Análises recentes de Setna

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Bir arkadaşınızla beraber çok keyifli vakit geçirebileceğiniz, zaman öldürmelik bir oyun.

Oynanışı çok basit aslına bakarsanız. Kılıcınızı savurarak veya fırlatarak rakibinizi öldürmeye çalışıyorsunuz. Tek vuruş ölüm demek. Kılıcınızı fırlattıktan sonra yumruklarınızı da konuşturabilirsiniz ama pek de kolay olmuyor. Belirli bir ölme veya öldürme limiti yok. Oyun sadece karşı rakibin tarafına doğru yeterince ilerlediğinizde bitiyor. Şöyle açıklayayım, rakibinizi öldürdükten sonra o tekrar dirilene kadar ileri doğru koşmalısınız, oyun bölgelere ayrılmış durumda ve en sağ veya en solda oyun bitiyor. Sağ taraftan başlayan kişi en sola, sol taraftan başlayan kişi en sağa gitmeli.

Oyunun basitliğinden dolayı uzun süre oynayacağınızı düşünmüyorum, fakat diğer arkadaşlarınızı beklerken vakit öldürebilirsiniz. Ya da basitçe bir anlaşmayı çözmek için teke tek atabilirsiniz :)

Fiyatı günümüz piyasası için çok uygun, hele bir de 2 kişilik versiyonu alınca bedavaya geliyor. Denemenizi tavsiye ederim. 70SP

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Aslında gönül rahatlığıyla olumlu verebileceğim bir oyun, fakat çok ciddi bir fiyat artışı oldu. Yani benim 9₺'ya aldığım oyunu size 150₺ olarak önermek çok etik gelmese de bu durum yapımcıların suçu değil. Bu incelemeyi yazdığım anda 9₺'dan satın almış olsaydınız yapımcılara 0.30 - 0.35$ arası para gidecekti. Sakız mı alsın bu adamlar ne yapsın?

Escapists 2 iyi bir parti oyunu aslına bakarsanız. Arkadaşlarınızla beraber bir hapishaneden kaçmaya çalışıyorsunuz. Birçok farklı kaçış yolu var, ister tünel kazıyorsunuz, ister gardiyanlardan anahtar çalıyorsunuz, ister duvar yıkıp kaçıyorsunuz... Birçok farklı harita da var ve hepsi güzel dizayn edilmişler. Hepsinin kendine ait karakteristik özellikleri var. Buna bir de yapay zeka karakterleriyle olan ilişkilerimiz eklenince her oyun daha farklı hissettiriyor, doğal olarak tekrar oynanabilirlik süresi de artmış oluyor. Yapay zeka ile olan ilişkilerimiz bir hayli önemli çünkü birçok durumda oyunun kaderini değiştirebiliyor, örneğin sizi seven bir gardiyan veya bir başka mahkum bazı hareketlerinizi görmezden geliyor. Nefret edenler ise size daha sert davrandığından kaçış yollarınızı daraltabiliyor.

Ben size oyunu oynarken aldığım kesitlerden oluşan iki videonun linkini bırakıyorum.

https://youtu.be/ZdmcZW5AFa0?list=PLO8DmOZpUCoAp8CUDckBaDD6j1qzSPZD0
https://youtu.be/YDVRvDOcUFg?list=PLO8DmOZpUCoAp8CUDckBaDD6j1qzSPZD0

Oynanış bu kadar kısa bir şekilde anlatılabilir aslında. Fakat basit diye hafife almayın, baya keyifli geçiyor.

Güzel ve eğlenceli bir grup oyunu. Lakin mutlaka indirim beklemenizi tavsiye ederim, 149₺ biraz fazla tuzlu. 70SP

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Serinin en zayıf halkası olduğunu düşünüyorum.


Yıl 1943, Sniper Elite III'de olan olayların hemen sonrası. Hikayemiz artık çok da önem taşımıyor bence. Zira serinin tamamında aynı tantana. Almanlar yeni ve savaşı seyrini değiştirebilecek bir silah geliştirir, ana karakterimiz keskin nişancı Karl Fairburne bölgeye gönderilir, üst düzey yetkililerin hepsini öldürür ve çıkar. Bu oyunda da tam olarak bu oluyor.


Değişmeyen hatta bazı noktalarda gerileyen bir oynanış bile diyebilirim sanırım. Yeni seviye sistemi gerçekten oyun için hiç hoş olmamış bence, oyunu tekrar oynamaya iten gereksiz bir yapısı var maalesef. Çünkü bazı yetenekler gerçekten bazı bölümlerde çok işe yarayabiliyor ve birçoğunu o bölüme geçmeden açma ihtimaliniz pek yok. Yani siz o görev için önemli bir yeteneği açabilmek için önce o görevi tamamlamalısınız, sonrasında tekrar dönüp o yetenek ile oynayabilirsiniz. Bana rahatsız edici geldi.

Önceki oyunlarda olan koşma ve ateş etme mekanikleri tamamen bu oyunda da aynı. Sanırım tek kayda değer fark bu oyunda çok fazla parkur fırsatının olması ve bölümlerin "açık dünya" mentalitesiyle oynanması. Yani bir görev haritasına atılıyorsunuz, görevi tamamlayın da isterseniz tersten giderek tamamlayın hiç önemi yok. Bu güzel bir artı tabii ki oyuncuya özgürlük sağlıyor.


Aslına bakarsanız grafikler çok iyi değil, fakat cilalaması çok çok iyi yapılmış. Yani oyun grafiksel olarak iyi durumda olmasa da yapımcılar bunu oyuna o kadar iyi yansıtmış ki siz bu zayıflığı fark etmiyorsunuz. Ben bu durumu bir eksiden ziyade artı olarak görüyorum, çünkü grafiklerin ve animasyonların iyi cilalanmış olması yapımcıların özenerek hareket ettiğini düşündürüyor, en azından benim için öyle etki ediyor.

Fiyatı fena değil, lakin oyun keskin nişancılıktan çıkıp iyice komandoluğa döndü. Ne kadar keyif alsam da serinin sonraki oyunlarını almayabilirim artık. İndirimde almanız tavsiye edilir. 70SP

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Şuraya bizim agalarla serüvenimizin videosunu bırakıp sonra incelemeye geçiyorum.

https://youtu.be/cKOe7zyTPnc

Space Engineers adından da anlayacağınız üzere Uzay Mühendisliği üzerine kurulu bir oyun. Çok geniş bir yapıya sahip. Bu yüzden yüzeysel olarak anlatacağım. Benim oynadığım 25 saat bu oyun için çok fazla değil. MMO oyunlar gibi bu oyunda da çok daha fazla vakit geçirmelisiniz, benim beraber oynadığım kişiler arasında oyunu zaten iyi bilenler olduğundan ben biraz daha hızlı başlangıç yaptım.

Öncelikle oyunumuzun başlangıcı daha çok madencilik ile geçiyor. Bulunduğumuz gezegenden inşaat için kullanabileceğimiz demir gibi veya çeşitli bilgisayar sistemleri için kullanabileceğimiz altın, bakır ve diğer mineralleri çıkartıyoruz. Başlangıçta el ile yapıyor olsak da, zamanla bunları kolaylaştıracak cihazlar üretebiliyoruz. Örneğin başta ufak tefek tekerlekli araçlar kullanıyorken daha sonra uçabilen araçlar yapıp işleri daha etkili hale getiriyoruz. Tabii ki bu madenleri kullanabilmek için işleme sistemleri de yapmalıyız. Örneğin bir demir madeni topladığımızda bu başlangıçta kullanılamaz, biz bu madeni işlemden geçirerek içerisindeki parçacıkları ayırıyoruz. Örneğin bir taşın içinden nikel de çıkıyor bakır da çıkıyor, bunların hepsi ayrıştırılıyor. Bunları daha sonra depoluyor ve üretim tesislerinden istediğimiz parçaları üretmek için kullanıyoruz. Bu parçaları birleştirerek de istediğimiz araçları ve yapıları yapabiliyoruz. Bu araçlar ve yapılar küçük bir araba boyutundaki gezi araçlarından bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz şehir boyutundaki uzay gemilerine kadar gidebiliyor. İster ufak bir gaz dolum tesisi yaparsınız ister dünya kadar devasa bir tesis yaparsınız. Size kalmış.

İşler uzaya çıktıktan ve diğer oyuncularla mücadeleye başladıktan sonra iyice karışıyor. Devasa silahlar ve devasa savaş gemileri yapabildiğiniz bir oyunda nasıl bir kaos ortamı yaratılacağını siz düşünün.

Bir de devasa mod yapısı var tabii ki oyunun. Modlar oynanışı çok ciddi şekilde etkileyebiliyor, çok ilginç ve özgün modlar bulabilirsiniz. Space Engineers benim modlarla oynadığım nadir oyunlardan oldu.

Bütün bunlara rağmen grafiksel olarak da kötü bir iş çıkarılmamış. Kesinlikle tatmin edici bir görüntüye sahip oyunumuz. Bu yüzden aklınızda kesinlikle bir kuşku kalmasın. Özellikle uzaya çıkınca zaten bol bol izlemelik manzara oluyor.

Fiyatı kalitesine göre gayet iyi. Sık sık indirime de giriyor. Arkadaşlarınızla çok keyifli bir uzay macerası yaşayabilirsiniz. Kaliteli bir Sandbox oyun. 75SP

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Orijinal oyuna hali hazırda inceleme yaptığımdan, bu incelemede sadece Remastered sürüm ile Orijinal arasındaki farka değineceğim. Orijinal oyunun incelemesi için buraya tıklayın.

Olumlu vermemdeki en büyük etken orijinal oyunun mağazadan kaldırılmış olması. Yoksa bu fiyata bu oyunu değil orijinali alın derdim ama maalesef artık böyle bir şansınız yok.

İlk oyunun DE sürümünü gördükten sonra çok umutlanmıştım bu oyun için, yeniden yapım olmayacağını bildiğim halde çok daha iyi duruma geleceğini düşünüyordum ama pek öyle değil.

Grafiksel olarak birçok açıdan iyileşmiş olsa da bazı şeyler atmosfere biraz zarar vermiş gibi. Bazı efektler oyundan kaldırılmış, lakin dikkat etmezseniz çok da fark edilir değiller. Öte yandan yüksek çözünürlüklü kaplamalar gayet iyi olmuş. Karakterlerin yüz hatları daha hoş bir hal almış. Lakin kullanılan poligon miktarının artmaması biraz bu ilere gölge düşürmüş. Öte yandan yangın ve duman gibi çoğu efekt aynı duruyor. Yani oyun "remaster" gibi değil sanki de, yüksek grafik ayarları çok yüksek grafik ayarlarına çekilmiş gibi hissettim.

Orijinal oyundaki sorunların neredeyse tamamı hala duruyor. Hiçbirinin düzeltilmemiş olması üzdü aslında biraz.

Keşke ilk oyundaki kadar özen gösterilseydi bu oyuna da. Çok havada kalan bir Remaster olmuş. Fiyatı gereksiz pahalandı. İndirim beklemenizi tavsiye ederim. 60SP

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Orijinal oyuna hali hazırda inceleme yaptığımdan, bu incelemede sadece Remastered sürüm ile Orijinal arasındaki farka değineceğim. Orijinal oyunun incelemesi için buraya tıklayın.

Remake oyun yapmak isteyen yapımcıların gerçekten örnek alması gereken bir oyun olmuş. Genellikle "remake" veya "remaster" oyunları ben öyle takılmalık oynarım, lakin Mafia DE muazzam bir yeniden yapım deneyimi sunuyor.


Hikayede herhangi bir değişiklik yok, ufak tefek parlatma işlemleri yapılmış ama elbette. Bazı ara sahneler uzatılmış, bazı konuşmalara ve görevlere ufak tefek fazladan detay eklenmiş. Örneğin oyun başlangıcında Tommy dedektif ile görüşmeye gitmiyor, Tommy beklerken dedektif sonradan kafeye giriyor.


Oynanış mekanikleri aslına bakarsanız neredeyse tamamen aynı, sadece daha akıcı ve gerçekçi hale getirilmiş diyebilirim. Yani mesela bir düşmanı vurduğunuzda ağır yaralanırsa elindeki tüfeği bırakıp tabanca ile ateş ediyor, bu tarz ufak tefek modernlik katan detaylar var, ufak tefekler fakat sayıları çok o yüzden tamamen anlatmayacağım sadece gerçekçilik katıyor bunu bilin. Sanırım mekaniksel olarak 2 sıkıntı var, biri yuvarlanma mekaniğinin kaldırılması, diğeri ise nişangahın garipliği. Özellikle tabancada garip yuvarlak bir nişangah kullanmışlar, kullanımı rahatsız edici.


Grafiksel olarak zaten oyun tamamen yeniden yaratılmış. 2020 için çok çok iyi grafik kalitesine sahip olduğunu düşünüyorum ben. Işıklandırmalar, alevler, sisler, kaplamalar her şey muazzam olmuş gerçekten. Ama her şeyden önemlisi karakter tasarımları çok iyi olmuş. Bir kere "hamur adam" olarak tasarlamamışlar karakterleri ki bu devasa bir artı. Karakterlerin mimiklerini de abartılı olarak yapmamışlar. Maalesef günümüz oyun dünyasında hamur adam ve abartılı mimikler her oyunda var, lakin Mafia DE kendini bu aradan sıyırabilmiş.İlk oyunu pek beğenmesem de DE sürümü gerçekten takdir edilesi olmuş.

Günümüzde çıkan bu kalitedeki oyunlara göre fiyatı da fena değil. İndirimde mutlaka almanızı tavsiye ederim. 85SP

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Öncelikle TROPIC PENGUIN GAMES ekibine bana oyunu deneme fırsatı sundukları için teşekkür ederim.

Xheres benim aslında bağımsız yapımcı bir oyun için gözümde büyüttüğüm bir oyun oldu. Daha doğrusu oyunu oynayınca öyle olduğunu anladım desem yeridir.

Şimdi aslına bakarsanız çok zayıf bir alt yapıya sahip değil Xheres. Yeterli bir silah çeşitliliği ve yeterince özelleştirme sunuyor bizlere. Üstüne bir de yetenek ve diğer çeşitli ekipmanlar eklenince sıkıcı bir oyun olmuyor. Lakin oynanışın kendisi sorun yaratıyor bize. Karakterimiz çok da istediğimiz gibi davranmıyor ve diğer varlıklarla (burada zombilerden bahsediyorum) düzgün bir şekilde etkileşime girmiyor. Öncelikle oyun kolay değil ama ben oyunları oynarken saçma sapan şeyler yapmaktan keyif alıyorum. Örneğin koca bir zombi sürüsünü sırf keyif için silahla değil de jop ile vurkaç yaparak öldürmekten keyif alıyorum, daha doğrusu bu oyunda alamıyorum. Çünkü etkileşimler sorunlu çalışıyor. Bazen zombiye vuruyorum animasyon oynatılmadığı için neden vuramıyorum diyorum bazen animasyon oynatılıyor fakat hasar vermiyorum gibi. Eh bu durum da baya rahatsız edici olabiliyor. Öte yandan silahlarda aynı sorunu yaşamadım.

Diğer açıdan, grafiksel olarak fena sayılmasa da bir optimizasyon sorunu olduğu ortada. Oyunu oynanmayacak hale getirmiyor tabii ki hala rahat rahat oynayabilirsiniz ama olması gerekenden çok daha az performans aldığımız kesin.

Esasen arada kalmıştım önerip önermemek konusunda ama oyun hem geliştirmenin çok çok başlarında hem de fiyat olarak fazla tuzlu. Evet dönem kötü ama yine de daha aşağıda olması gerek bu fiyatın.

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Şuraya ben bizim oynadığımız dönemden kalma videolarımdan seçmelerin olduğu videoyu bırakıyorum:

https://youtu.be/0MpoCYnWEuU

Among Us bir anda ünlü olan mini oyunlardan biri. Hatırlıyorum da ünlü olmadan önce yabancı arkadaşlarla oynuyorduk ve açıkçası bana küresel bir fenomen olacakmış gibi gelmiyordu. Çünkü benzeri bir sürü oyun var zaten. Ama ilginç bir şekilde hepsinin arasından sıyrıldı ve devasa bir oyuncu kitlesine ulaştı. Öyle ki oyun oynamayan insanların bile bu oyunu oynadığını görüyorum, hala daha görürürüm.

Oyunun basit bir mentalitesi var aslında. Artık kaç kişiyle girdiyseniz ona göre değişecek şekilde oyunculardan bazıları "impostor" dediğimiz taklitçilerden biri. Amacı (ve amaçları) bütün mürettebatı öldürmek. Mürettebatın amacı ise herkes ölmeden önce bu kişileri bulup atmak. Town of Salem'e benziyor diyebiliriz bu kısma. Mürettebatın pek bir özelliği yok, basit bir şekilde etrafı tamir edip görevlerini yerine getiriyorlar, hepsini tamamladıklarında ise kazanıyorlar. Fakat bunu yaparken farklı yerlere dağılmak zorundalar, ayrıca impostor olan oyuncular da sağı solu sabote ederek onların ilerlemelerini yavaşlatabilir veya onları ıssız bir köşeye çekerek tek başlarınayken öldürebilirler.

Among Us'ta maksimum keyfi almak için mümkün olduğunca çok kişiyle girmelisiniz. Ne kadar çok kişi olursa o kadar eğlenceli oluyor oyun.

Eğer güzel bir arkadaş grubunuz varsa mutlaka öneririm. Fiyatı bedava zaten neredeyse. Hiçbir şey değilse vakit geçirmek için bile oynanır, kütüphanenizde bulunmasını tavsiye ederim.

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Rome II üzerine teknik olarak gerçekten koyduğunu söylemeliyim. Lakin ciddi eksiklikleri de yok değil. Biraz arada kaldığımı itiraf etmeliyim.


Total War Attila bizim bildiğimiz adıyla Avrupa Hun Devleti dönemini batının gözünden anlatıyor. Hun Türklerinin yaptıkları akınları konu alıyor oyunumuz. Ben açıkçası Avrupa Hun Devleti'nin yükselişini anlatacağını sanıyordum, lakin bu devleti sadece güçlü orduya sahip bir isyan ordusuna benzetmişler. Hiçbir yere yerleşemiyorlar, bir bölgenin kontrolünü sağlama gibi bir olayları da yok. Bir şehri ele geçirdiğinizde ya yağmalayabilirsiniz ya da tamamen haritada silebilirsiniz. Tabii ki bu akıncı halklardan biri olarak oynarken geçerli sadece.


Önceki oyunların aksine bu oyun bir fetih oyunu değil, bir hayatta kalma oyunu. Özellikle doğu ülkelerinden birinde oynuyorsanız vay halinize. Devasa akıncı ordularıyla uğraşmak zorundasınız. Çünkü sürekli olarak haritada aşırı güçlü akıncı ordularıyla mücadele etmeniz gerekiyor. Üstelik savaşlarınızın çoğunu kazansanız bile sadece 1 kayıp bütün oyunun kaderini değiştirebiliyor. Çünkü eğer akıncılara bir şehri kaybederseniz geri alma şansınız yok, sadece yıkıyorlar ve bütün binalar siliniyor. Şuana kadar çıkmış en zorlu Total War oyunu desem yeridir. Akıncılar size karşı oynarken çok etkili olsalar da bir hevesle gidip siz oynamayın çünkü onların oynanışı berbat. Tarihtekinin aksine Atilla hiçbir toprağı ele geçirmiyor. Sadece yıkabiliyor. Gelirleriniz aşırı derecede kısıtlı, yiyecek üretiminiz aşırı derecede kısıtlı. Bunlara rağmen bir yerlere saldırmak da kazançlı değil. Çünkü bir saldırıda kazandığınızdan çok kaybediyorsunuz.

Oynanış aslında din ve sağlık gibi etmenlerin dahil edilmesi sayesinde daha da derinleşmiş. Daha zorlu fakat elinizi alıştırdıktan sonra üstesinden gelebiliyorsunuz.


Grafiksel olarak önceki oyuna göre bir hayli ilerleme kaydedilmiş, ışıklandırmalar ve özellikle de yanma ve sis efektleri bir hayli güzelleşmiş olsa da devasa performans sorunları var oyunda. Yani üst düzey diyebileceğimiz bir sisteme sahip olmama rağmen ben bile bu kadar sorun yaşıyorsam diğer insanların vay haline. Yahu bir kere en büyük saçmalık savaş haritasında 70 lakin strateji haritasında 20 kare hızıyla çalışması oyunun. Böyle bir şey var mı ya? Yıllardır aynı sorun, bir oyun iyiye gidiyor bir oyun kötüye gidiyor performans.

İndirim beklemenizi tavsiye ederim. Oynanış olarak önceki oyunlara göre daha zor ve görsel olarak iyi durumda. Lakin ciddi performans sorunları var. 72SP

Başlamadan önce diğer incelemelerimin olduğu küratör sayfamı takip edin.

Şimdi Rome II iyi bir oyun. Lakin pazarlamada saçma sapan seçimler yapmışlar. Yok işte feministlere yaranalım bilmem ne diye oyuna eklenen tarihle uyumsuz kadın liderlerin eklenmesi. Yanlış anlaşılmasın, kadın liderler var ve bir kısmı da gayet doğru. Lakin bazı yerlerde ipin ucunu kaçırmışlar artık. Üstelik bu normal kadın askeri birlikler için de geçerli. Gerçek dışı bir güce sahipler. Bir de Blood & Gore (Kan & Vahşet) parayla satın alınıyor. Ya bu aşırı derecede saçma geliyor bana. Koca bir savaş oyunu oynuyoruz ve oyunda kan döküldüğünü görebilmek için ek paket mi satın almalıyız? Komedi.


Oyunun ana odağı anlaşılacağı üzere Roma İmparatorluğu. Doğuşundan tutun bölünüşüne kadar bu konu üzerine eğiliyor ek paketler de dahil olmak üzere. Lakin maalesef ki Jül Sezar olarak sadece bir tane ek pakette oynuyoruz. Bu da baya saçmalık geldi bana aslında. En azından daha fazla yerde görseydik bari adamı. "Campaign Pack" adı altında satılan ek içerikler gerçekten keyifli. Ana oyunun kendinden daha çok keyif aldım ben. Özellikle "Empire Divided Pack" çok keyifliydi.


Değişim dediğim savaş alanında değil de büyük haritada. Haritada artık öyle her yer şehir dolu olmaktan ziyade bölgeler var. Bu bölgelerin içerisinde birkaç tane ufak yerleşim yeri ve bir tane de bölgenin başkenti olan şehir bulunmakta. Bu bölgelerin içerisindeki yerleşim yerlerinin hepsi birbirini etkiliyor. Yani bir yerleşke kötüye gidiyorsa bölge istikrarsızlığa sürüklenebiliyor gibi mesela. Öte yandan ben yapıların böyle iyice kategorileştirilip sınırlandırılmasından rahatsız olmaya başladım. Yani bırak, ben belki Konya'yı metropol yapmak istiyorum? Niye beni kalıplara sokmaya çalışıyorsun ki, sana ne kardeşim salsana beni. Öte yandan birim çeşitliliği fena değil. Paralı askerlerin "paralı asker" görüntüsüne sahip olmamaları da saçma. Normal askerlerin kaplamalarını yapıştırmışlar direkt. Bıraksanıza bazı birimler sadece paralı askerlerde olsun yani.

Ayrıca oyunun Türkçe olduğuna bakmayın. Çeviri kalitesi gerçekten yerlerde. Yanlış çevirilerden ziyade çok fazla tutarsızlık da var. Bir şeyi farklı yerde 2 farklı şekilde çeviriyorlar mesela, yanlış anlıyorsunuz. İngilizce olarak oynamanız tavsiye edilir.


Total War oyunlarının grafikleri hiçbir zaman ahım şahım olmadı. 2013 için ortalama bir grafik kalitesi diyebilirim. Savaş meydanında da iyi performans veriyor oyun sıkıntı olmuyor. Lakin Empire Total War'daki bu büyük haritada oluşan performans sorunu geri gelmiş. Yahu savaş meydanında 200 FPS lakin büyük haritada sık sık 20 FPS alıyorum. Sıkıntı ne yani anlamış değilim. Oyunun büyük kısmının orada geçtiğini düşündüğümüzde cidden rahatsız edici oluyor ve beni oyundan soğutuyor yani.

Çok keyifli ve strateji severlere mutlaka öneririm, lakin 10 yıllık oyuna bu para verilmez maalesef. SEGA biraz daha yerel bakmalıydı olaya. 72SP