Titan Quest 1'e övgü olarak; ikinci oyun adeta selefine saygı duruşunda bulunuyor. “Eğer Titan Quest 1 bir destan ise, Titan Quest 2 bu destanın şiirsel devamı” diyebiliriz.

➕ Artıları / ➖ Eksileri

✅ Artıları:

✔️ Mitolojik atmosferin günümüz teknolojisiyle harmanlanmış sunumu
✔️ Akıcı, tepkisel savaş sistemi
✔️ Derin ve stratejik yetenek ağacı
✔️ Harika görseller ve etkileyici ses dünyası
✔️ Titan Quest 1 oyuncularına nostalji sunan bağlantılar
✔️ Esnek karakter gelişimi ve build çeşitliliği

❌ Eksileri:

❗ Ara ara tekrara düşen görev yapısı (birkaç fetch quest fazla)
❗ Optimizasyon sorunları bazı sistemlerde yaşanabiliyor
❗ Envanter yönetimi hâlâ biraz hantal
❗ Türkçe dil desteğinin eksikliği, bazı oyuncular için zorluk yaratabilir

🏆 Kişisel Puanım: 9.2 / 10

Titan Quest 2, ilk oyuna gönül vermiş oyuncular için bir rüya, yeni başlayanlar içinse mitolojik evrenin kapısını aralayan destansı bir macera. İçeriği, sunumu ve oyun dünyasının atmosferiyle kıskanılacak bir deneyim. Mitolojiye ilgi duyan, eski ARPG'leri özleyen ve “gerçek bir hikâyeyle örülmüş mücadele” isteyen herkes için kesinlikle tavsiye ediyorum.

✔️ YouTube Kanalım Game Mega'da Oyunun İncelmesi ve Gameplay Serisi Çok Yakında Gelecektir!
(Game Mega Kanalımı Takip Etmeyi Unutmayın!)

🔱 https://www.youtube.com/@gamemega4

🌍 Diablo IV Tam İnceleme

Diablo 4, serinin geçmişinden bugüne taşınan iyi ve kötü noktaları sindirmiş, özümsemiş ve serinin kökenlerine olabildiğince sadık kalıp yeni dönemin hızlı oynanışını ve uzun hikaye örgülerini benimsemiş, harikulade bir yapım. Serinin eski oyunları Diablo 1 ve 2’ye bayılmış eski hayranlar, bu yeni oynanış ve yetenek değiştirilebilirliğine bir miktar mesafeli yaklaşabilecek olsa da, Diablo 3’ün birçoklarında hayal kırıklığı yaşatan çıkışından sonra bu oyun her kesime ilaç gibi gelecek. Diablo 4, geçmişten gelen 40 yaş üstü oyuncu tabanını tatmin etmekle kalmıyor, aynı zamanda genç nesil oyuncuları da bu lore’a katmakta giriş görevi görmesi beklenen başarılı bir eser.

Uzun lafın kısası bir süredir oyun severlerin büyük bir kısmı hararetle bu bahsettiğim doğaüstü temalar ve evrenimizdeki en güçlü varlıklarla ilgili bir oyun oynuyor. İlk beş gün içerisinde 666 milyon doların üzerinde gelir ederek rekorları alt üst eden Diablo 4’den bahsediyorum. Ben de bu oyunun büyüsüne kapıldım elbette. Peki, günahlarınızı ve korkularınızı geride bırakıp, size karanlık, kanlı ve inanılmaz bir yolculuk sunan ve bir oyundan neredeyse beklediğiniz her şeyi sunan yeni Diablo nasıl olmuş, gelin birlikte bakalım.

🗡️ Neredeyse Eksiksiz Oyun Deneyimi

En son söylenmesi gereken şeyi en baştan belirteyim. Diablo IV; hem görselliği ve çeşitliliği hem de oyunun hikayesi aracılığıyla bize sunduğu sinematiklerle neredeyse hiçbir eksiği olmayan ilk dakikadan itibaren sizi kendine hayran bırakacak bir oyun olmuş. Ben PC üzerinde oynama fırsatı buldum ve herhangi bir performans sorunu, FPS düşüşü yaşamadığımı ve oyunun grafik kalitesinin de çok iyi olduğunu belirteyim.

Diablo IV haritanın hangi bölümünde olduğunuza bakmadan; ister bir nehirde, ister ormanlık bir alanda veya donmuş bir dağda olun, farklı biyomları mükemmel bir şekilde yansıtmayı başarıyor ve harita gerçekten doğal ve canlı hissettiriyor. Bu oyundaki her şeyin kendine özgü bir güzelliği var ve elbette yolculuğunuzu zor bir hale getirmek için etrafta gizlenen düşmanlar da var. Seslere gelince, karakterlerin farklı tonları onlara benzersiz bir kişilik kazandırmış. Buna doğru anlarda eşlik eden inanılmaz müzikleri de eklersek, gerçek bir şölene dönüşüyor. Blizzard’ın bu konudaki yeteneğini tartışılmak zaten doğru olmaz.

🔄 Harita ve Etkinlikler

Harita konusunda ise karşınıza çok, çok büyük bir oyun alanının çıkacağına emin olabilirsiniz. Diablo IV ve Sanctuary bize bir dizi farklı biyom sunuyor, böylece yürüyüşlerimiz ve keşiflerimiz çok tekrarlayıcı hissettirmiyor. Karlı dağlar, karanlık ormanlar, mahzenler, madenler... Bu, oyunun bize sunduğu şeylerin sadece küçük bir kısmı, bu yüzden Sanctuary'de kaybolmanızı ve kendinizi bu haritanın size sağladığı tüm deneyimlere açmanızı öneririm. Dünyanın büyük ama boş olacağını da düşünmeyin. Yol boyunca karşınıza çıkacak düşmanlara ek olarak, dünya etkinliklerine de sahip oluyoruz.

Bu etkinlikler haritanın farklı bölgelerinde rastgele gerçekleşiyor ve çekici ödülleri kazanmak için size önerilen koşulu yerine getirmek yeterli oluyor. Ancak önceden uyarayım. Bazıları cesaretinizi ve becerilerinizi gerçekten test edecek türden ve yüzlerce canavarla yüzleşmek için hazır olun. Diablo 4'ün düşman ve yetenek çeşitliliğini de bu şekilde görmüş oluyorsunuz.

Oyunun hikayesi boyunca yüzlerce ve binlerce düşmanla karşılaşıyoruz ve bu macerayı karakterize eden bir şey varsa o da rakiplerinizle tek tek yüzleşmeyecek olmanız. Diablo IV, daha fazla cana ve belirli elementlere karşı dirence sahip olanlardan, canınızı alarak kendilerini iyileştirecek olanlara kadar çok çeşitli düşmanlarla ve her şeyden önce savaşı çok daha karmaşık hale getirecek farklı yeteneklerle bu noktayı fazlasıyla yerine getiriyor. Tüm bunlar savaşları daha dinamik ve eğlenceli hale getiriyor.

🧠 Oynanabilir Sınıflar

Sanctuary'nin karanlık dünyasındaki yolculuğumuz öncesinde ilk olarak elbette kahramanımızı yaratarak başlıyoruz. Yapmanız gereken ilk şey sınıfınızı seçmek, Diablo IV'te tamamen farklı bir oynanış sunacak beş farklı karakter var. Barbarian, Ölüm büyücüsü, Büyücü, Haydut ve Druid.

• Barbar: Yakın mesafeden büyük hasar veren yakın dövüş odaklı bir sınıf. Beklediğiniz gibi, aynı zamanda çok fazla zırha ve savaşta çok fazla dayanıklılığa sahip. Ayrıca oynaması gerçekten kolay bir sınıf.

• Ölüm Büyücüsü: Bu sınıf, yanınızda savaşacak bir ordu oluşturmak için ölüleri diriltmenizi sağlıyor. Çeşitli silahlar ve savaş stilleri kullanabilirler ve bazı yetenekleri, o bölgeden geçen düşmanları tuzağa düşürmek ve onlara zarar vermek için yerde tuzaklar oluşturmalarına izin verir.

• Büyücü: Burada menzilli bir sınıftan bahsediyoruz, yani çok fazla yakın dövüşe girmeseniz iyi olur. Büyücü sağlık ve zırh açısından kırılgan, ancak elemental büyü kullanarak büyük hasar verebiliyor. Düşmanlarınızı parçalamak için ateş, yıldırım ve buz saldırılarını birleştirebilirsiniz.

• Haydut: Bu savaşı yakın dövüş veya menzilli olarak her iki şekilde de gerçekleştirebileceğiniz bir sınıf. Uzaktaki düşmanlara saldırmak için yaylar ve arbaletler ve yakın dövüş için kullanabileceğiniz hançerler kullanabiliyorsunuz. Ek olarak, yetenekleri çok fazla tehlikeye girmeden savaşa hızlı bir şekilde yaklaşmanıza veya uzaklaşmanıza izin veriyor.

• Druid: Bu sınıf, yanınızda savaşmaları için hayvanları çağırmanıza izin veriyor. Böylece elbette kendiniz de bir hayvan olabiliyorsunuz. Daha spesifik olarak, size daha fazla hasar ve mana üretimi sağlayacak bir kurt adam veya bir ayı gibi. Druid büyü de kullanabiliyor.

🔗 Yetenek Ağacı Kombinasyonu

Tüm bu sınıfların gerçekten kapsamlı bir beceri ağacı var ve oluşturabileceğiniz yapılar tek kelimeyle şaşırtıcı ve pratik olarak sonsuz. Farklı beceriler ve kombinasyonlar denemek istediğinizde tüm beceri puanlarınızı altın karşılığında geri alabilirsiniz, böylece her sınıf saatlerce oynanış ve farklı stiller sunabiliyor. Bu da bizi birçok insanın bu tür oyunlarda her zaman sorduğu başka bir soruya getiriyor... En iyi sınıf hangisi? Cevabım çok açık, en iyi sınıf aslında en çok sevdiğiniz sınıf! Daha önce de belirttiğim gibi, her biri farklı oyun stilleri ve birçok farklı yapı oluşturma imkanı sunuyor. Mantıksal olarak her birinin artıları ve eksileri var, ancak diğerlerinden öne çıkan bir tane yok, bu yüzden denemek ve oyunun tadını çıkarmak istediğinizi seçebilirsiniz. Ben Ölüm Büyücüsüsünü (Necromancer) seçtim.

🤝 Coop Mekaniği Oyunu Nasıl Etkiliyor?

Her ne kadar çok iyi çalışan bir şey de dünyadaki diğer oyuncularla tanışabileceğiniz gerçeği olsa da, bu aynı zamanda aynı grupta olmak zorunda kalmadan rastgele etkinliklerde işbirliği yapabileceğiniz anlamına geliyor. Bu oyuna güzel bir katkı, çünkü daha zor etkinliklerde neredeyse kesinlikle takım kurmanız gerekiyor. Ancak, arkadaşlarınızla bir grup oluşturmanın, daha eğlenceli olmasının yanı sıra ekstra deneyim artışı gibi bazı avantajlar da sağlarken partideki toplam oyuncu sayısına göre düşmanların daha fazla ve daha güçlü bir hale geleceğini de unutmamak gerekiyor.

🧭 Zaman Alıcı

Diablo IV saatlerce oynanış, eğlence ve keşif sunmaya hazır olarak geliyor. Yukarıda belirttiğim gibi, ana hikaye altı bölüm artı bir prolog’dan oluşuyor. Ancak bunun üzerine çok sayıda yan görevler de var. Elbette tüm bunlar oldukça zaman alıyor ve eğer tüm karakterleri maksimum seviyeye çıkarmak istiyorsanız, birkaç yılınızı rahatlıkla çalabilecek bir oyun.

SONUÇ

🏆 Kişisel Puanım: 9.1 / 10

Bir Diablo hayranı ve 1996 yılından beri bu serinin büyük bir takipçisi olan beni evrene tekrar kazandırmayı sağladı. Benim İçin hala en iyi Diablo 2 veya Diablo 2 Resurected oyunudur. Ancak; ARPG, Hack and Slash türü sevdiğim oyunlar listesinde kesinlikle 2.sırada yer alacaktır. Herkese Diablo IV tavsiye ederim parasını düşünmeyin alın ve en az 10 sene oynayın. 2012 de çıkan Diablo III'ü dahi hala oynuyoruz.

✔️ YouTube Kanalım Game Mega'da Oyunun İncelmesi ve Gameplay Serisi Çok Yakında Gelecektir!
🔱 https://www.youtube.com/@gamemega4

🎮 Guild Wars 2 – Tyria'nın Solmayan Büyüsü: Bir MMORPG Klasiği

🌍 Oyun Dünyası ve Atmosfer

Guild Wars 2, "Tyria" adını taşıyan devasa, yaşayan bir dünyada geçiyor. Oyunun evreni, klasik fantezi ögelerini alıp yepyeni bir biçimde sunuyor. Ormanların içindeki antik kalıntılardan, buhar gücüyle çalışan mekanik şehirlerine kadar; haritanın her bir köşesi keşfetmeye değer bir sanat eseri gibi tasarlanmış. Özellikle "Divinity's Reach" gibi başkentler, adeta yaşayan bir tabloyu andırıyor. Gündüz-gece döngüsü, değişen hava koşulları ve dinamik olay sistemi sayesinde bu dünya statik değil; nefes alıyor, değişiyor ve gelişiyor.

🗡️ Savaş Sistemi ve Mekanikler

Guild Wars 2’nin en güçlü yönlerinden biri kuşkusuz aksiyon temelli savaş sistemi. Her sınıfın (veya oyundaki adıyla profession) oynanışı birbirinden çok farklı ve derin. Kılıç, yay, asa gibi silah türleri, her sınıf için farklı beceriler sunuyor. Bu da oyuna inanılmaz bir taktiksel çeşitlilik kazandırıyor.

Oyuncular, klasik MMO’lardaki "tank-healer-dps" üçlüsüne bağlı kalmak zorunda değil. Sistem daha esnek: her sınıf hem hasar verebilir hem de destek olabilir. Ayrıca savaş sırasında dodge mekaniği sayesinde, reflekslerinizle savaşta fark yaratabilirsiniz. Rakipten gelen ağır bir saldırıyı son anda yuvarlanarak atlatmak hem tatmin edici hem de ölüm kalım anlarında hayat kurtarıcı.

🧠 Yetenek ve Gelişim Sistemi

Oyundaki her class'ın, kendi içinde 9 özelizasyon (trait line) yolu var ve her biri farklı yeteneklerle destekleniyor. Ayrıca zamanla açılan Elite Specialization sistemleriyle, karakterinizin sınıfını adeta ikinci kez seçmiş gibi hissediyorsunuz. Örneğin bir Necromancer, zamanla Scourge veya Reaper gibi çok farklı oyun tarzlarına bürünebiliyor.

Bu yapı sayesinde, tek bir karakterle bile uzun süre oynayarak farklı kombinasyonlar deneme imkânı sunuluyor. Sadece seviye atlamak değil, karakterinizi derinlemesine tanımak bu oyunda esas olan.

🔄 Dinamik Olaylar ve Görev Sistemi

Guild Wars 2'nin görev yapısı klasik "git, kes, getir" döngüsünü kırıyor. Haritada rastgele beliren dinamik olaylar (Dynamic Events) oyuncuyu hikâyeye dahil ediyor. Bu etkinlikler küçük kasabaları savunmaktan, ejderha istilalarına kadar geniş bir yelpazeye sahip. Bir bölgeyi yalnızca "tamamladım" diye geçemiyorsunuz; çünkü her an yepyeni bir olay başlayabiliyor.

Bu sistem sayesinde dünyada gezerken rastgele karşılaştığınız oyuncularla birlikte kooperatif bir oyun deneyimi yaşıyorsunuz. Aynı zamanda bu, Guild Wars 2’yi daha canlı, daha akıcı ve daha sosyal bir oyun haline getiriyor.

🏛️ Hikâye ve Anlatım

Guild Wars 2'nin hikâyesi sadece bir arka plan değil; oynanışın merkezinde yer alıyor. Oyuna başladığınızda kendi ırkınıza göre değişen bir kişisel hikâyeniz (Personal Story) oluyor. İnsanlar, Charr’lar, Norn’lar, Asura’lar ve Sylvari’ler... Her biri kendi kültürü, ideolojisi ve geçmişiyle oyuna derinlik katıyor.

Zamanla hikâyeniz, dünya çapındaki büyük olaylara bağlanıyor. Özellikle Living World sezonları ve genişleme paketleri (Heart of Thorns, Path of Fire, End of Dragons, Secrets of the Obscure) sayesinde Tyria'nın kaderinde aktif bir rol oynuyorsunuz. Ana karakteriniz sadece bir "kahraman" değil; tarihin yönünü belirleyen bir efsane haline geliyor.

🤝 Topluluk, PvP ve WvW

Guild Wars 2'nin oyuncu kitlesi genel olarak yardımsever ve sosyal. Özellikle büyük dünya etkinliklerinde tanımadığınız insanlarla bile iş birliği yapmak oldukça yaygın.

• PvP: 5v5 temelli PvP sisteminde eşitlenmiş ekipmanlar sayesinde herkes eşit şartlarda mücadele ediyor. Bu da “skill-based” bir rekabet sunuyor.
• WvW (World vs World): Devasa haritalarda üç sunucunun birbiriyle kapıştığı bu mod, kale kuşatmaları, strateji ve ekip çalışması gerektiriyor. MMORPG dünyasında benzeri zor bulunan bir deneyim.

🎨 Grafikler, Sanat Tasarımı ve Müzik

Guild Wars 2'nin sanat yönetimi kusursuz. Su altı bölgeleri, devasa şehirler, büyülü ormanlar ve çöl ortamları, her biri el çizimi gibi görünür. Grafik motoru biraz yaşlansa da stilize sanat tasarımı sayesinde zamanın ötesinde kalmayı başarıyor.

Müzikler ise Jeremy Soule başta olmak üzere yetenekli bestecilerin elinden çıkmış. Bazı müzikler öylesine atmosferik ki, durup sadece dinlemek istiyorsunuz.

🔗 Guild Wars 2 ve Diğer MMORPG / ARPG Oyunlarla İlişkisi

Guild Wars 2, klasik MMORPG oyunlarının yapı taşlarını modernize eden bir yapıya sahip. Diablo gibi ARPG’lerin savaş dinamizmi ile WoW’un görev ve raid sistemini harmanlıyor. Ancak onu benzersiz yapan şey, **oyuncuyu hiçbir şeye zorlamayan tasarımı**: İster keşif odaklı, ister PvP, ister hikâye bazlı oynayabilirsiniz. Herkes için bir şey var.

Ayrıca, Titan Quest 2 gibi aksiyon odaklı RPG'lerle kıyaslandığında, Guild Wars 2'nin daha topluluk merkezli, hikâye odaklı ve içerik açısından daha uzun vadeli bir deneyim sunduğu söylenebilir. Diablo'nun loot hissi burada farklı bir derinlikte, ancak PvP, dünya dinamikleri ve hikâye açısından GW2 çok daha kapsamlı.

✅ Artılar ve ❌ Eksiler

✅ Artılar:

• ✔️ Dinamik savaş sistemi ve refleks odaklı oynanış
• ✔️ Yaşayan dünya tasarımı ve detaylı haritalar
• ✔️ Zengin karakter gelişimi ve sınıf çeşitliliği
• ✔️ Epik hikâye anlatımı ve sürekli güncellenen senaryo
• ✔️ Yardımsever topluluk ve güçlü sosyal sistemler
• ✔️ Oynaması ücretsiz yapısı (F2P modeli)
• ✔️ "Vertical progression" değil, "horizontal progression" ile oyuncu yormayan sistem

❌ Eksiler:

• ❌ İlk başta karmaşık gelen arayüz ve sistemler
• ❌ End-game PvE içeriğinde (raid, fractal) bazen içerik tekrarı hissi
• ❌ Bazen eksik kalan seslendirmeler (özellikle eski Living World bölümlerinde)
• ❌ Navigasyon konusunda yeni oyuncular için yön kaybı yaşanabiliyor

🎖️ Sonuç ve Puanlama:

Guild Wars 2, MMORPG dünyasında zamanla değerlenen nadir yapımlardan biri. Sunduğu özgürlük, estetik dünyası ve doyurucu oynanışıyla sadece bir oyun değil, bir yaşam alanı gibi. Özellikle hem yeni başlayanlara hem de hardcore MMORPG tutkunlarına farklı seviyelerde içerik sunabilmesi onu çok özel kılıyor.

🎯 Puanım: 9.4 / 10
“Yüzlerce saatlik içerik, sosyal bağlar ve unutulmaz hikâyelerle dolu; Guild Wars 2, MMO evreninde bir başyapıt.”

✔️ YouTube Kanalım Game Mega'da Oyunun İncelmesi ve Gameplay Serisi Çok Yakında Gelecektir!
(Game Mega Kanalımı Takip Etmeyi Unutmayın!)

🔱 https://www.youtube.com/@gamemega4

🎮 Steam Controller İncelemesi

Devrimsel mi? Tartışılır. Güzel mi? Kesinlikle.

Valve tarafından geliştirilen Steam Controller, geleneksel oyun kollarından ayrılan, farklı bir kontrol deneyimi sunmayı amaçlayan oldukça iddialı bir cihaz. Özellikle Steam Link ile birlikte kullanıldığında, PC oyunculuğunu salonlara taşımayı hedefleyen bu deneme, bazı konularda şaşırtıcı derecede başarılı, bazı noktalarda ise alışkanlık isteyen bir yapıya sahip. İşte detaylı kullanıcı deneyimi ve değerlendirmesi:

🛠️ Donanım ve Malzeme Kalitesi

• Malzeme kalitesi genel anlamda tatmin edici. Tuşların ve genel yapının sağlamlığı hissediliyor.
• Ağırlık dengesi oldukça yerinde; ele oturuyor ve uzun süreli kullanımda rahatsız etmiyor.
• Alt kısımdaki ekstra iki tuş alışıldık değil ama erişim kolaylığı açısından oldukça işlevsel.
• Trigger tuşlarının sonunda hissedilen fiziksel tıklama, örneğin FPS oyunlarında "nişan alma → ateş etme" gibi zincirleme eylemleri daha hissedilir ve kontrollü hale getiriyor.
• Materyal kalitesi bir tık daha üst seviyede olabilirmiş; elde bıraktığı his plastik yerine daha premium olsaydı cihazın algısını ciddi şekilde artırırdı.

🔋 Güç Kullanımı

Pille çalışması ve düşük güç tüketimi, sürekli şarj kablosuyla uğraşma derdini ortadan kaldırıyor. Kutusundan pil de dahil olmak üzere tüm gerekli aparatlar çıkıyor. Kurulumda ekstra uğraş gerektirmiyor.

🎮 Kullanım ve Oyun Deneyimi

2 adet trackpad, alışılmış analog stick yerine konumlandırılmış. Bu durum, özellikle fare hassasiyeti gerektiren oyunlarda (RTS, simülasyon, bazı RPG'ler) büyük avantaj sağlıyor. Ancak bu kontrol mantığı, özellikle ani refleks ve hassasiyet isteyen FPS oyunlarında (örneğin CS:GO) dezavantaj oluşturabiliyor. Bu tür oyunlarda performans, geleneksel mouse + klavye kombinasyonuna göre geride kalabiliyor.

Gyroscope ve accelerometer sensörleriyle henüz yeterince deneyim yaşanmamış olsa da, bu özellikler cihazın potansiyelini artırıyor. Titreşim desteği eksikliği hissediliyor. Bu tür bir geri bildirim unsuru, özellikle aksiyon oyunlarında atmosferi ve kontrolleri daha etkili kılabilirdi.

⚙️ Yazılım ve Özelleştirme

Cihazın en büyük avantajlarından biri tuş özelleştirme sistemi. Steam Big Picture mod sayesinde her oyun için özel konfigürasyonlar hızlıca yapılabiliyor.

En can alıcı özelliklerinden biri de topluluk tarafından oluşturulmuş konfigürasyonları indirebilme seçeneği. Böylece popüler oyunlar için en çok tercih edilen ayarlarla doğrudan oynamak mümkün. Her oyuna özel mapping yapılabiliyor, bu da cihazın her tür oyunla uyum sağlamasını kolaylaştırıyor.

🌐 Ekosistem ve Uyumluluk

Steam Link ile eşleştiğinde mükemmel bir ikili haline geliyor. Steam logosuna basıldığında Link’in açılması ve bilgisayarın Wake-on-LAN ile uyanması gibi detaylar düşünülmüş. Trackpad’ler, masaüstü ortamında da mouse yerine kullanılabiliyor; bu da kontrol cihazını daha çok yönlü hale getiriyor.

✅ Artı (+) Yönler

• ✔️Ele tam oturuyor ve ergonomik.
• ✔️Düşük pil tüketimi sayesinde şarj derdi yok.
• ✔️Fare kontrollü oyunlar için oldukça başarılı.
• ✔️Kutu içeriği tam ve kullanıma hazır geliyor.
• ✔️Tuş dizilimi mantıklı ve erişim kolay.
• ✔️Oyuncular için kapsamlı özelleştirme imkanı var.
• ✔️Ağırlık dengesi yerinde.
• ✔️Oyun başlatma ve sistem kontrolü gibi işlevsel butonlar mevcut.

❗Eksi (–) Yönler

• ❌Alışma süreci zaman alabiliyor.
• ❌Titreşim desteği yok.
• ❌ FPS oyunlar için performans idealin altında olabilir.
• ❌ Alt kısımdaki tuşların büyüklüğü alışılmadık.
• ❌ Materyal kalitesi biraz daha premium olabilirdi.

🔚 Sonuç ve Genel Değerlendirme
Steam Controller, klasik kontrol cihazı anlayışına alternatif olarak geliştirilmiş, özellikle PC oyunlarında esneklik arayan kullanıcılar için oldukça değerli bir ürün. Fare ve klavye kombinasyonunu kol formuna taşımaya çalışması, onu diğerlerinden ayırıyor. Ancak bu yenilikler, alışkanlık isteyen bir kontrol deneyimi doğuruyor.

⚙️İlk izlenim: Başarılı.

Potansiyel: Çok yüksek.
Gelecek nesillerde veya farklı varyantlarda daha da rafine hâle getirilebileceğini gösteriyor. Şu haliyle bile özelleştirilebilirliği ve çok yönlülüğü sayesinde, PC oyunculuğunu kol ile yaşamak isteyenler için kesinlikle tavsiye edilebilir.

⭐ Puanım: 8.5 / 10
Özgün, işlevsel, ama alışması zaman isteyen bir deneyim.

Lord of the Rings Online Detaylı İnceleme:

Oyun klasic MMORPGlerin sevilen yönlerini alıp üstüne Deeds, Titles, Legendary Items gibi yenilikler koyup birde Orta-Dünya' nın uçsuz bucaksız bir haritasını koyunca tadından yenmez bir oyun çıkmış karşımıza.

Orta Dünya atmosferini, hikayeye sadık kalarak, kusursuz bir şekilde işleyen bir oyun. Müziklerinden hikaye sunumuna kadar Orta Dünya'da olduğunuzu hissettiren bir oyun.

Oyunumuz 3. çağda geçiyor. Kendinize bir karakter yarattıktan sonra hikayede kendinize bir yer ediniyorsunuz. Öncelikle sınıf ve ırk alternatifleri arasında kafası karışmış yeni oyunculara, sınıflardan ve ırklardan bahsetmek istiyorum.

Man, Elf, Dwarf, Hobbit olmak üzere 4 tane ırkımız; Burglar, Captain, Guardian, Champion, Hunter, Minstrel, Lore Master, Rune Keeper ve Warden olmak üzere 9 sınıfımız var. Bunlardan kısaca bahsedeyim.

♦ Burglar (Hırsız): Asıl amacı düşmanı zayıflatarak ani hasarlar vermek. En önemli özelliği görünmez olabilmesi. Oynaması zevkli ve kullanışlı bir sınıftır. Lakin fazla seçilmemesinin sebebi, Lotro'ın PvE ağırlıklı bir oyun olması. Kendisinin PvE'de yer edinmesi zor. Yalnızca Man ve Hobbit ırkı Burglar olabilir.

♦ Captain (Kaptan): Kendisi partilerin vazgeçilmez lideri. Asıl amacı buff, yani kendisini ve takım arkadaşlarını güçlendiriyor diyebiliriz. En önemli özelliklerinden birisi dilediğiniz zaman size eşlik edecek bir askere sahip olması. Captain sınıfını yalnızca Man ırkı ile oynayabilirsiniz.

♦ Guardian (Tank): Oyunda tank rolünü üstlenen, en dayanıklı sınıf. Asıl amacı partilerde düşmanları üzerine çekmektir. Bütün ırklarla oynayabilirsiniz.

♦ Hunter (Avcı): Oyunun en çok tercih edilen sınıflarından birisi. Hunter, yayı ile mümkün olduğu kadar düşmanından uzakta durarak düşmanına ciddi hasarlar verir. İz sürebilir, tuzak kurabilir, diğer oyuncuları oyun içerisinde farklı yerlere ışınlayabilir. Bütün ırklar ile hunter oynayabilirsiniz.

♦ Minstrel (Ozan): Sazıyla, davuluyla partilerin vazgeçilmez bir sınıfı. Kendisinin asıl amacı kendisini ve takım arkadaşlarını iyileştirmek. Bütün ırklar ile oynanılabilir.

♦ Lore Master: Büyücü gibi görünen, ama büyücüden çok sihirbaz diyebileceğimiz bir sınıf. Ayı, kuzgun, vaşak gibi petlerini düşmanlarının üzerine salar. Asıl amacı debuff atmaktır. Yeni başlayan ve solo oynayan oyuncuların bir süre uzak durmasını öneriyorum. Yalnızca elf ve man ırkı ile oynanılabilir.

♦ Rune Keeper: Oyundaki birçok sınıfın karışımından meydana gelmiş bir 'büyücü' sınıfı. (bu sınıf söz konusu olduğunda hikayenin biraz esnetildiğini görüyorsunuz. ) Yüksek zararlar verebilir, kendini iyileştirebilir, saldırganları zayıflatabilir. En zayıf zırha sahip sınıflardan birisi.

♦ Warden (Bekçi): Guardian gibi tank görevi üstlenen bir sınıf. Bu sınıf kalkanın yanında mızrak kullanır ve mızrakları ile menzilli saldırılar yapabilir.

Bu ırklar ve sınıflar dışında yalnızca Beorning ırkının olabileceği Beorning sınıfı var. Destek ve hasar üzerine dayalı bir sınıf. En önemli özelliği hayvana dönüşebilmesi.

Irkların birbirinden farklı olarak artıları ve eksileri bulunuyor. Bunlar;
➤Man: +15 Fate, -7 Will, +%5 Incoming Healing, +15 Might
➤Dwarf: +15 Might, +10 Vitality, +%1 Mitigation, -7 Agility, -7 Fate, +30 İn Combat Morale Regen & In Combat Power Regen, -60 Non Combat Morale Regen, -30 non-Combat Power Regen
➤Hobbit: -7 Might, +15 Vitality, +60 non-Combat Morale Regen, +%1 Fear Resistance, +%1 Shadow Mitigation
➤Elf: -20 Maximum Morale, -60 non-Combat Morale Regen, +15 Agility, -7 Fate, +%1 Disease Resistance, +%1 Poison Resistance
➤Beorning: +15 Might, -7 Fate, +%1 Poison Resistance, +15 Vitality

Genel olarak baktığımızda oyun gerçekten sürükleyici, yaş kitlesi oldukça olgun, kesinlikle pay to win değil, yapabilecekleriniz geniş, (ev almak, döşemek, arkadaşlarınız ile balık tutmak, enstrüman çalmak gibi) canınız sıkılmıyor. Ama tam anlamıyla oynamak için Quest packlar almanız gerek. Bir miktar para vermeniz gerek. Dlc'ler steam üzerinde indirimlere girdiğinde düşünmeden alın. Para vermeden de oyun içinde görevlerden kazandığınız TP'ler ile (oyundaki özel para birimi) birçok şey alabilirsiniz. (Quest packlar dahil.)

En kalabalık EU server Evernight serveri. (Türk kinleri ve oyuncuları var.) EU'da oynayacaksanız bu serveri tavsiye ederim. Oyuna yeni başlayanlar genellikle oyunu oynayan kimsenin olmadığını düşünüyor. Haritalar o kadar devasa ki, oyunun başında neredeyse kimse ile karşılaşmamanız gayet normal. Orta Dünya ilginiz varsa ve MMORPG seviyorsanız denemelisiniz.

Ancak ben US server olan "Gladden" serverin de oynuyorum. Nedeni ise türklerin çoğunlu olan Evernight serverın da birlik, beraberlik, dayanışma yok. Chat e ne zaman baksam argo sözlerden geçilmiyor. Bu yüzden tavsiye etmiyorum. US serverı olan "Gladden'de" ise ortam tek kelime ile şahane. Ne zaman başınız sıkışsa yardıma koşan biri var. Bir kere bile argo ifade kullananı görmedim 80 lvl kadar gelmiş bir campion sınıfına sahip biri olarak. Ayrıca bu serverda başlamaya karar verirseniz türk ve yabancı oyuncuların bir arada takılabileceği "Soldier of Gondor and Rohan" klanımıza da bekleriz.

Lord of the Rings Online Oyununun Artıları(+) ve Eksilerine(-) bakacak olursak:

(+) Artıları,

+LOTR evreninde geçiyor olması LOTR'un loresini biliyorsanız ne kadar geniş bir loreye sahip olduğunu anlayabilirsiniz
+Sıkmayan oyun yapısı sürekli düzenlenen festivaller ciddi ve yardımsever oyuncuları.
+House sistemiyle kendi evini tarzına uygun lotr evrenine göre döşeme evin bahçesi iç tasarımı güzel düşünülmüş. (Hobbit evi, Elf evi, İnsan evi, Cüce evi) farklı bölgelerdeki mahallelerden bu evlere sahip olabilirsiniz. Ayrıca Gondor ek paketi ile artık Gondor'dan ev alınabiliyor.
+Oyun eski olmasına ve arka arkaya dağıtımcı değiştirmesene rağmen hala güncelleniyor son gelicek güncelleme ile görüntüsü de iyileştirilecek bence şuan ki görüntüsü bile hoş ve iyi.
+Lotro Points denilen ve Lotro Store'dan parayla alınılan bir çok içeriği almamısı sağlayan puanın oyun içinde Deed sistemi sayesinde elde edilmesi. (Biraz uraştırıyor ama paranız yoksa böylede istediğiniz bir çok şeye sahip olabilirsiniz.)
+Lotr müziklerini oyun içinde bulunan enstrümanlarla çalma imkanı (http://www.lotro-abc.com) bu siteden beğendiğiniz müzikleri indirebilirsiniz. (https://lotro-wiki.com/index.php/Music) Müzik sistemi hakkında gerekli bilgide bu sitede mevcut.
+Zevkli Dungeon Sistemi.
+Tanıdık bir çok karakter ve mekan görme şansınız olucak olması.
+Genel olarak iyi bir MMORPG benim gibi LOTR hayranıysanız kesinlikle deneminizi tavsiye ederim. Daha aklıma gelmeyen oyun hakkında bir çok şey vardır.
+Orta Dünya(shire, bree, ered-luin, moria, evendim, angmar, rohan, gondor...)
+PvE sisteminin gelişmiş olması(tek bir pvp haritası var )
+Tonla görev(Hikayeleride güzel bu arada)
+Fellowship olayı
+Tanıdık yüzler görme(aragon gimli gandalf...)
+Sürekli güncel(oyun bi kenara atılmamış daha)
+Grafikler 2005 den kalmasına rağman Directx11 i destekliyor ve Ultrada çokta sırıtmıyor.

(-)Eksileri

-Oyuna yeni başlayınca Questleri yapmak için Quest Pack almanız gerekiyor 2 yöntemi var ya para ile alıcaksınız yada yukarda belirttiğim gibi Lotro Points (LP) kasacaksınız Deedler ile, yani sürekli alt karakter açmanız gerekecek bu biraz sizi sıkabilir ben paranız varsa paraya kıyıp oyunun ek paketlerini almanızı öneririm böylece sıkılmadan yolunuza devam edersiniz.
-Oyun pve üzerine kurulu olduğu için çok iyi bir pvp sistemi yok. Pvp Sistemİ (Monster Play) üzerine kurulu yani sizin veya başka birinin Evil taraftan son level pvp karakteri açması ve ona girmesi gerekiyor.
-Oyunun kısmen paraya dayalı olması.
-PvP nin eksikliği(Sadece bir PvP haritası var ama gelecek zamanlarda artacağına eminim)

Okuduğunuz için teşekkür ederim oyuna yeni başlayacaksanız veya hali hazırda oynuyorsanız hazırlamış olduğum rehbere göz atmayı unutmayın işinize yarayacaktır.

https://gtm.steamproxy.vip/sharedfiles/filedetails/?id=1645209668