1 човек намери тази рецензия за полезна
Препоръчано
0.0 часа през последните две седмици / 32.0 изиграни часа
Публикувани: 30 септ. в 14:53

Zevk alarak oynadığım en iyi zombi oyunlarından biri. Şuana kadar 30,4 saat oynamışım ve yeni bitirdim ana senaryoyu. Daha geriye kalan 10 küsür yan görev ve hiç denemediğim Be The Zombie modu var. Yapılacak o kadar çok şey var ki oyunda... Bolca crafting, yan görevler, şehirde dolaşırken spontane gelişen olaylar... Arkadaşlarınızla birlikte co-op olarak oynayabileceğinizi saymıyorum bile.

Oyun Türkiye'de, Şanlıurfa'nın bir ilçesi olan Harran'da geçiyor... Yani oyuna başlayana kadar öyle sanıyorsunuz. Çünkü günümüz Harran'ıyla neredeyse hiçbir benzerlik yok. Kurgusal bir tarih var. 1. Dünya savaşı sonrası Osmanlı'nın çöküşü, Cumhuriyet'in doğuşu arasında Harran bağımsızlığını kazanmaya çalışıyor ve 2. Dünya Savaşı'nın sonunda da kendi kendini yöneten bir şehir devleti haline geliyor. Yer halkı da Türklerden ve Araplardan (yani öyle olmasını umut ediyorum yoksa gene Türkleri, Arap gibi gösterme durumu söz konusu olurdu) oluşuyor ancak Harran artık acayip 'globalleşmiş' bir şehir. Sokak yazıları, konuşulan dil falan İngilizce ama kebap, helva, baklava, nargile gibi bizden şeyler görmek mümkün. Nitekim baş karakterler de Kadir Süleyman, Jade & Rahim Aldemir gibi Türk isim ve soyadları mevcut. Yan karakterlerde de Erol, Ekrem, Gazi, Mesut, Osman gibi isimler hatta Bozkurt soyadı görmek bile mümkün.

Oyunun senaryosu çok özel, üst düzey sayılmaz ama idare eder. Bir ajan olan Kyle Crene, Harran'a, Harran Virüsü'nün tedavisini bulmaya çalışan ve çok da yaklaşan bir doktorun raporlarını, çalıştığı yere aktarması için gönderiliyor ve tesadüfen çok kısa bir zaman içinde tam da olması gereken yere, onların arasına karışıyor. Daha sonraları ise aralarına karıştığı insanlarla, yapması gereken görevi arasında çelişkiye düşüyor. Tabii bu sırada oyunun kötü adamı Kadir Süleyman 'Rais'le de bolca mücadele veriyor.

Biraz eksilerinden bahsetmek gerekirse; Oyun aslında zorlayıcı değil, hatta ileri gitmek gerekirse kolay bile sayılabilir. Sadece geceleri Volatile'lere yakalanmamak veya kaçmak biraz sıkıntı yaratıyor. Aynı şekilde (en azından benim için) korkutucu bir oyunda değildi sadece geceleri Volatile'ler yüzünden ortam ürkütücü oluyor. Grafikler çok üst düzey değil ama bir açık dünya oyununa göre gayet yeterli ancak yapımcılar kendi elleriyle sanki daha kötü olsun diye uğraşmış denebilir. Film Grain efektinden memnun olan var mı bilemiyorum. Zaten oyunda bir güneş gözlüğü takmışlık havası var. SweetFX modunu yükleyip, ortam pırılpırıl olunca bunu anlıyorsunuz. Ayrıca fazlasıyla göze batan texture hataları mevcut. Duvar yazılarının pixsel pixsel görünmesi, toplanabilir eşyaların sıklıkla bulanık görülmesi gibi. NPC'lerin yapay zekası yok denecek kadar az. Silahlı çatışmalarda hiçbir zeka belirtisi göstermiyorlar. ''hele dur da bi kafadan vurayım seni'' demişsiniz gibi hareket ediyorlar. Safe Zone mantığını hiç ama hiç beğenmedim, hatta hiç gerçekçi bulmadım. UV ışını nedeniyle Volatile'lerin girememesini anlarım da diğer zombileri buradan uzak tutan şey ne? 10 cm ileri çıkınca üstüme koşan viral neden 10 cm geri adım atınca mal mal bağırıp kaçıyor çözebilmiş değilim. Sanırım Safe Zone'da zombi geçirmez bir görünmez duvar var.

Son olarak da seslendirmelere değinmek istiyorum. Net bir şekilde çok başarılı. Özellikle baş karakterimiz olan Crene'nin aktörü.
Беше ли полезна тази рецензия? Да Не Забавна Награда