BİR BİLET KAÇ PARA
Almanya tuhaf bir memlekettir. Otobüsünde, treninde, metrosunda gişe bulunmaz. Elini kolunu sallaya sallaya binersin. Eğer şanslıysan bir memur yanaşır ve "mit karte bitte" der. İşte o zaman anlarsın ki boku yedin ve ceza ödemen gerek ama alaman abonmanı alırsan işte o zaman paçayı kurtardın demektir. Günlerden bir gün N0YAN iphone 15 pro maxli ile instagramda cüce videosu izleyip zevklenirken ağzından düşen bir damla single malt viski önce DB appini açıp sonra abonman bilet alır. N0YAN bir anda bilet sahibi olur ancak 49.90 eurosunu kaybeder. Artık geriye tek bir seçenek kalır. Her gördüğü ulaşım aracına binmek. Evindeki tuvalete gitmek için önce evin önündeki duraktan otobüse binip tren istasyonuna gider. Trenle Bochuma gidip geri döner ve metro ile evine döner. Artık 30 saniye boyunca rahatça kakasını yapabilir çünkü biletin hakkını vermiştir.

Merhaba dostum, ben ♥♥♥♥♥♥♥™ adminlerindenim.
2 haftadır girmediğini farkettik ve en büyük hayranımızı bir kontrol edelim istedik. Bizi en son ziyaret ettiğinden beri, Gay bölümünü seveceğini bildiğimiz videolarla güncelledik. Yakında görüşmek dileğiyle!

KAÇ TIM ANAHTARI ALACAK
Yıllardan 2024, Almanyada serinlik hiç gitmemiş kış yakındı. NOYAN ise 32 yaşında artık öğrenci olmamaya karar vermiş, kalan hayatını evde sürdürmek istemişti. Almanyada hayat zordur, her şeye 5 ay önceden notice vermeniz gerekir. Yurt odası içinse 1 sene. NOYAN da kız arkadaşı ile yaşamaya karar verince 1 sene önceden bildirip kendi yurdunu kiraya vermişti. Çünkü her euro önemliydi. Zaman gelince artık sona yaklaşmıştı. 1 yıldır kirada kalan oda birden 1 günde sorun olmuştu. NOYAN anahtarı 30 eylülde vereceğim demişti ve TIM tamam kanka demişti ama bir problem vardı kiracısı 30unda çıkacaktı ama 30unda yeni kiracı girecekti. Kimse ne yaptığını bilmiyordu. TIM herkese evet diyor, NOYANSA herkese sövüyordu inanılmaz bir ortamdı. Adeta bir savaş alanıydı aklımda kalanlar. Gerisi benim için sadece karanlık. Gözümü açtığımda yatağımdaydım ve dedim ki vay be NOYAN olmak çok zor olmalı.

-Technopat'tan herkese merhaba ben Recep Baltaş.

-Ben Ali Güngör.

-Bugün sizlerle UEFI Windows toplayacağız. Değil mi Ali?

-Evet Recep bu gün gerçekten de UEFI bir windows toplayacağız.

-Bu anakartımız yanında aparatlarıyla geliyor, değil mi Recep?

-Evet Ali bu anakartımız sahiden de yanında aparatlarıyla geliyor. Dilersen şimdi sistem testlerine geçelim Recep.

-Geçelim bakalım Ali. Shadow of War oynuyoruz burada bir ork var gördüğün gibi. Öyle değil mi Ali?

-Evet Recep orada gerçekten de bir ork var. Şimdi vuruyorum onu Ali... Vurdum onu değil mi Ali?

-Evet Recep Gerçekten de vurdun onu.

-Bu yeni topladığımız sistem hakkında ne düşünüyorsun Ali?

-Evet Recep gerçekten de öyle. Öyle değil mi Recep?

-Evet Ali gerçekten de öyle. öyle değil mi Ali?

-Evet Recep gerçekten de öyle.

Temel'e Dursun Karadeniz sahilinde oturuyorlarmış Temel Dursuna demiş ki :

-Gel beraber Amerika'ya yüzelim.

İki kafadar Karadeniz'den başlamışlar yüzmeye. Amerika'ya yaklaşmışlar. Tam bu sırada bizim Temel :

-Dursun ben kesildum geri doneyrum, demiş.

Çok zeki olduğum için beynimi ancak alkolle durdurduğum bir gecenin sabahıydı. Uyandığımda 22 cevapsız çağrı olduğunu görmüştüm. +49 numarasıyla beni arayan almanyada yaşayan bu arkadaştan başkası olamazdı. Telefonu açtığımda yapacağı şey tabi ki yanına çağırmaktı. Bana derhal almanyaya yanına gelmem gerektiğini beni çok sevdiğini söyleyip duruyordu. Uzun süredir tanıştığımız için kendisini kıramayarak almanyaya geleceğimi söyledim. Çok zeki bir bilim insanı olduğum için almanyaya gelmem sadece bir kaç ayımı almıştı. Birlikte bir odada yaşamaya başlamıştık. Bir kaç hafta içinde düşündüğü tek şey çamaşır yıkamak ve temizlik yapmak olmuştu. Türkiye cennet gibi bir takım laflar ediyordu. Olan oldu. 3 hafta içinde türkiyeye dönmüş ve geri gelmeme kararı almıştı. Almanyaya geri gelmemesinin tek nedeni türkiyedeki deterjanların daha yoğun kokması olduğuna kimseyi inandıramıyorum.